Asimetrik savaşın siyasallaşması

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Geçmiş tarihlerde bir Cumhurbaşkanımız devlet bazen rutin dışına çıkabilir demişti. Yargıtay Emekli Başsavcısı Sayın Sabih Kanadoğlu meşru hükümete ‘Dinci Dikta’ diyerek kendisini ele verdi.

Nedensellik ilişkisini yazının sonunda kuracaksınız.

Herşeyin bir firesi vardır, alışveriş merkezlerinde ciroya yüzde beş - on hırsız firesi koyulurmuş.

Terörle mücadelede de dünyanın neresinde olunursa olunsun hukuksuzluk firesi vardır. İstenilmediği ve özen gösterildiği halde istenmeyen mağdurlar olur.

Fakat özensizlik yahut karşı tarafı değersiz görmeye bağlı umursamazlık ile iki üç terörist var diye bir köyü bombalanırsa bu durum terörle mücadele değil katilliktir. Başka niyet olduğunu gösterir.

Gladio İtalya’da Ergenekon Türkiye’de Gayri Nizami Harp (GNH) konsepti içinde kurulmuştu.

GNH yeni terminoloji ile asimetrik savaş ülkeye işgal vaki olduğunda istilacı güçlerin gerisinde faaliyet gösteren devletler hukuku ve Cenevre Sözleşmesine uygun bir savaş biçimidir.

Mahalli personelden oluşur. Mahalli ve sivil personelin kurtarma kaçırma, yeraltı, gerilla kuvvetlerinden oluşur. Çoğu kimse birbirini tanımaz.

Özellikle askerliğini yaparken kişilere teklif götürülür, isim ve kod verilir. Bu kişiler hakim, savcı, öğretmen, esnaf, imam, gazeteci, hekim olabilirler.

Gizli ve örtülü harekat teknikleri vardır. Psikolojik savaş ve harekat, sabotaj, baskın, pusu, takip, tahrip, suikast, kurtarma, tedhiş, kaçırma, sokak hareketleri gibi tekniklerden oluşan eğitimler alırlar.

Özel Kuvvetler Komutanlığı bu kişilere danışmanlık ve eğitim desteği verir. Gizli ve özel irtibat sistemi ağı ile bağlıdırlar. Savaş ve işgal dışında aktif görev alamazlar. Bu konuda ayrıntılı bilgi arzu edenler www.adnantanriverdi.com ‘a başvurabilirler.

Buraya kadar herşey meşru ve hukuka uygun.

Fakat dış işgal yokken meşru hükümeti gayri meşru göstererek ‘Türkiye Cumhuriyeti ekonomik, psikolojik ve siyasi olarak işgal edilmiştir, Türkiye’yi İran yapacak dinci bir dikta vardır’ düşüncesi savunulursa...

Böylece mevcut hükümete ‘Topyekün Savaş’ ilan edilirse... Tıpkı şunun gibi; kendi halindeki bir köpeği kimse tehlike olarak görmez. Ancak o köpeğe siz ‘kuduzdur’ derseniz ve insanlar inanırsa herkes o köpeği yok etmeye çalışır.

Şimdi bazı çevrelerin Sevr benzetmeleri yapmaları meşru hükümeti işgalci olarak gösterecek ifadeler kullanmalarının tesadüfi olmadığı anlaşılıyor. Hatta meşru hükümetlere dış düşmanların işbirlikçisi sözleri asimetrik güçleri iç siyasette kullanma gayreti olduğu anlaşılıyor.

Bugün yaşananlara ve bulunan krokilere, suikast timlerine, yaprak tipi suikast bombalarına bakılırsa dış düşman için oluşturulmuş kuvvetlerin iç siyaset için kullanıldığını görürüz.

Devletin bir uzvu devletin diğer uzvuna ateş etmeye kalkarsa meşru yönetimin eğer gafil değilse veya satılmış değilse kendisine güvenen kitlelerin verdiği vekalete sahip çıkması gerekiyordu.

Hükümet yakın tarihte ilk defa demokrasi adına cesur bir duruş sergiledi, yani görevini ihmal etmedi.

Bu süreci TSK’ yı yıpratmadan aşabilmek komuta katının tutumuna bağlıdır.

28 Şubat binyıl sürecek diyen, Ankara’da siyasi kulis yapan orgenerallerin TSK’yı gerçek yıpratanlar olduğu daha iyi anlaşılıyor.

28 Şubat sürecinde Özel Kuvvetler Komutanlığında ve Gayri Nizami Harb’in sivil görevlilerinde İşçi Partisi paralelinde bir kadrolaşma olduğu biliniyor.

Hakim otoriteye gizli ve örtülü savaş tekniklerinin kullanıldığına en büyük delili 7 Temmuz 2004 tarihli gazeteye sarılı gömülü cephanelerdir.

Ayışığı ve Sarıkız yapılanmaları da aynı tarihlerde idi. Bu yapılanmalara dokunulmadıkça bu konu kapanmamalıdır. Özden Örnek Paşa’nın oğlu gibi günlük tutma merakı şansı bir daha önümüze çıkmayabilir.

Önemli olan yargılanan kişilere talimat veren çalışma gruplarıdır. Bu grupları da ortaya çıkaracak yargı sistemimizdir.

Askeri savcılar  re’sen çalışma başlatmazlarsa ve üst komuta katı bünye içinde arınma başlatmazsa lojmandan subay alınma travması çok acıtıcı olarak devam edecektir.

Meşru hükümetleri gayri meşru olarak tanıtan odaklara ‘Bu hükümet laiklik konusunda sabıkalıdır’ diyen siyasetçilere ve TBMM’nin kararlarına ‘411 el kaosa kalktı’ diyen zevata dikkat edelim.

Güç ve imtiyazı kaybetmek istemeyen odaklar mevcut iktidarı gayrimeşru göstermek için kapatma davası açtılar. Eğer iktidar laiklik karşıtı ise komik bir ceza mı verilirdi? Demek böyle bir suç yoktu meşruiyeti zedeleme planı vardı.

Bu grupların ve komitelerin cuntacı olduğunu ve gayri nizami harp birliklerini iç siyasette kullanma amaçlı odaklar olduğunu görmek için akıl gözü yeterlidir.
..
PROF, DR. NEVZAT TARHAN
 
Benzer konular Forum Tarih
A Atatürk hakkında her şey 22 45K

Benzer konular

Üst