C
cendere
Ziyaretçi
DÜELLOYU AK PARTİ KAYBETTİ
Olur da Başbakan ile Baykal bir canlı yayında tartışırsa ne olur ?
Ak Parti için bu tehlike bir süredir ‘geliyorum’ diyordu.
Kılıçdaroğlu ile Fırat arasında Meclis’te gerçekleştirilen canlı yayın tartışmasından sonra Ak Partililerin artık görmesi gereken bir durum var önlerinde. Ve olay vahim bir noktaya gidiyor.
Bence dünkü tartışmanın önemi yoktu. Bayıla bayıla izlenecek bir şey de değildi.
Asıl merak edilen tartışma sonrası medyanın olayı nasıl yorumlayacağıydı.
Muhtemelen iki gün sonra kimsenin aklında tartışmadan geriye bir şey kalmayacak.
Ama bu tartışma Ak Parti için tehlikeli bir zemine kapı açtı.
Nasıl bir zemin bu ?
Cevap için tartışma sonrası gazetelerin olayı nasıl gördüğüne bakmak lazım.
CHP’yi kullanan Doğan Medyası malum. Tartışmayla ilgili haberler ve manşetler sanki günler öncesinden yazılmış gibi.
Doğan gazeteleri zaten Fırat’ı mahkum etmeye programlanmışlar. Ve öyle de yaptılar.
Açıkcası Doğan Medyası hiç şaşırtmadı. Bu manşetlerin geleceği tahmin edilmeliydi.
Fakat sürprizi Doğancıların ‘AKP Medyası’ olarak damgaladıkları yayın organları yaptı.
Doğan’ın tartışmayı hiç izlememiş görüntüsü vererek Fırat’ın hezimete uğradığını ima eden yayınlarına karşı hükümete yakınlığı olduğu iddia edilen gazetelerin böyle bir durumda CHP’yi hedef alıp Ak Parti’yi savunması beklenirdi.
Sabah, Bugün, Yeni şafak gibi gazetelerin gayet ortadan manşetlerle ‘Mecliste özlenen tablo’, ‘Medeni tartışma’, ‘Bize de bu yakışır’ gibi son derece yansız üsluplarla
konuyu değerlendirmeleri şaşırttı.
Ak Parti’yi tek savunan Star’dı. Doğan Medyasına onun dilinden cevap Star’dan geldi.
Tek taraflı, yanlı, tek bir sonuca odaklanmış ve tuttuğu takımı galip ilan eden yaklaşım.
Bu yaklaşımın doğru olup olmadığı tartışılır ama Doğan medyasının gazetecilik değil linç kampanyası yaptığı bir dönemde karşı tarafın da yapması beklenen budur.
Bu işin sonunda CHP destekli Doğan topuyla tüfeğiyle yine işi kendi bildiği gibi yorumladı ve namluyu Ak Parti’ye doğrulttu. Ak Parti’nin medya ayağı zayıf kaldı.
Sonuçta Ak Parti’yi kaygan zemine doğru sürüklemeyi amaçlayan ilk operasyonu Doğan kazandı. Ve Doğan bir sonraki raunt için kancayı da attı.
Güya tartışmayı seyreden halkın ‘sıra Başbakan ile Baykal’da’ demesiymiş.
Başbakan böyle bir tartışmaya hayatta çıkmaz. Ama Doğan medyası elinden geleni yapacak Ak Parti’nin ayağını kaydırmak için Başbakan’ı bu zemine çekmeye çalışacak. Doğan’ınki umut dünyası. ‘Ya çıkarsa’ diye sonuna kadar uğraşacak.
Ha olur da Başbakan ile Baykal bir canlı yayında tartışırsa ne olur ?
CHP’nin zaten kaybedecek bir şeyi yok. Böyle bir durumda kaybeden Ak Parti olur.
Ak Parti’nin seviyesi düşürülmeye çalışılan ortamlardan mümkün olduğunca uzak durması gerekir.
Çünkü Doğan medyası bir tarafında AK Parti’nin olduğu tartışmaların manşetlerini hazır tutuyor.
Maalesef Ak Parti’nin yönetim olarak kendine yakınlığıyla bilinen medyayı kontrol problemi kısa vadede çözülmeyeceğe benziyor. Çünkü parti bu kanallardan çok sık gol yiyor.
abdullah abdulkadiroğlu
Olur da Başbakan ile Baykal bir canlı yayında tartışırsa ne olur ?
Ak Parti için bu tehlike bir süredir ‘geliyorum’ diyordu.
Kılıçdaroğlu ile Fırat arasında Meclis’te gerçekleştirilen canlı yayın tartışmasından sonra Ak Partililerin artık görmesi gereken bir durum var önlerinde. Ve olay vahim bir noktaya gidiyor.
Bence dünkü tartışmanın önemi yoktu. Bayıla bayıla izlenecek bir şey de değildi.
Asıl merak edilen tartışma sonrası medyanın olayı nasıl yorumlayacağıydı.
Muhtemelen iki gün sonra kimsenin aklında tartışmadan geriye bir şey kalmayacak.
Ama bu tartışma Ak Parti için tehlikeli bir zemine kapı açtı.
Nasıl bir zemin bu ?
Cevap için tartışma sonrası gazetelerin olayı nasıl gördüğüne bakmak lazım.
CHP’yi kullanan Doğan Medyası malum. Tartışmayla ilgili haberler ve manşetler sanki günler öncesinden yazılmış gibi.
Doğan gazeteleri zaten Fırat’ı mahkum etmeye programlanmışlar. Ve öyle de yaptılar.
Açıkcası Doğan Medyası hiç şaşırtmadı. Bu manşetlerin geleceği tahmin edilmeliydi.
Fakat sürprizi Doğancıların ‘AKP Medyası’ olarak damgaladıkları yayın organları yaptı.
Doğan’ın tartışmayı hiç izlememiş görüntüsü vererek Fırat’ın hezimete uğradığını ima eden yayınlarına karşı hükümete yakınlığı olduğu iddia edilen gazetelerin böyle bir durumda CHP’yi hedef alıp Ak Parti’yi savunması beklenirdi.
Sabah, Bugün, Yeni şafak gibi gazetelerin gayet ortadan manşetlerle ‘Mecliste özlenen tablo’, ‘Medeni tartışma’, ‘Bize de bu yakışır’ gibi son derece yansız üsluplarla
konuyu değerlendirmeleri şaşırttı.
Ak Parti’yi tek savunan Star’dı. Doğan Medyasına onun dilinden cevap Star’dan geldi.
Tek taraflı, yanlı, tek bir sonuca odaklanmış ve tuttuğu takımı galip ilan eden yaklaşım.
Bu yaklaşımın doğru olup olmadığı tartışılır ama Doğan medyasının gazetecilik değil linç kampanyası yaptığı bir dönemde karşı tarafın da yapması beklenen budur.
Bu işin sonunda CHP destekli Doğan topuyla tüfeğiyle yine işi kendi bildiği gibi yorumladı ve namluyu Ak Parti’ye doğrulttu. Ak Parti’nin medya ayağı zayıf kaldı.
Sonuçta Ak Parti’yi kaygan zemine doğru sürüklemeyi amaçlayan ilk operasyonu Doğan kazandı. Ve Doğan bir sonraki raunt için kancayı da attı.
Güya tartışmayı seyreden halkın ‘sıra Başbakan ile Baykal’da’ demesiymiş.
Başbakan böyle bir tartışmaya hayatta çıkmaz. Ama Doğan medyası elinden geleni yapacak Ak Parti’nin ayağını kaydırmak için Başbakan’ı bu zemine çekmeye çalışacak. Doğan’ınki umut dünyası. ‘Ya çıkarsa’ diye sonuna kadar uğraşacak.
Ha olur da Başbakan ile Baykal bir canlı yayında tartışırsa ne olur ?
CHP’nin zaten kaybedecek bir şeyi yok. Böyle bir durumda kaybeden Ak Parti olur.
Ak Parti’nin seviyesi düşürülmeye çalışılan ortamlardan mümkün olduğunca uzak durması gerekir.
Çünkü Doğan medyası bir tarafında AK Parti’nin olduğu tartışmaların manşetlerini hazır tutuyor.
Maalesef Ak Parti’nin yönetim olarak kendine yakınlığıyla bilinen medyayı kontrol problemi kısa vadede çözülmeyeceğe benziyor. Çünkü parti bu kanallardan çok sık gol yiyor.
abdullah abdulkadiroğlu