C
cendere
Ziyaretçi
agnostisizm Tanrının Var Veya Yok Oluşuna Ait Bilginin Ulaşılamaz Olduğunu, Dolayısıyla Ne Tanrıya İnanma Ne De Tanrıya İnanmama Konusunda Kesin Bir Şey Söylenemeyeceğini Öne Süren Bir Görüştür.
genelde Bu Görüşü Destekleyen İki Argüman Vardır: İlk Olarak Tanrının Varlığına Ait Bilgiye Ulaşılamaz Çünkü Dini İnanışları Ve Tanrı İnanışını Haklı Gösterebilecek Hiç Bir Kesin Kanıt Yoktur. İkinci Olarak Tanrının Varlığına Ait Bilgiye Ulaşamayız Çünkü Tanrının Varlığını İspatlayacak Kanıtlara Ulaşamayız.
bu Konudaki En Önemli Argümanlardan Biri Belirsizlik Argümanıdır; Tanrının Varlığı Veya Yokluğu Hakkında Kesin Bir Kanıt Gösteremeyiz. Ne Teistlerin Ne De Ateistlerin Öne Sürdükleri Tanrının Varlığı Veya Yokluğuna Dair Kanıtların Kesinliği Yoktur (kozmolojik Argüman, Ontolojik Argüman, ""teleolojik Argüman|dizayn Argümanı Vs.). Kesin Olmayan Kanıtlar Etrafında Belirlenen Bir İnanışında Yanlış Olma İhtimali Hayli Yüksektir. O Yüzden Tanrının Varlığı Gibi Aşırı Derecede Önemli Bir Konuda Bu Tür Çürütülebilecek Kanıtlardan Yola Çıkamayız.
bu Noktada Descartes'in Söyledikleri Önem Kazanır: "geçmişde En Basit Konularda Bile Hata Yaptığımı Bilirken Şu An Ki Seçimlerimde Hata Yapmadığım Konusunda Hiç Bir Delilim Olamaz. Bu Kaçınılmaz Belirsizlik Etrafında Da Herhangi Bir İnanış İnşa Edilemez. Bu Dini İnanışlar İçinde Böyledir". Bu Noktada Agnostikler Din Gibi Aşırı Derecede Önem Arzeden Konuda Bir İnanç Sahibi Olmadan Önce Oldukça Kuvvetli Kanıt Sahibi Olmamız Gerektiğini, Bu İnanç Çerçevesinde De Tanrının Varlığına Ait İspatlarımızı Belirleyecek Standartların Oldukça Yüksek Tutulması Gerektiğini Öne Sürerler. Durum Böyleyken Hiç Bir Zaman Tanrının Varlığı Hakkındaki Sorularımızı Cevaplayacak Yeteri Kadar Kanıt Elde Edemeyiz Ve Dolayısıyla Ne Bir Tanrı Fikri Ne De Bir Dini İnanç Sahibi Olabiliriz.
agnostisizmin Dayandığı Diğer Argümanlardan Biri De "anlaşılmazlık" Argümanıdır. Teist İnanışın Temelinde De Tanrının Bizim Akıl Ve Mantık Sınırlarımızın Dışında Olduğuna Dair Bir Görüş Vardır. Tanrıyı Tanımlamak İçin Kullandığımız Terimler Ve Değerler Sadece Bizim Bu Evren İçersindeki Deneyimlerimiz Sonucu Elde Ettiğimiz Bilgiler Çerçevesinde Şekillenir Ki Bu Bilgi Etrafında Tanrıyı Tanımlamak Da İmkansızdır. Kısaca Tanrıyı Anlayacak Akıl Ve Yeteneklerden Mahrumuzdur. Tanrı Bizim İçin Anlaşılmazdır.
tanrının Anlaşılmazlığı Üzerine Yapılan Bu Vurgu Tanrı Varlığı İle Bizim Düşünce Dünyamızı Belirleyen Kategorilerimiz (bkz: İmmanuel Kant) Arasındaki Mesafeyi De Açmakdadır. Eğer Tanrı Bizim Akıl Ve Mantık Sınırlarımızın Dışındaysa Tanrının Varlığı Veya Yokluğuna Dair Soruları Cevaplayabilmek De İmkansızdır. Durum Böyleyken De Ne Teizmi Ne De Ateizmi Doğrulamak Mümkün Değildir.
alıntı
genelde Bu Görüşü Destekleyen İki Argüman Vardır: İlk Olarak Tanrının Varlığına Ait Bilgiye Ulaşılamaz Çünkü Dini İnanışları Ve Tanrı İnanışını Haklı Gösterebilecek Hiç Bir Kesin Kanıt Yoktur. İkinci Olarak Tanrının Varlığına Ait Bilgiye Ulaşamayız Çünkü Tanrının Varlığını İspatlayacak Kanıtlara Ulaşamayız.
bu Konudaki En Önemli Argümanlardan Biri Belirsizlik Argümanıdır; Tanrının Varlığı Veya Yokluğu Hakkında Kesin Bir Kanıt Gösteremeyiz. Ne Teistlerin Ne De Ateistlerin Öne Sürdükleri Tanrının Varlığı Veya Yokluğuna Dair Kanıtların Kesinliği Yoktur (kozmolojik Argüman, Ontolojik Argüman, ""teleolojik Argüman|dizayn Argümanı Vs.). Kesin Olmayan Kanıtlar Etrafında Belirlenen Bir İnanışında Yanlış Olma İhtimali Hayli Yüksektir. O Yüzden Tanrının Varlığı Gibi Aşırı Derecede Önemli Bir Konuda Bu Tür Çürütülebilecek Kanıtlardan Yola Çıkamayız.
bu Noktada Descartes'in Söyledikleri Önem Kazanır: "geçmişde En Basit Konularda Bile Hata Yaptığımı Bilirken Şu An Ki Seçimlerimde Hata Yapmadığım Konusunda Hiç Bir Delilim Olamaz. Bu Kaçınılmaz Belirsizlik Etrafında Da Herhangi Bir İnanış İnşa Edilemez. Bu Dini İnanışlar İçinde Böyledir". Bu Noktada Agnostikler Din Gibi Aşırı Derecede Önem Arzeden Konuda Bir İnanç Sahibi Olmadan Önce Oldukça Kuvvetli Kanıt Sahibi Olmamız Gerektiğini, Bu İnanç Çerçevesinde De Tanrının Varlığına Ait İspatlarımızı Belirleyecek Standartların Oldukça Yüksek Tutulması Gerektiğini Öne Sürerler. Durum Böyleyken Hiç Bir Zaman Tanrının Varlığı Hakkındaki Sorularımızı Cevaplayacak Yeteri Kadar Kanıt Elde Edemeyiz Ve Dolayısıyla Ne Bir Tanrı Fikri Ne De Bir Dini İnanç Sahibi Olabiliriz.
agnostisizmin Dayandığı Diğer Argümanlardan Biri De "anlaşılmazlık" Argümanıdır. Teist İnanışın Temelinde De Tanrının Bizim Akıl Ve Mantık Sınırlarımızın Dışında Olduğuna Dair Bir Görüş Vardır. Tanrıyı Tanımlamak İçin Kullandığımız Terimler Ve Değerler Sadece Bizim Bu Evren İçersindeki Deneyimlerimiz Sonucu Elde Ettiğimiz Bilgiler Çerçevesinde Şekillenir Ki Bu Bilgi Etrafında Tanrıyı Tanımlamak Da İmkansızdır. Kısaca Tanrıyı Anlayacak Akıl Ve Yeteneklerden Mahrumuzdur. Tanrı Bizim İçin Anlaşılmazdır.
tanrının Anlaşılmazlığı Üzerine Yapılan Bu Vurgu Tanrı Varlığı İle Bizim Düşünce Dünyamızı Belirleyen Kategorilerimiz (bkz: İmmanuel Kant) Arasındaki Mesafeyi De Açmakdadır. Eğer Tanrı Bizim Akıl Ve Mantık Sınırlarımızın Dışındaysa Tanrının Varlığı Veya Yokluğuna Dair Soruları Cevaplayabilmek De İmkansızdır. Durum Böyleyken De Ne Teizmi Ne De Ateizmi Doğrulamak Mümkün Değildir.
alıntı