Dargınlıkları unutma, komşuları hatırlama zamanı | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Dargınlıkları unutma, komşuları hatırlama zamanı

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Son yıllarda bayram, tatil ya da işten uzaklaşma için bir fırsat olarak görülüyorsa da aslında çok daha başka anlamlar barındırıyor. Senai Demirci'nin ifadesiyle bayramlar bize unuttuğumuz masumiyeti, çocukluğumuzu ve paylaşmayı hatırlatıyor. 



Anne babaların, gurbette çalışanların, bir şekilde sevdiklerinden uzakta olanların özlemlerini gidermesi için fırsat sunuyor. Komşuları ziyaret etmeye, en önemlisi de küslerin barışmasına vesile oluyor. Sıla-i rahim yani 'Hısım akrabayı ve din kardeşlerini ziyaret etme, alâkayı devam ettirme, akrabanın kusurlarını affetme' olanağı veriyor.

Hastane, huzurevi, çocuk esirgeme yurdu ve hapishanelerde yalnızlıktan mahzunlaşan gönülleri sevindirmek, yetim ve öksüzlerin içlendiği böylesine özel günlerde onları yalnız bırakmamak, dua bekleyen ölmüşler için mezarlıkları ziyaret etmek sıla-i rahmin önemli bir parçası. Yüce Allah'ın Ra'd Suresi'nde yer alan "Allah'ın, görüp gözetilmesini emrettiklerini görüp gözetirler." ayeti Müslümanlara bu anlamda verilmiş bir mesaj. Peygamber Efendimiz de sıla-i rahmin değerini anlamamız için bir hadis-i şerifinde, "Nesebinizden sıla-i rahim yapacaklarınızı öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır." diyor. Bir diğer hadis-i şerifinde ise ziyaret ve iyiliğin önemini vurguluyor: "Rızkının bol olmasını ve ömrünün uzun olmasını isteyen kimse, akrabalarına ziyaret ve iyilikte bulunsun."

Televizyon programcısı ve yazar Senai Demirci, bayramların unuttuğumuz çocukluğumuzu hatırlattığını belirterek, "Ramazan bize bir lokmaya hasret kalmayı, küçük şeylere de sevinebilmeyi öğretti. Adeta masumiyeti bir daha hatırladık." diye konuşuyor. Çağımızın, insanları parçalayarak ayırdığına dikkat çeken Demirci, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bayramla birlikte komşuyla komşu, evlatla ana-baba hatta eşyayla insan arasında bile bir münasebet olmalı. Sıla-i rahim müminlere farzdır. Bu bayram içimize bir daha dönerek çevremizdeki her şeye farklı bir gözle bakalım. Çünkü tüketim toplumu bir eşyayı bile sevip benimsememize izin vermiyor. Elimizdekinden bizi tiksindirerek hep bizim olmayanı arzulamayı öğretiyor." İlahiyat profesörü Süleyman Ateş de bayramların küslerin barışması için önemli bir vesile olduğunu vurguluyor. Uzakların yakınlaşacağı, kırgınlıkların bertaraf edileceği bir sevinç günü olan bayramların giderek ruhunu yitirmesinden üzüntü duyduğunu ifade eden Ateş, oysa sıla-i rahmin Kur'an-ı Kerim'in bir emri olduğunu vurguluyor. Profesör Ateş, komşularla bayramlaşma, uzak akrabalarla telefonlaşma ve mesajlaşmanın da sıla-i rahim olduğunu belirtiyor. İlahiyat profesörlerinden Saim Yeprem ise şunları söylüyor: "Hem milli hem de dinî kültürümüzü yansıtan akraba ziyaretleri, komşuluk ilişkileri ve insanları sevindirme duygusu bayramlarla tekrar canlandırılabilmeli." Nergihan Çelen, Arif Bayraktar; İstanbul

Hatırlanmayı bekleyen gönüller

Anne, baba ve akrabalar: Bayram bir fırsat kabul edilerek anne babamız, kardeşlerimiz ve yakın akrabalarımız mutlaka ziyaret edilmeli. Hayır duaları alınarak akrabalık ilişkileri geliştirilmeli.

Dargınlar: Dargınların barışması için de bayram uygun bir ortam sunuyor. Bayram ziyareti, toplumsal buluşma, hoşgörü ve af kültürünün önemli bir unsuru olarak kültürümüzde yerini koruyor.

Komşular: Bugün duvarların ayırdığı apartmanlar içerisinde kopukluklar yaşanıyor. Yan dairedeki komşumuzu bile tanımıyoruz. Bayram, randevu almadan komşuyu ziyaret etmeye fırsat tanıyor.

Yaşlı ve hastalar: İhtiyarlık ve rahatsızlığın getirdiği zorluklarla mücadele eden yaşlı ve hastaları, bir nebze neşelendirmek ve kendimize dersler çıkarabilmek için onları mutlaka ziyaret etmeliyiz.

İmece usulü bayram hazırlığı

Konya'da bayram ikramları imece usulü hazırlanıyor. Ev hanımları, birbirinden lezzetli börek, gözleme, sarma ve baklavaları elbirliğiyle yapıyor. Emine Çiçek, eskiden yapılan ikramları köy odalarında toplanan ahalinin hep birlikte yediğini anlatıyor. Artık bu tür uygulamaların tarihe karıştığını söyleyen Çiçek, köy odaları geleneğini komşularıyla mahalle aralarında bir araya gelerek yaşatmaya çalıştıklarını vurguluyor. Yıllar önce annesinin komşularıyla yardımlaştığını aktaran Çiçek, "Şimdi de bizler bir bayrama hazırlık yapmak amacıyla bir araya toplandık. Aynı geleneği çocuklarımıza da öğretiyoruz. Komşularımızla bir yandan bayram hazırlıklarımızı tamamlarken diğer yandan komşuluk ilişkilerimizi güçlendiriyoruz." diyor.

Üzeri külle kaplı göçmen sacında yemekler pişiren Havva Onay ise gitgide gelenek ve göreneklerden uzaklaşılmasından yakınıyor. Apartmanlarda insanların birbirlerinden habersiz yaşadıklarına dikkat çeken Onay, şunları söylüyor: "Kültürümüzü devam ettirmek için elimizden geldiğince çaba sarf ediyoruz. Bir komşumuzun sıkıntısı olduğunda ondan haberdar olmak, onun yardımına koşmak için ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Komşularımızla sadece bayramlarda değil, çeşitli davet ve akşamlarda da bir araya geliyoruz."

Sinan Gül, Konya

Harçlıklarını mezar sulayarak çıkarıyorlar

Bayram çocuklar için ayrı bir sevinç kaynağıdır. Yeni elbiselerini giymek için sabahı zor ederler. Harçlık alabilmek için büyüklerin ellerini heyecanla öperler. Ancak dar gelirli ailelerin çocukları, bayramı çoğunlukla harçlıksız geçirir ya da kendisi çıkarır. Erzurumlu yoksul ailelerin çocukları da bayram harçlıklarını mezarlık sulayarak çıkarıyor. Yaşları 7-15 arasında değişen çocuklar, suladıkları mezar başına 1-2 YTL alıyor.

Orhan Yıldırım, Erzurum

 
Üst Alt