F
feyza05
Ziyaretçi
ÇİÇEK İLE SU......
GÜNÜN BİRİNDE BİR ÇİÇEKLE SU KARŞILAŞIR VE ARKADAŞ OLURLAR.....
İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için. Gel zaman, git zaman çiçek o kadar
mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su’ya aşık
olmuştur.
İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, “Sırf senin hatırın için ey su” diye... Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek acaba “Su beni seviyor mu?” diye düşünmeye başlar. Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle...
Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz. Çiçek, suya “seni seviyorum” der. Su, “ben de seni seviyorum” der.
Aradan zaman geçer ve çiçek yine “Seni seviyorum” der. Su, yine “Ben
de” der.
Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...
Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya “seni seviyorum” der. Su da ona “söyledim ya ben de seni seviyorum” der.
...Ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Yataklardadır artık çiçek. Su da başında
bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine... Bellidir ki artık çiçek
ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; “seni
ben, gerçekten seviyorum”.
Su, çok hüzünlenir bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye... Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor:
“Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden bir şey gelmez.”
Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki:
“Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için” der.
Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece “seni seviyorum” demek yetmemektedir...
SİZ DE DAHA GEÇ OLMADAN SEVDİKLERİNİZİ ARAYIN, YAKININIZDAYSA SARILIN ONLARA...
Ve fısıldayın en güzel sesinizle, “SENİ SEVİYORUM” diye...
GÜNÜN BİRİNDE BİR ÇİÇEKLE SU KARŞILAŞIR VE ARKADAŞ OLURLAR.....
İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için. Gel zaman, git zaman çiçek o kadar
mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su’ya aşık
olmuştur.
İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, “Sırf senin hatırın için ey su” diye... Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek acaba “Su beni seviyor mu?” diye düşünmeye başlar. Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle...
Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz. Çiçek, suya “seni seviyorum” der. Su, “ben de seni seviyorum” der.
Aradan zaman geçer ve çiçek yine “Seni seviyorum” der. Su, yine “Ben
de” der.
Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...
Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya “seni seviyorum” der. Su da ona “söyledim ya ben de seni seviyorum” der.
...Ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Yataklardadır artık çiçek. Su da başında
bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine... Bellidir ki artık çiçek
ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; “seni
ben, gerçekten seviyorum”.
Su, çok hüzünlenir bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye... Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor:
“Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden bir şey gelmez.”
Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki:
“Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için” der.
Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece “seni seviyorum” demek yetmemektedir...
SİZ DE DAHA GEÇ OLMADAN SEVDİKLERİNİZİ ARAYIN, YAKININIZDAYSA SARILIN ONLARA...
Ve fısıldayın en güzel sesinizle, “SENİ SEVİYORUM” diye...