Serdar Yıldırım
Bilge Üye
Karagöz İle Hacivat Hikayeleri
karagöz İle Hacivat: Miras
karagöz’e Mısır’daki Amcasından Bir Sandık Altın Miras Kalır. Bunun Üzerine Karagöz Yakın Arkadaşı Hacivat İle Beraber Bir Ticaret Gemisine Binip Mısır’a Giderler. Miras İşlemlerini Hallettikten Sonra Yine Bir Ticaret Gemisine Binip Geri Dönerler. Ama Marmara Denizi’nde Kürekçilerin İsyanı Sırasında Su Alan Gemiden Yolcular Kayıklara Binerek Kurtulurlar.
karagöz İle Hacivat Altın Dolu Sandıkla Mudanya Kıyılarına, Bindikleri Kayıkla Ulaşırlar Ama Sahilde Konuşmaya Daldıklarından İskeleye İyi Bağlamadıkları Kayık Dalgalara Kapılır Ve Gözden Kaybolur. Daha Sonra Bir At Arabasına Binerler Ve Bursa’daki Evlerine Dönerler. Bırak Bir Sandık Altını Ceplerindeki Para Da Bitmiştir. İş Bulup Çalışarak Para Kazanmaları Gereklidir Ama Nasıl Bir İş? Onlar Aralarında Bu Konuyu Konuşurken Tatlı Bir Sohbete Dalarlar. Giderek Sohbet Koyulaşır, Şakalaşmalar Artar.
karagöz: “ Sence Nasıl Bir İş Tutayım Hacivat. Ama Tutacağım İş De Az Emek Harcayıp Çok Para Kazanayım. “
hacivat: “ Öyle İş Olmaz Karagözüm. Ne Demek Az Emek Çok Yemek. Az Emek Az Yemek. “
karagöz: “ Sen De Amma Yaptın Be Hacıcavcav. Bana Az Yemek Vere Vere Açlığa Mı Alıştıracaksın. Biraz İnsaflı Olsan Da Tabağımı Dolmayla Doldursan. Pek Severim Dolmanın Yanına Köfteyi, Ondan Sonra Pilavı Ve Şamtatlıyı. “
hacivat: “ Bu Kadar Yeter Mi Karagözüm? İstersen Nohuttan, Musakkadan, Makarnadan Ve Cacıktan Da Alsan.”
karagöz: “ Onları Sen Ye Hacıcavcav. Benim İstediklerimden İkişer Porsiyon Olsaydı, O Yemeklerden Birazı Sabaha Kalsaydı, Ne Güzel Olurdu. “
hacivat: “ Tamam Karagözüm, Bu İstediklerin Olur Olmasına Da, Çok Çalışırsan, Çok Kazanırsan, Bu Yemeklerden Yersin. “
karagöz: “ Ahh. Ah. Keşke Kayığı İyi Bağlasaydık Ve Altınlar Kaybolmasaydı. Altınları Bozdurur Bozdurur Harcar, Yer İçerdik. Keyifli Bir Hayat Sürerdik. “
yazan: Serdar Yıldırım
karagöz İle Hacivat: Hacivat’ın Atı
hacivat’ın Son Zamanlarda İşleri İyi Gider. Çok Para Kazanır. Bu Birikimi Değerlendirmek İçin, Bir Yarış Atı Satın Alır. Girdiği Her Yarışı Kazanan Meşhur Bir At: Küheylan. Olayı Duyan Karagöz, Hacivat’ın Evine Gidip Kapıyı Çalar. Hacivat Pencereye Çıkar Ve Sorar: “ Buyur Karagöz’üm, Bir Şey Mi İstemiştin? “
karagöz: “ Evet Hacivat, Bir Şey İstemiştim. Duyduğuma Göre, Küheylan’ı Satın Almışsın. Onu Bana Satar Mısın? “
hacivat: ” Neden Olmasın Karagöz’üm. İyi Bir Fiyat Verirsen Satarım. De Bakalım, Ne Veriyorsun? “
karagöz: “ Hı?..”
hacivat: “ Yani Kaç Para Verirsin? Küheylan’ı Kaça Alırsın? “
karagöz: “ On Altın Veririm. Sattın Mı? “
hacivat: “ Dur Bakalım, Karagöz’üm. Hemen Sattın Mı Olur Mu? Bir Pazarlık Yapalım, Değil Mi? “
karagöz: “ Nazarlık Taktırırım, Küheylan’a. Anlaştık O Zaman. “
hacivat: “ Yapma Karagöz’üm. Alışverişi Oldubittiye Getirme. On Altına Küheylan Mı Satılırmış? Çık Biraz, Çık Çık. “
hacivat’ın Ne Dediğini Tam Olarak Anlayamayan Karagöz Evin Merdivenlerini Çıkmaya Başlar. Sonunda, Burnu Kapıya Dayanır.
hacivat: “ Çık Karagöz’üm, Çık Çık. “
karagöz: “ Kapıya Kadar Çıktım. Daha Fazla Çıkamıyorum. “
hacivat: “ Ben Sana Merdivenleri Çık Demedim. Fiyatta Çık, Yani On Altın Dedin Ya Onu Arttır, Yirmi De, Otuz De. “
karagöz: “ Yirmi, Otuz. “
hacivat: “ Çık, Çık. “
karagöz: “ Elli, Altmış. “
hacivat: “ Çık, Çık. “
hacivat’ın Çok Para İstemesine Kızan Karagöz Bağırır: “ Çık Çıkı, Çık Çık. Sanki Zil Takıp Oynuyorsun. Bre Hacivat, Sen Ne İstiyorsun Bu Ata, Onu Söyle Bakalım. “
hacivat: “ Bak Karagöz’üm, Ben Atı Yüz Altına Aldım. Üstüne Kar Da Koy.yüzü Geç, Yüzü Geç.”
karagöz: “ Yüzgeç Balıklarda Olur, Alık. “
hacivat: “ Hemen Sinirlenme Karagöz’üm. Şunun Şurasında Ne Güzel Pazarlık Yapıyoruz. Bak Karagöz’üm, Küheylan’ı Sana Veririm Ama Yüz Yirmi Altınını Alırım. Bir Kuruş Aşağı Olmaz. “
hacivat’ın Konuşmasına İçerleyen Ve Küheylan’ı Alamadığına Üzülen Karagöz, Hacivat’a Küser. Bir Hafta Ne Hacivat’ın Evinin Önünden Geçer, Ne De Onunla Konuşur. Daha Sonra İki Eski Dost Tekrar Barışırlar.
yazan: Serdar Yıldırım
karagöz İle Hacivat: İbiş’le Domuz Avı
karagöz İle Hacivat, Yanlarına İbiş’i De Alıp, Uludağ’a Domuz Avına Çıkarlar. Önceleri Ellerde Ok Ve Yay, Kaşlar Çatılmış, Bakışlar Keskin Ormanda Domuz Ararken, Sonraları Yorgunlukla Birlikte Ok Yaydan, Kaş Kaştan, Bakışlar Keskinlikten Sıyrılır. Sıkıntıyı Azaltmak İçin Karagöz’ün Anlatmaya Başladığı Av Hikâyeleri Başına Bela Olur, Çünkü Anlattığının Hep Bir Numara Büyüğünü İbiş’ten Duymak, Karagöz’ün Giderek Daha Çok Sinirlenmesine Neden Olur. Karagöz, İbiş’i Uçurumdan Aşağı Atmakla Tehdit Eder.
ibiş: “ Tamam, Beyabi. Kızma Bana. Ben De Bundan Sonra Konuşursam İki Olsun. Şimdi Rahat Rahat İstediğini Anlat. “
karagöz: “ Bre İbiş, Sussana Artık. Bir Daha Sana Av Yok. Hacivat, İbiş’i Ava Giderken Yanımıza Alalım Demek Yok Artık. Bu Son. “
hacivat: “ Merak Etme Karagözüm. Sen Kalbini Serin Tut. Hiçbir Ava İbiş’i Götürmeyiz. “
daha Sonra Karagöz İle Hacivat Ve İbiş Domuz Aramaya Devam Ederler, Fakat Ortalıkta Hiç Domuz Yoktur.
hacivat: “ Sabahtan Beri Arıyoruz, Bir Domuz Bile Göremedik. Hayatımda Böyle Bir Şey Ne Gördüm, Ne De Duydum. “
karagöz: “ Göremeyiz Tabi, Bu İbiş Yanımızdayken. Bunun Sesini Duyan Domuz Karşı Dağa Kaçıyor. İki Ok Atmış, Üç Domuz Vurmuş. Anlatsana O Hikâyeyi Bir Daha. “
hacivat: “ Aman Karagözüm, Sinirlenme. İbiş O Hikâyeyi Anlattı, Geçti. Ben İnanmadım. Senin Anlattığın Hikâyeler Daha Bir İnandırıcı Oluyor. “
karagöz: “ Doğru, Çünkü Ben Olmuş Olayları Anlatıyorum. Yıllar Önce Gençken Köyden Arkadaşlarla Domuz Avına Gittiydik. On Kişiyiz. Ormanda Büyük Bir Domuz Sürüsünü Tuzağa Düşürdük. Etrafını Kuşattık. Baktı Domuzlar Kaçış Yok, Birer Birer Yanıma Geldiler. Ben De Çaldım Bıçağı Boyunlarına, Yirmiden Sonrasını Sayamadımdı. “
hacivat: “ Hah Hah Ha.. İlahi Karagözüm. Sen De Değme Avcılara Taş Çıkartırsın. Avcılıkta, Atıcılıkta Benden İlerdesin. “
ibiş: “ Benim De Yıllar Öncesinden Bir Domuz Avı Hikâyem Vardı, Ama Beyabi Kızar Diye Anlatamıyorum. “
hacivat: “ Yeni Bir Domuz Hikâyesi Ha. Ama Anlatma. Karagöz’ü Kızdırmayalım. Keşke Demeseydin. Merakta Bıraktın Beni, İbiş. “
karagöz: “ Ben De Meraklandım. Bana Bak İbiş, Destekli Atarsan Kızmam Ama Desteksiz Atarsan, Ben Seni Uçurumdan Atarım, Bilmiş Ol. “
ibiş: “ Tamam Beyabi Ve Hacıabi. Atışlar Destekli Olacak. “ İbiş, Konuşmasına Devam Eder Ve Ben Sekiz Yaşındayken Der. Karagöz’ün Ayağa Kalktığını Gören İbiş Ağız Değiştirir. “ Yani On Sekiz Yaşındayken Demek İstedim. “
bunun Üzerine Karagöz: “ Hah Öyle Söyle. Beni Kızdırma. Şimdi Devam Et. “
ibiş: “ Manda Kadar Bir Domuz Bizim Tarlalara Dadandıydı. Tarlada Mısır, Bağda Üzüm Bırakmadıydı. Ye Babam Ye. Baktık Yedikçe Doymaz Bu Domuz, Yakında Ağaçları Da Yer. Babam, Dedem, Amcam, Yeğenlerim Ve Ben Tarlada, Bağda Nöbete Durduk. Ben Bağda Bekliyorum. Bir Gün Öğle Vakti Domuz Bağa Girdi. Zönk Zönk Deyip Yürüyüp Geliyor. Yakaladım Domuzu Suratına İki Tokat, Başladı Domuz Ağlamaya. Bir Yandan Da,” Abi, Ben Sana Ne Yaptım? Neden Vuruyorsun?” Diye Vızırdıyor. Ben De Bağırdım. Bak Şu Bağdaki Üzümleri Ben Mi Yedim. Başkasının Üzümünü Nasıl Habersiz Yersin. Ben Böyle Bağırdım Ama Domuz Ne Dese Beğenirsiniz. Ne Yapayım, Açım, Abi. Yemeseydim De Açlıktan Ölse Miydim? O Gün Domuzu Bıraktım. Bir Daha Onu Oralarda Gören Olmadı. Çok Uzaklara Gitmiş Olmalı. “
karagöz: “ Bre Densiz, Yine Desteksiz Attın. Ben Seni Uçurumdan Atayım Da Gör “ Diyen Karagöz, İbiş’in Üstüne Yürür. Bunun Üzerine İbiş Kaçar, Gider. Daha Sonra Karagöz İle Hacivat Başka Olay Olmadan Evlerine Dönerler.
yazan: Serdar Yıldırım
karagöz İle Hacivat: Hırsız
bir Gece Karagöz’ün Evine Hırsız Girer. Karagöz Sabahleyin Uyanınca Bakar Ki, Ev Tam Takır Kuru Bakır. Hırsız Utanmamış Ve Sokak Kapısını Bile Söküp Götürmüştür. Karagöz Olayı Zaptiyeye, Hanımı Da Komşulara Haber Verir. Komşular, Evin Önünde Toplanır Ve Az Sonra İki Zaptiye Gelir. Karagöz’ün Oğlu Yaşar, Annesine Sarılmış, Ağlamaktadır. Küçük Yaşar’ın Birkaç Parça Oyuncağını Götüren Hırsız Acaba Onları Ne Yapacaktır?
karagöz’ün Evinin Soyulduğunu Duyan Kadim Dostu Hacivat, Eve Gelir Ve Evde İnceleme Yapmaya Başlar. İki Zaptiye Olayı Soruşturur Ve Hırsızı Yakalayacaklarını Söyleyip Giderler. Zaptiyeler Gidince, Komşular Da Dağılır. Karagöz Ailesinin Yanında Hacivat Kalır Ve Karagöz’ü Sorguya Çekmeye Başlar.
hacivat: “ Canım Karagöz’üm, Hırsız Gelmiş, Dolapları, Masaları Götürmüş. Kapıyı Sökmüş. Hiç Mi Gürültü, Tıkırtı Duymadın? “ Diye Sorar.
karagöz: “ Bu Ne Biçim Soru, Hacivat. Gürültü, Tıkırtı Duysam Kalkıp Da Hırsızın Ümüğüne Basmaz Mıyım? “
hacivat: “ Her Neyse, Olan Olmuş, Biten Bitmiş, Eşyalar Gitmiş. Şimdi Bir Oyun Etmeli De, Şu Hırsızı Yakalamalı. Hah Buldum!. Karagözüm, Siz Bir Yandan, Ben Bir Yandan Komşuların Arasına Dalalım, Onları Senin Evde Bir Kese Altın Olduğuna İnandıralım. Bu Durum Kulaktan Kulağa Yayılır Ve Hırsızın Kulağına Giderse, Hırsız Mutlaka Senin Eve Damlar. “
karagöz: “ Sen Ne Diyorsun, Hacivat? Bende Bir Kese Altın Yok Ki? “
hacivat: “ Olduğunu Farz Et. Hırsızı Yakalamak İçin, Bu Bir Yem. Oltanın Ucuna Yem Takarsan Balık Yakalarsın. Balık Yeme Gelir De, Hırsız Altına Gelmez Mi? Siz Benim Dediğimi Yapın Gerisine Karışmayın. “
karagöz: “ Tamam, Hacivat. Senin Bu Tür İşlere Aklın Erer. Bende Bir Kese Altın Olduğunu Yayarız. Haydi, Hanım, Yaşar, Kalkın Gidiyoruz. “
karagöz’ün Evinde Bir Kese Altın Olduğunu Akşama Kadar Duymayan Kalmamıştı. Eski Kulağı Kesiklerden Olan Celal, Gece Yarısına Kadar Evin İçinde Dört Döndü. Daha Sonra Evinden Çıkıp, Karanlık Sokaklardan Süzülerek Geçti Ve Bir Hayalet Sessizliğinde Karagöz’ün Kapısız Evinden İçeri Girdi. Evdekilere Elindeki Şişenin İçindekini Koklatıp Altınlara Konardı. Şişeyi Koklattığı Kazazede Top Atsan Uyanmazdı, Fakat Bu Defa Durum Bambaşkaydı. Evdekiler Uyanıktılar Ve Onu Bekliyorlardı. Celal Yatak Odasına Girince Karagöz İle Hacivat Tarafından Yakalandı Ve Bir İple Sıkıca Bağlandı. Ertesi Gün Zaptiyeler Tarafından Sıkı Bir Dayaktan Geçirilerek Zindana Atıldı.
karagöz’ün Eşyaları Hırsızın Evinde Bulundu. Kader, Zaten Son Günlerde İşsiz Olan, Hacivat’ın Bulduğu İşlerde Çalışarak, Kışın Da Turşu Satarak Geçimini Sağlayan Karagöz’ün Alnının Teriyle Çalışarak Kazandığı Eşyaları Kaybedip Buldurarak, Onu Sevindirmişti.
yazan: Serdar Yıldırım
karagöz İle Hacivat : Oğulları
karagöz’ün Oğlu Yaşar İle Hacivat’ın Oğlu Sivrikoz Arasında, Babaları Kadar Olmasa Bile, Hatırı Sayılır Bir Rekabet Vardı. Yaşar, Sivrikoz’un Elinde Yeni Alınmış Bir Oyuncak Görmesin, Ne Yapar Eder, Karagöz’e Oyuncağın Aynısını Aldırırdı. Hani Ya Sivrikoz’un Yaşar’dan Aşağı Kalır Yanı Mı Vardı? Sivrikoz, Yaşar’ın Elinde Ne Görürse İsterdi. Oğlunun Gözlerinde Yaş, Kalbinde Acı Görmek İstemeyen Hacivat İkiletmeden Oğlu Ne İstiyorsa Hemen Alırdı.
böylece Aradan Yıllar Geçti. İkisi De Birer Yiğit Olan Gençler Düğün Güreşlerine Katılmaya Başladılar. Güreşlere Katılanlar Birer Havlu, Rakiplerini Yenip Baş Olan Güreşçi İse, Kınalı Bir Koç Kazanıyordu. İlk Katıldıkları Güreşlerde Birinci, İkinci Turlarda Elenen Yaşar İle Sivrikoz, Tecrübeleri Arttıkça Güreşlere Ağırlıklarını Koymaya Başladılar. Nihayet, Bir Düğünde Finale Kalma Başarısını Gösterdiler. Bunun Üzerine Karagöz, Hacivat’ın Yanına Gider Ve Oğlunun Güreşlerden Çekilmesini İster.
hacivat: “ Hiç Öyle Şey Olur Mu Karagözüm? Oğullarımız Bileklerinin Hakkıyla Finale Adlarını Yazdırdılar. Çıkarlar Meydana Aslanlar Gibi Güreşirler. Kim Güçlüyse O Galip Gelir Ve Şampiyon Olur. “
karagöz: “ Benim Oğlum Şampiyon Olur, Çünkü Senin Oğlundan Daha İri. “
hacivat: “ İrilikle Şampiyon Olunmaz Ki, Güreşte Kuvvetli Olan, Atak Olan Ve Nefesini İyi Ayarlayan Rakibine Üstünlük Sağlar. Bütün Bunlar Benim Oğlumda Var. “
karagöz: “ Günah Benden Gitti. Rezil Olmayasınız Diye Geldim. Benimki, Senin Oğlunu Hamur Gibi Yoğuracak Ve Koçu Kazanacak. “
hacivat: “ Bak Karagözüm, Koçu Benim Oğlum Kazanır. Bundan Korktuğun İçin, Oğlun Güreşten Çekilsin Diyorsun. “
karagöz: “ Ben Kimseden Korkmam. Hata Bende, Kırk Yılda Bir Şey İstedim, Onu Da Yapmadın. “
hacivat: “ Ama Canım Efendim, Borç Para İstemiyorsun Ki, Dediğini Yapayım. Oğluma Güreşten Çekil, Hükmen Yenik Sayıl Diye Nasıl Söylerim. “
karagöz: “ Söyleyemezsin Tabi, Çünkü Korkaksın. Yarın Senin Evin Karşısında Koçu Şişe Takıp Kızartacağım. Sakın Gelme Bir Parça Et İçin. Yağma Yok “ Diyen Karagöz Arkasını Dönüp Uzaklaşmaya Başlar. Hacivat’ın Seslenmesiyle Durup Dönen Karagöz’e, Hacivat Şöyle Der:
“ Yarın Koç Benim Bahçede Kızaracak. Toplanın Gelin, Kurban Bayramı Haricinde Et Yüzü Mü Görüyorsunuz? “
ertesi Gün Yapılan Güreşi Hacivat’ın Oğlu Sivrikoz Kazanır. Karagöz Buna İtiraz Eder Ve Sivrikoz’un Daha Önce Açık Düştüğünü Ve Güreşi Oğlu Yaşar’ın Kazandığını Söyler. Bunun Üzerine Hakem Heyeti Toplanır Ve Karar Değişikliği Yaparak, Yaşar’ı Şampiyon İlan Eder. Bu Duruma Da Hacivat İtiraz Eder. Hakem Heyeti Görevsizlik Kararı Alıp Topluca Bursa Kadısı’na Giderler.
bursa Kadısı, Her İki Tarafı Ve Hakem Heyetini Dinledikten Sonra, Müsabakayı Berabere İlan Eder. Kınalı Koç Kurallara Uygun Olarak Kesildikten Sonra, Yarısı Sivrikoz’a, Diğer Yarısı Da Yaşar’a Verilir. Böylelikle Olay Tatlıya Bağlanır.
yazan: Serdar Yıldırım
karagöz İle Hacivat: İdam Fermanı
günlerden Bir Gün, Karagöz, Bursa Sokaklarında Turşu Satarken, Yanına Bir Adam Yaklaşır.
" Ben Beni Arıyorum Ama Bulamıyorum. Sen Beni Buldun Mu? " Diye Sorar. Adamın Ne Dediğini Anlamayan Karagöz Sadece " Hı " Der. Bunun Üzerine Adam Tekrar Sorar:
" Ben Kendimi Arıyorum Ama Yokum. Yoksam Yokum Ve Ben Yoktan Çıkıp, Kendimi Bulup Kendimle Kucaklaşmak İstiyorum. "
karagöz: " Bre Adam, Kendinle Nasıl Kucaklaşacaksın Ki? İnsan Ancak Bir Başkasıyla Kucaklaşabilir. "
adam: " İnsanlar Çift Yaratılmıştır Derler. Böyle Birşey Doğruysa Eğer, İşte Ben Bu Çiftimi, Benzerimi Arıyorum. Tıpkısının Aynısı Ben Bu Adamı Sen Tanıyor Musun? Görmüşlüğün Var Mı? "
karagöz: " Görmüşlüğüm Var. Onunla Konuştum Bile. "
adam: " Gördün Mü? Konuştun Mu? Nerde Gördün, Konuştun, Çabuk Söyle? "
karagöz: " Az Önce Görmeye, Konuşmaya Başladım. Şimdi De Onu Görüyorum, Konuşuyorum. O Sensin Ya. "
karagöz İle Konuşan, Onu Ara Sokaklara Çeken, Hacivat'tır. Ulucami'nin Yapım İşinde Çalışan Karagöz İle Hacivat Sık Sık Tartışarak Caminin Yapımını Geciktirince, Padişah Orhan Gazi Bunun Nedenini Mimardan Öğrenir Ve Karagöz İle Hacivat Hakkında İdam Fermanı Çıkarır. Ertesi Gün Tebdil Kıyafet Camiye Gelen Orhan Gazi, Karagöz İle Hacivat'ın Tartışmalarını İzler Ve Gülümsemekten Kendini Alamaz. Saray Dönünce, Verdiği Ölüm Kararı İçin Pişman Olur. Padişah, Fedailerinden Birini, Hacivat'a Gönderir. Fedai, Hacivat'a, Tanınmaması İçin Ne Lazımsa Yapıp, Karagöz'ü De Yanına Alıp, Bursa'dan Gitmelerini Ve Kurtulmalarını Söyler.
hacivat Evine Gider Ve Sakallarını Keser, Sadece Bıyıkları Kalır. Yıllardır Giymediği Elbiselerini Giyer, Karagöz'ü Arar. Hacivat'ın Karagöz'ün Yanına Gidince Sesini Değiştirerek Konuşmasının Sebebi; Karagöz'ün Şaşırmasını Sağlayarak Daha Ne Olduğunu Anlamadan, Onu Bursa'dan Uzaklaştırmaktır. Hacivat Olanları Karagöz'e Küt Diye Anlatsa, Padişahın İdam Fermanına Karşı Gelmek İstemeyecek Karagöz, Kendini Celladın Önüne Atacaktır.
hacivat Karagöz'ü Bursa Dışına Çıkarınca Normal Sesiyle Konuşmaya Başlar, Hacivat Olduğunu Söyler Ve Olanları Anlatır. Karagöz Hacivat'ı Yıllardır Sakallı Gördüğü İçin, Sakalsız Haline Güler Ve Hacivat'la Alay Eder. Hacivat'ın Tanınmamak İçin Sen De Sakalını Kesmelisin Demesi Üzerine Karagöz:
" Sen Ne Diyorsun Hacivat? Ben Hayatta Sakalımı Kesmem. " Der.
bunun Üzerine Hacivat:
" Sakalını Kesmezsin Ama Tanınır Da Yakalanırsan Ne Olacak? İnsanın Hayattaki En Önemli Amacı, Hayatını Devam Ettirebilmesi Olmalı. Geride Kalacak Karını, Çocuğunu Düşün. Onlar Sensiz Ne Yapar, Ne Yer, Ne İçerler? " Der.
" O Da Doğru Ya. "
" Gel Bakalım, Şu Dere Boyunda Traşını Ol. Erkek Adama Bıyık Da Yakışır. "
traştan Sonra Hacivat, Karagöz İle Birlikte, Yakındaki Bir Çiftlikten İki At Satın Alırlar Ve Atlarına Binip Hep Batıya Doğru Yol Alarak, Balıkesir Taraflarına Giderler. Birkaç Yer Dolaştıktan Sonra, Bir Köyde İş Bularak, Tarlada Irgat Olarak Çalışmaya Başlarlar.
iki Ay İçinde Çalışkanlıkları Ve Doğrulukları Sayesinde Köydekilerle Sağlam Dostluklar Kuran Karagöz İle Hacivat, Bu Arada Kendilerine Birer Ev Yaparlar. Köylülerin Yardımıyla Ailelerini Buraya Getirtirler Ve Uzun Yıllar Boyunca Sakin Bir Hayat Yaşarlar.
bu Arada Karagöz İle Hacivat'ın İdam Edildikleri Söylentisinin Çıkması Üzerine Arkadaşları Şeyh Küşteri Çok Üzülür Ve Perde Gerisinde Karagöz İle Hacivat Oyunu Oynatmaya Başlar. Oyun, Bursa Halkı Tarafından Çok Beğenilir Ve Zamanla Tüm Anadolu'ya Yayılır. O Köyde Ve Civar Köy Ve Kasabalarda Pek Çok Defa Kimliklerini Belli Etmeden Oyunları Seyreden İki Dost Çok Önemli Bir Ayrıntı Hariç, Oyunları Beğenirler.
karagöz'ün Hemen Her Oyunda Hacivat'a Vurup, O'nu Dövmesi...
bu Durumun Açıklamasını Karagöz Şöyle Yapar:
" Ben Hacivat'a Neden Vurayım? O Tam Bir Beyefendi. Bana Her Zaman Yardımcı Oldu. İşsiz, Parasız Kaldığım Durumlarda Bana İş Buldu. Bu Durum Beni Üzüyor. "
hacivat İse:
" Yok Efendim, Yok. Dayak, Vurma Falan Yok. Bu Oyunu Oynatanlar, İlgiyi En Üst Düzeyde Tutabilmek İçin, Karagöz'e Beni Dövdürtüyorlar. Gerçekte, Karagöz Bana Bir Fiske Dahi Vurmamıştır. Oyun Oynanırken, Karagöz Bana Vurduğunda Seyredenler Gülmeseler, Zamanla Bu Kötü Hareketin Oyun Harici Kalacağına İnanıyorum.
yazan: Serdar Yıldırım