Her Müslüman dininin görevlisi değil midir? | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Her Müslüman dininin görevlisi değil midir?

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Orta yaşın biraz üstünde genç bir öğretmen, köyüne ve annesine hasretini gidermek için, birkaç günlüğüne memleketine gider. Aile hasreti faslı, yemek, sohbet derken çay muhabbetine başlarlar annesiyle.

Hatıralar bahanedir bu tarz sohbetlerde. Özlenen şey muhabbettir. Muhabbet hasret gidermenin en güzel yoludur.
Muhabbet arasında anne çay tazelemek için demliğe yönelince, genç öğretmen camdan köy yolunu seyreder. Caminin yanındaki bakkalın önünde duran, yaşlı amcayı gören genç öğretmen kendi kendine tebessüm eder.
“Anne ilk defa Cuma namazına gittiğim gün bakkal amca bana şeker vermişti! O kadar sevinmiştim ki, bakkal amcayı her gördüğümde o şeker aklıma gelir” diye annesiyle hatırasını paylaşınca, annesi bir yandan çay koyarken oğluna “Biliyorum oğlum!” der.
Annesinin “Biliyorum!” sözünü yarım yamalak duyan genç öğretmen anlatmaya devam eder.
“Birkaç ay sonra ilk defa vakit namazına da gitmemi istemiştin. O gün ilk defa Cuma namazı dışında bir namaz için camiye girmiştim. Namaz çıkışı bakkal amca bana çikolata verince yine çok sevinmiştim. Sana daha önce söylememişimdir belki ama, benim canım çikolata istedikçe ben arkadaşlarla oynadığımız oyunu bile yarım bırakıp namaza giderdim. Nasıl olsa bakkal amca benim çikolatamı veya şekerimi verirdi.”
Oğlunun önüne çayını bırakan anne “Biliyorum oğlum!” der sadece.
Annesiyle bu hatırasını ilk defa paylaşan genç öğretmen annesinin “biliyorum” demesine çok şaşırır.
“Anne ben sana bunu ilk defa anlatıyorum. Sen nereden biliyorsun ki sürekli ‘biliyorum’ diyorsun?”
Oğlunun şaşkınlığına tebessüm eden Anne, “Biliyorum tabi ki oğlum! Çünkü sen ilk defa Cuma namazına gittiğinde de, ilk vakit namazına gittiğinde de ben bakkal efendiye sana çikolata veya şeker vermesini tembihlemiştim. O şeker ve çikolataların parasını ben ödüyordum bakkal efendiye!”
Uzun yıllardır öğretmenlik yapan genç hayatının en güzel eğitim dersini almıştı!

* * * * * * *

Benzer hatıralar dinlemişsinizdir. Ya da çocukluğunuzdan hatırlayanlar vardır, bazı yaşlılar ceplerinde sürekli şekerlerle gezerlerdi. Özellikle cami etrafında dolanan, camiye gelip giden çocuklara şeker vermek için hep yanlarında gezdirirler.
Buna benzer birkaç hatıra okumuştum. Ne kadar güzel ve akıllıca bir yöntem diye geçirmiştim içimden. Farkındaysanız bu hatıranın içinde din görevlisi yok. Bunu söylememin sebebi tüm sorumluluğu din görevlilerine yüklemenin yanlış olduğu gerçeğini vurgulamaktır.

Yıllar önce okumuştum…
İsrail’de anaokuluna giden çocuklar, ilk defa Tevrat okumaya başlayacakları zaman, onları okutan görevli Tevrat’ın sayfasını açarken hemen çocuğun ağzına bir şeker verir. Çocuk ağzına şekeri aldıktan sonra Tevrat okutmaya başlarmış. Şeker – Tevrat bağlantısını çocuk yaşta zihinlere işlemenin en güzel yöntemlerinden birisi de bu olsa gerek. Gerçi bizim memleketimizde anaokulunda çocuklara Kuran dersi verilmeye başlasa, “irtica” hortlar, “laiklik” elden gider…

* * * * * * * * *

Tüm din görevlilerin bildiği meşhur bir kitap vardır. Mevlüt Özcan’ın kaleme alığı “Din görevlisin el kitabı”. Kitabın içeriği, bir din görevlisinin bilmesi gereken temel görevlerdir. Bu kitabı ilk elime aldığımda kitabın isminden çok, alt başlığı dikkatimi çekmişti. Kitabın alt başlığı, Her Müslüman dininin görevlisidir.

“Keşke mahalle bakkalı çocuklara çikolata dağıtsa!” diye düşünmektense, mahalle bakkalından bir kutu çikolata veya dondurma alıp, camide Kuran öğrenen çocuklara kendimiz dağıtsak nasıl olur?
Her Müslüman dininin görevlisi değil mi?

Keşke Kuran okumayı öğrenen gençlere mahalle esnafı hediyeler dağıtsa veya biz birkaç hediye alıp Kuran öğrenen gençlere hediye edip onları sevindirsek fena mı olur? 
Her Müslüman dininin görevlisi değil mi?

“Keşke çocukların ellerinde çok güzel mealli bir Kuran olsa!” diye düşüneceğimize, onların birkaçına Kuran hediye etsek daha faydalı olmaz mı?
Her Müslüman dininin görevlisi değil mi?

“Keşke din görevlileri camiye gelen çocuklarla daha çok ilgilense!” diye bekleyeceğimize, zamanımız oldukça ona yardım etmeye gitsek daha iyi olmaz mı?
Her Müslüman dininin görevlisi değil mi?

“Keşke çocukların camide sıkılmasını önlemek için haftada birkaç yarışma tertip edilse, çocuklar yarışmada eğlense ve kazananlara hediyeler verilse!” diye düşüneceğimize, yarışma tertip etme konusunda birkaç arkadaşla birlikte din görevlilerine yardım etsek çok keyifli olmaz mı?
Her Müslüman dininin görevlisi değil mi? 

Sait ÇAMLCA
Eğitimci – Yazar
 
Üst Alt