sebahattin68
Bilge Üye
Anadolu Toprakları ve Bitki Örtüsü
Dünya, bugüne kadar dört dönem buzul çağı geçirmiştir. Anadolu Toprakları son buzul çağını yaşamamıştır. Yaklaşık 250 000 yıl olarak tahmin edilen dördüncü buzul çağı, Anadolu Topraklarını etkisi altına almamıştır. Buzul dönemde bitki ve mikrobiyolojik floranın kendisini geliştirmesi ve evrimini tamamlaması mümkün değildir. Çünkü, bitki ve mikrobiyolojik flora inaktiftir. Bu ne anlama gelir? Tıpkı bir derin dondurucuda mikropların ürememesi gibi. Mikroplar (bakteriler ve virüsler) çoğalamazlar. Aynı şekilde buzul altında kalan bitkilerinde gelişmesi söz konusu değildir. Tıpkı donmuş topraklarda tohumların gelişmesinin mümkün olamayacağı gibi… Kısaca, buzul çağda bitkiler ve mikroorganizmalar yaşamlarını sürdüremezler evrimleşme durur. Bir bitki baharda filizlenir, çiçek açar, tohumları toprağa dökülür. Toprağa dökülen tohumlar bir dahaki bahar mevsiminde tekrar filizlenir, çiçek açar ve tohumları tekrar toprağa düşer. Her bahar mevsimiyle bu yaşam tekrar ederek devam eder. Her defasında bitki tohumlarının genetik yapısı çevre şartlarına bağlı olarak kendisini mükemmele doğru geliştirir. Bu durum genetik yapıya sahip her canlı da aynıdır. Kendisini geliştirme programı, her canlının genetik yapısında vardır. Şüphesiz ki, çevre şartlarının bozulması ile canlıların genetik yapıları da olumsuz etkilenerek bozulur (mutasyon).
İşte, Anadolu Toprakları yaklaşık 250 000 yıl süren buzul çağı yaşamadığı için bitkiler ve mikroorganizmalar doğal yaşamlarına devam ederek evrimini tamamlama yolunda yaşam faaliyetlerine devam etmişlerdir. Anadolu Toprakları, 250 000 yıl farkla, buz altında kalan diğer ülke topraklarına göre önde gitmiştir. 250 000 yıllık bu evrim farkı Anadolu Toprakları üzerindeki bitki florasını rakipsiz kılmıştır. Çünkü, Anadolu Toprakları üzerinde yetişen bitkiler 250 000 yıllık farkla kendilerini en mükemmel şekilde geliştirme fırsatına kavuşmuştur. Bu nedenle Anadolu Toprakları üzerinde yetişen bitkiler, evrimini en mükemmel bir şekilde tamamlama fırsatına sahip olmuştur. 250 000 yıllık bu zaman zarfında Anadolu Topraklarının bitki florası kendisini geliştirip en mükemmel bir şekilde evrimini tamamlarken, dünyadaki birçok bölgenin bitki florası buzul çağından dolayı gelişmede ve evrimleşmede geri kalmış (yerinde saymıştır). Anadolu topraklarının mikrobiyolojik florası ve üzerinde yetişmekte olan bitkilerimiz, bizlere Allah’ın bir lütfudur. Bunun kıymetini çok iyi anlamak ve bilmek zorundayız.
Dünya, bugüne kadar dört dönem buzul çağı geçirmiştir. Anadolu Toprakları son buzul çağını yaşamamıştır. Yaklaşık 250 000 yıl olarak tahmin edilen dördüncü buzul çağı, Anadolu Topraklarını etkisi altına almamıştır. Buzul dönemde bitki ve mikrobiyolojik floranın kendisini geliştirmesi ve evrimini tamamlaması mümkün değildir. Çünkü, bitki ve mikrobiyolojik flora inaktiftir. Bu ne anlama gelir? Tıpkı bir derin dondurucuda mikropların ürememesi gibi. Mikroplar (bakteriler ve virüsler) çoğalamazlar. Aynı şekilde buzul altında kalan bitkilerinde gelişmesi söz konusu değildir. Tıpkı donmuş topraklarda tohumların gelişmesinin mümkün olamayacağı gibi… Kısaca, buzul çağda bitkiler ve mikroorganizmalar yaşamlarını sürdüremezler evrimleşme durur. Bir bitki baharda filizlenir, çiçek açar, tohumları toprağa dökülür. Toprağa dökülen tohumlar bir dahaki bahar mevsiminde tekrar filizlenir, çiçek açar ve tohumları tekrar toprağa düşer. Her bahar mevsimiyle bu yaşam tekrar ederek devam eder. Her defasında bitki tohumlarının genetik yapısı çevre şartlarına bağlı olarak kendisini mükemmele doğru geliştirir. Bu durum genetik yapıya sahip her canlı da aynıdır. Kendisini geliştirme programı, her canlının genetik yapısında vardır. Şüphesiz ki, çevre şartlarının bozulması ile canlıların genetik yapıları da olumsuz etkilenerek bozulur (mutasyon).
İşte, Anadolu Toprakları yaklaşık 250 000 yıl süren buzul çağı yaşamadığı için bitkiler ve mikroorganizmalar doğal yaşamlarına devam ederek evrimini tamamlama yolunda yaşam faaliyetlerine devam etmişlerdir. Anadolu Toprakları, 250 000 yıl farkla, buz altında kalan diğer ülke topraklarına göre önde gitmiştir. 250 000 yıllık bu evrim farkı Anadolu Toprakları üzerindeki bitki florasını rakipsiz kılmıştır. Çünkü, Anadolu Toprakları üzerinde yetişen bitkiler 250 000 yıllık farkla kendilerini en mükemmel şekilde geliştirme fırsatına kavuşmuştur. Bu nedenle Anadolu Toprakları üzerinde yetişen bitkiler, evrimini en mükemmel bir şekilde tamamlama fırsatına sahip olmuştur. 250 000 yıllık bu zaman zarfında Anadolu Topraklarının bitki florası kendisini geliştirip en mükemmel bir şekilde evrimini tamamlarken, dünyadaki birçok bölgenin bitki florası buzul çağından dolayı gelişmede ve evrimleşmede geri kalmış (yerinde saymıştır). Anadolu topraklarının mikrobiyolojik florası ve üzerinde yetişmekte olan bitkilerimiz, bizlere Allah’ın bir lütfudur. Bunun kıymetini çok iyi anlamak ve bilmek zorundayız.