Bayram, yanlışa kurban gitmesin!
İki gün sonra televizyonların akşam bültenleri, ehil olmayan kasapların, kaçan danaların, kurban kesim alanını tercih etmeyip sokağı kan gölüne çevirenlerin haberleri ile dolup taşacak.
Ancak uzmanlara göre bu haberler, çocuklarda ruhsal bozukluklara sebep olurken, kurban, ibadet ve bayram konusunda telafisi mümkün olmayan yanlış bilgilenmelere yol açıyor. Peki kurbanı çocuklara nasıl anlatmalı? 10-15 yıl öncesine kadar böyle bir ihtiyaç yokken, şimdi kurbanı açıklama ihtiyacı neden doğdu? Buna sebep, çocuğun ruhsal olarak yetişkinden farklı yapısı mı, yoksa modern algının kurbana ilişkin tasavvurumuzda yarattığı kırılma mı? Her gün nice varlığın insan için kurban edildiğini canlı bir şekilde hatırlatan kurbanı, bu sorular etrafında ehline sorduk.
Yarın arife. Gelen Kurban Bayramı olunca, diğer bayrama oranla evlerdeki telaş bir kat daha fazla. Çünkü bayram hazırlığına, kurbanlığın temini, evde kurbanı kesecek bir kişi ya da kesim yapılacak özel bir mekan yoksa, bir kasabın bulunması ya da kurban kesim alanından randevu alınması, bayram günü etin dağıtılması gibi işler de ekleniyor. Bayramı idrak etmenin ve bir ibadeti yerine getirmenin tatlı telaşını yaşayan yetişkinler, bayramlık kıyafetlerinin ve harçlıklarının dışında çocuklarını da Kurban Bayramı’na hakkıyla hazırlıyor mu acaba? Yapılan araştırmalarda çocukların Kurban Bayramı’na ilişkin olumsuz görüşleri, son yıllarda kurban eti yemeyen çocukların sayısındaki artış ve uzmanların bu konu ile ilgili gözlemleri, yetişkinlerin çocuklarına Kurban Bayramı’nı ve bu ibadetin içeriğini anlatmada ihmalkâr davrandığını ortaya koyuyor.
Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu Koordinatörü Doç. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu, Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencileri Okan Karka ve Can Gezgör ile birlikte konu ile ilgili bir çalışma yapmış. Yapılan çalışma, çocukların kurbanda unutulduğunu, kurban kesimi sırasında psikolojik olarak hazır olmadıkları görüntü ve deneyimlerle karşı karşıya kaldığını, bu ibadetin içeriğinin ve anlamının çocuklara doğru bir şekilde aktarılmadığını ortaya koyuyor. Çocuklar, öğretmenler ve ebeveynlerle görüşerek ortaya konulan çalışmanın ‘öneriler’ bölümünde yer alan tavsiyelerden bazıları ise şöyle: “Çocuklar 8 yaşından sonra kurban kesmenin anlamını kavrayabilir. 10 yaş öncesinde ölüme ilişkin kavramaları yetersizdir. Bir dinî görev olarak kurban kesilmesi 11 yaşından sonra daha iyi anlaşılır. Bu yüzden çocuklar kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Eğer rahatsız oluyorlarsa kurban kesiminin yanlarında ayrıntılı olarak anlatılmasından kaçınılmalıdır. Çocukların duygularını anlatmalarına izin verilmeli, eğer kurban edilen hayvanın ardından üzüntü ve yas tutuyorsa, buna değer verilmelidir. Üzüntüsünü paylaşırken geçiştirici sözler söylenmemelidir. Televizyonlar kurban kesimi haberlerinde kan ya da parçalanmış hayvan görüntülerini vermekten kaçınmalıdır.”
‘Kan’lı kurban haberleri çocukları vuruyor
Türkiye Çocuk Hakları Koordinasyonu’nun çalışması ve uyarıları yerinde. Ancak önerilerin içinde, ibadetin anlamına ilişkin hiç bir maddenin bulunmaması, ‘Dinî eğitim, pedagojinin neresinde?’ sorusunu akla getiriyor. Yapılan yanlışlıklar ve ebeveynlerin çocuklarda kurban konusunda sağlıklı bir bilgilenme ve bilinçlenme sağlayamaması, her geçen yıl çocukla kurbanın arasını kaygı verici bir biçimde açıyor.
Her bayram arifesinde gündeme getirilen ‘kurban kesilmeli mi, kesilmemeli mi?’ tartışmaları bir yana, televizyonların kaçan danalar, acemi kasaplar ve kan gölüne dönen sokak görüntüleri eşliğinde verdiği ‘bayram haberleri’ne çoğumuz gülüp geçiyor belki. Ancak uzmanlar bu tartışma ve haberlerin en çok çocukları etkilediğini, çocuklar tarafından kurbana ilişkin kavranmaya çalışılan asıl anlamın bu görüntülerle uçup gittiğini söylüyor. Çocuk ve ergen psikiyatrı Dr. Mücahit Öztürk, medyanın kurbanla ilgili olumsuz görüntüleri sergilemekten kaçınması, çocuklara bu görüntülerin izletilmemesi gerektiğini vurguluyor ve şöyle diyor: “Doğal olmayan şartlarda, apartman aralarında kurban kesim haberlerinin ürkütücü ve iç karartıcı görüntüleri en çok çocukları etkilemektedir. Bu tip görüntüleri seyreden çocuklarda korku, uyku ve kaygı bozukluklarına sıklıkla rastlanmaktadır.”
‘Çocuklara kurbanı nasıl anlatalım?’ Bu soru, daha beş-on yıl öncesine kadar, cevabı bugünkü kadar merak edilen bir soru değildi. Bunun sebebi, yeni nesillerin doğal ortamdan giderek uzak bir hayat yaşaması, bayram günlerinde kan-katliam-vahşet argümanları ile verilen bayram haberleri ve bütün bunlara karşılık ebeveynlerin bu hassas konu ile ilgili çocuğunu bilgilendirmede yeterli hassasiyeti göstermemesi belki de. Dr. Mücahit Öztürk, hayatında ilk kez Kurban Bayramı’nda hayvanla haşır neşir olmayı öğrenen bir çocuğun, daha sonra bu hayvanın kesildiğine şahit olmasının yıpratıcı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Çok değil, daha 15-20 yıl öncesine kadar şehirde yaşayan bir çocuğun dahi köy ortamı ile mutlaka bir bağlantısı vardı. Köyle bağlantısı olan bir çocuk için koyun kuzu kesmek ve onların etini yemek oldukça doğal ve sıradan bir olaydır.”
Kurban bize neyi hatırlatır?
Çocuklara iyi bir kurban eğitiminin verilmesi, kurban kesmekle mükellef yetişkinlerin bu konuda iyi bir eğitim almasından, kurbana fizikî şartlar kadar ruh ve bilinç düzeyinde de iyi bir şekilde hazırlanmasından geçiyor kuşkusuz. Kurbanlıkların, dağların temiz havasını hatırlatan o tatllı meleyişleri ve memnun bakışları ile adeta kulağımıza fısıldadıkları şu cümleler, çocuklara, kurbanın mahiyetini açıklamada küçük bir yol gösterebilir belki: “Ardımızda nice güzel dağlar ovalar bırakıp sizin için geldik. Bayram günü, yerine getireceğiniz kutlu bir ibadet için buradayız. Allah’a duyulan sevgi ve teşekkürün sembolü uğruna kurban edileceğiz. Lezzetli etlerimiz, sofranızı süsleyecek, yoksulların sofralarına gidecek ve onları sevindirecek. Yünlerimiz giysi olup sizi soğuk kış günlerinde ısıtacak. Biz sadece bayramlarda değil, her zaman kurban ediliyoruz sizin için. Kasaptan adeta bir kalıp sabun alıyor gibi aldığınız birkaç kilo et de bizden... İçtiğiniz süt, sütten yapılmış onlarca yiyecek... Aslında her gün sizin için nice varlık kurban oluyor. Kurban Bayramı bütün bunları, değerinizi anlamak için güzel bir fırsat. Bizim kurban edilişimize tahammül edin ve biz ölüyoruz diye üzülmeyin. Biz kurban edildiğimiz için tıpkı sizin gibi ölerek dirileceğiz aslında. Tabiatta diğer hayvanlar ölüp toprak olurken biz kutlu bir ibadet için kurban oluyor ve cennete gidiyoruz. Yerine getirdiğiniz bu ibadetlerin karşılığında size bağışlanacak olan cennette sizi bekleyeceğiz.”
Çocuğa kurbanın toplumsal fayda boyutu anlatılmalı
Dr. Mücahit Öztürk (Psikiyatr): Şehirde yaşayan çocuk kurbanlık hayvanla uzun süre haşır neşir olmamalıdır. Çocuğun kurban edilecek hayvan ile duygusal bir bağ kurmaması için çocuğa baştan itibaren bu hayvanın kurban olarak kesileceği açıkça ifade edilmelidir. Çocuk üzüldüğünde anlayışla karşılanmalıdır. 7 yaşından önce eğer çocuk sormuyor ise çocuğa detaylı bilgi vermek yersizdir. Sorulara kısa ve öz, onun anlayabileceği tarzda detaya inmeden cevaplar verilmelidir. Kurbanın toplumsal fayda boyutu daha çok anlatılmalıdır. Kesimin, ehliyetli kişilerin işi olduğu anlatılmalı, kesim ile ilgili detaya girilmemelidir.
alıntı-zaman-pazar
İki gün sonra televizyonların akşam bültenleri, ehil olmayan kasapların, kaçan danaların, kurban kesim alanını tercih etmeyip sokağı kan gölüne çevirenlerin haberleri ile dolup taşacak.
Ancak uzmanlara göre bu haberler, çocuklarda ruhsal bozukluklara sebep olurken, kurban, ibadet ve bayram konusunda telafisi mümkün olmayan yanlış bilgilenmelere yol açıyor. Peki kurbanı çocuklara nasıl anlatmalı? 10-15 yıl öncesine kadar böyle bir ihtiyaç yokken, şimdi kurbanı açıklama ihtiyacı neden doğdu? Buna sebep, çocuğun ruhsal olarak yetişkinden farklı yapısı mı, yoksa modern algının kurbana ilişkin tasavvurumuzda yarattığı kırılma mı? Her gün nice varlığın insan için kurban edildiğini canlı bir şekilde hatırlatan kurbanı, bu sorular etrafında ehline sorduk.
Yarın arife. Gelen Kurban Bayramı olunca, diğer bayrama oranla evlerdeki telaş bir kat daha fazla. Çünkü bayram hazırlığına, kurbanlığın temini, evde kurbanı kesecek bir kişi ya da kesim yapılacak özel bir mekan yoksa, bir kasabın bulunması ya da kurban kesim alanından randevu alınması, bayram günü etin dağıtılması gibi işler de ekleniyor. Bayramı idrak etmenin ve bir ibadeti yerine getirmenin tatlı telaşını yaşayan yetişkinler, bayramlık kıyafetlerinin ve harçlıklarının dışında çocuklarını da Kurban Bayramı’na hakkıyla hazırlıyor mu acaba? Yapılan araştırmalarda çocukların Kurban Bayramı’na ilişkin olumsuz görüşleri, son yıllarda kurban eti yemeyen çocukların sayısındaki artış ve uzmanların bu konu ile ilgili gözlemleri, yetişkinlerin çocuklarına Kurban Bayramı’nı ve bu ibadetin içeriğini anlatmada ihmalkâr davrandığını ortaya koyuyor.
Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu Koordinatörü Doç. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu, Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencileri Okan Karka ve Can Gezgör ile birlikte konu ile ilgili bir çalışma yapmış. Yapılan çalışma, çocukların kurbanda unutulduğunu, kurban kesimi sırasında psikolojik olarak hazır olmadıkları görüntü ve deneyimlerle karşı karşıya kaldığını, bu ibadetin içeriğinin ve anlamının çocuklara doğru bir şekilde aktarılmadığını ortaya koyuyor. Çocuklar, öğretmenler ve ebeveynlerle görüşerek ortaya konulan çalışmanın ‘öneriler’ bölümünde yer alan tavsiyelerden bazıları ise şöyle: “Çocuklar 8 yaşından sonra kurban kesmenin anlamını kavrayabilir. 10 yaş öncesinde ölüme ilişkin kavramaları yetersizdir. Bir dinî görev olarak kurban kesilmesi 11 yaşından sonra daha iyi anlaşılır. Bu yüzden çocuklar kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Eğer rahatsız oluyorlarsa kurban kesiminin yanlarında ayrıntılı olarak anlatılmasından kaçınılmalıdır. Çocukların duygularını anlatmalarına izin verilmeli, eğer kurban edilen hayvanın ardından üzüntü ve yas tutuyorsa, buna değer verilmelidir. Üzüntüsünü paylaşırken geçiştirici sözler söylenmemelidir. Televizyonlar kurban kesimi haberlerinde kan ya da parçalanmış hayvan görüntülerini vermekten kaçınmalıdır.”
‘Kan’lı kurban haberleri çocukları vuruyor
Türkiye Çocuk Hakları Koordinasyonu’nun çalışması ve uyarıları yerinde. Ancak önerilerin içinde, ibadetin anlamına ilişkin hiç bir maddenin bulunmaması, ‘Dinî eğitim, pedagojinin neresinde?’ sorusunu akla getiriyor. Yapılan yanlışlıklar ve ebeveynlerin çocuklarda kurban konusunda sağlıklı bir bilgilenme ve bilinçlenme sağlayamaması, her geçen yıl çocukla kurbanın arasını kaygı verici bir biçimde açıyor.
Her bayram arifesinde gündeme getirilen ‘kurban kesilmeli mi, kesilmemeli mi?’ tartışmaları bir yana, televizyonların kaçan danalar, acemi kasaplar ve kan gölüne dönen sokak görüntüleri eşliğinde verdiği ‘bayram haberleri’ne çoğumuz gülüp geçiyor belki. Ancak uzmanlar bu tartışma ve haberlerin en çok çocukları etkilediğini, çocuklar tarafından kurbana ilişkin kavranmaya çalışılan asıl anlamın bu görüntülerle uçup gittiğini söylüyor. Çocuk ve ergen psikiyatrı Dr. Mücahit Öztürk, medyanın kurbanla ilgili olumsuz görüntüleri sergilemekten kaçınması, çocuklara bu görüntülerin izletilmemesi gerektiğini vurguluyor ve şöyle diyor: “Doğal olmayan şartlarda, apartman aralarında kurban kesim haberlerinin ürkütücü ve iç karartıcı görüntüleri en çok çocukları etkilemektedir. Bu tip görüntüleri seyreden çocuklarda korku, uyku ve kaygı bozukluklarına sıklıkla rastlanmaktadır.”
‘Çocuklara kurbanı nasıl anlatalım?’ Bu soru, daha beş-on yıl öncesine kadar, cevabı bugünkü kadar merak edilen bir soru değildi. Bunun sebebi, yeni nesillerin doğal ortamdan giderek uzak bir hayat yaşaması, bayram günlerinde kan-katliam-vahşet argümanları ile verilen bayram haberleri ve bütün bunlara karşılık ebeveynlerin bu hassas konu ile ilgili çocuğunu bilgilendirmede yeterli hassasiyeti göstermemesi belki de. Dr. Mücahit Öztürk, hayatında ilk kez Kurban Bayramı’nda hayvanla haşır neşir olmayı öğrenen bir çocuğun, daha sonra bu hayvanın kesildiğine şahit olmasının yıpratıcı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Çok değil, daha 15-20 yıl öncesine kadar şehirde yaşayan bir çocuğun dahi köy ortamı ile mutlaka bir bağlantısı vardı. Köyle bağlantısı olan bir çocuk için koyun kuzu kesmek ve onların etini yemek oldukça doğal ve sıradan bir olaydır.”
Kurban bize neyi hatırlatır?
Çocuklara iyi bir kurban eğitiminin verilmesi, kurban kesmekle mükellef yetişkinlerin bu konuda iyi bir eğitim almasından, kurbana fizikî şartlar kadar ruh ve bilinç düzeyinde de iyi bir şekilde hazırlanmasından geçiyor kuşkusuz. Kurbanlıkların, dağların temiz havasını hatırlatan o tatllı meleyişleri ve memnun bakışları ile adeta kulağımıza fısıldadıkları şu cümleler, çocuklara, kurbanın mahiyetini açıklamada küçük bir yol gösterebilir belki: “Ardımızda nice güzel dağlar ovalar bırakıp sizin için geldik. Bayram günü, yerine getireceğiniz kutlu bir ibadet için buradayız. Allah’a duyulan sevgi ve teşekkürün sembolü uğruna kurban edileceğiz. Lezzetli etlerimiz, sofranızı süsleyecek, yoksulların sofralarına gidecek ve onları sevindirecek. Yünlerimiz giysi olup sizi soğuk kış günlerinde ısıtacak. Biz sadece bayramlarda değil, her zaman kurban ediliyoruz sizin için. Kasaptan adeta bir kalıp sabun alıyor gibi aldığınız birkaç kilo et de bizden... İçtiğiniz süt, sütten yapılmış onlarca yiyecek... Aslında her gün sizin için nice varlık kurban oluyor. Kurban Bayramı bütün bunları, değerinizi anlamak için güzel bir fırsat. Bizim kurban edilişimize tahammül edin ve biz ölüyoruz diye üzülmeyin. Biz kurban edildiğimiz için tıpkı sizin gibi ölerek dirileceğiz aslında. Tabiatta diğer hayvanlar ölüp toprak olurken biz kutlu bir ibadet için kurban oluyor ve cennete gidiyoruz. Yerine getirdiğiniz bu ibadetlerin karşılığında size bağışlanacak olan cennette sizi bekleyeceğiz.”
Çocuğa kurbanın toplumsal fayda boyutu anlatılmalı
Dr. Mücahit Öztürk (Psikiyatr): Şehirde yaşayan çocuk kurbanlık hayvanla uzun süre haşır neşir olmamalıdır. Çocuğun kurban edilecek hayvan ile duygusal bir bağ kurmaması için çocuğa baştan itibaren bu hayvanın kurban olarak kesileceği açıkça ifade edilmelidir. Çocuk üzüldüğünde anlayışla karşılanmalıdır. 7 yaşından önce eğer çocuk sormuyor ise çocuğa detaylı bilgi vermek yersizdir. Sorulara kısa ve öz, onun anlayabileceği tarzda detaya inmeden cevaplar verilmelidir. Kurbanın toplumsal fayda boyutu daha çok anlatılmalıdır. Kesimin, ehliyetli kişilerin işi olduğu anlatılmalı, kesim ile ilgili detaya girilmemelidir.
alıntı-zaman-pazar