Kardeş Ali - İyilik Timsali

Serdar Yıldırım

Bilge Üye
Katılım
26 Mar 2010
Mesajlar
160
Tepkime puanı
1
Yaş
65
Konum
Bursa
eski Zamanlardan Birinde Ali Adında Bir Genç Yaşarmış. Doğduğundan Beri Köyünden Dışarı Çıkmamış. Duyduğu, Gördüğü, Bildiği Hep Köyüne Ait Şeylermiş. Kendisi Başkalarının İşine Karışmaz, Kimse Hakkında Kötü Söz Söylemez, Babadan Kalma Tarlayı Anasıyla Birlikte Ekip Biçer, Karınca Kararınca Geçinip Giderlermiş. Köy Arazisinin Yarıdan Fazlasının Sahibi Çok Zengin İki Kişiymiş. Bu İki Köy Ağası Köyde Yaşayanların Üç Gruba Ayrılmalarına Neden Olmuşlar. İlk İki Grup, Bu Ağaların Tarlalarında Çalışan İşçilermiş. Köy Ağalarından Birisi Kendi İşçilerini Diğer Ağadan Saklar, Fakat Diğer Ağanın İşçilerini Kendi Tarafına Çekmek İçin, Yoğun Çaba Sarf Edermiş. Durup Dururken Karşı Tarafın Bir İşçisi Hakkında Söylenti Uydurur, Bu Söylentinin Ağanın Kulağına Gitmesini Sağlar, Ağa İle İşçisinin Arasının Açılmasına Sebep Olurmuş. Ağa, Taşın Karşı Taraftan Atıldığını, Söylentinin Asılsız Olduğunu Bildiği Halde Karşı Taraf Taşı Öyle Bir Gediğine Koyarmış Ki Yine De Şüphelenmesine Engel Olamazmış.

üçüncü Grup İse, Kendilerine Ait Tarlaları Bulunan, Geçimlerini Buralardan Temin Eden Bağımsızlarmış. İki Ağa, Bağımsız Olanları Da Kendi Taraflarına Çekmek İçin Uğraşırlar, Bağımsızların Kendi Aralarında Bölünmelerine Sebep Olurlarmış. Sadece Ali Ve Anası İle Uğraşan Olmazmış. Köy Halkı, Ali’yi İyilik Timsali Olarak Görürmüş. Bu Yüzden Onu Çocukluğundan Beri Kardeş Ali Diye Çağırırlarmış. Kardeş Ali Köy Halkının Birbirini Çekiştirmesine, Komşuların Gürültülerine, Kavgalarına İstemeyerek Kulak Misafiri Olur, Sen Haklısın, Sen Haksızsın Diye Hiç Kimse İçin Fikir İleri Sürmez, Yorum Yapmazmış. Yalnız Kaldığı Zamanlar Düşüncelere Dalar, “ Bu Kavgalar, Bu Anlaşmazlıklar Neden Oluyor? Neden Birbirlerini Çekemez Bu İnsanlar? Kavgasız Yaşamak Daha Kolay Değil Mi? Anlaşsalar, Anlayışla Karşılasalar Küçücük Hataları. İncir Çekirdeğini Doldurmayacak Şeyler İçin Kalp Kırmasalar, Gönüllerini Hoş Tutsalar, Üzmeseler Başkalarını “ Dermiş Kendi Kendine. Ararmış Bu Soruların Cevabını. İstermiş Bu Durumu Bütün Açıklığıyla Kendisine Anlatabilecek Birisi Olsun. Belki O Zaman Üzüntüsü Biraz Hafifler, İyiliklerle Dolu Yüreği Huzur Bulurmuş.

günün Birinde Köye Bir Satıcı Gelmiş. Bu Satıcı “ İyilik İlacı “ Satarmış. Köylülerin Çoğu Birer Tane İyilik İlacı Satın Almışlar. Kardeş Ali “ Ben Zaten Kötü Birisi Değilim ” Diye Düşünüp Almamış. Aradan Üç Hafta Geçmiş. Kardeş Ali Bir Sabah Evinden Çıkıp Tarlaya Giderken Yolda İki Köylüye Rastlamış. Köylüler, Selam Verip Konuşarak, Gülüşerek Geçip Gitmişler. Kardeş Ali Ağzı Bir Karış Açık Arkalarından Bakakalmış. Kendi Kendine: “ Ya Bu Ne İştir? Bunlar Yıllardır Birbirlerine Yapmadıklarını Bırakmamışlardı. Daha Geçen Hafta Köy Meydanında Yumruk Yumruğa Kavga Etmişler, Altı Kişi Zor Ayırmıştık. Kavgayı Sona Erdireyim Derken, Enseme Bir Yumruk Yemiştim. Şu Hallerini Gören Bunları Yirmi Yıllık Dost Sanacak. Vay Be, Gel De Şaşırma!..” Diyerek Gülmüş.


daha Sonraki Günlerde Tanık Olduğu Olaylar Şaşkınlığının Daha Da Artmasına Sebep Olmuş Kardeş Ali’nin. Köyün Sahibi Olan İki Ağanın İşçilerini Tarlalarda Birlikte Çalışırken Görüyor, Bu Yakınlaşmanın, Köydeki Düşmanlıkların Yavaş Yavaş Ortadan Silinmesinin Nedenini Bir Türlü Anlayamıyormuş. Hele Hele Köy Halkını Üç Gruba Ayıran, Birbirlerini Günahları Kadar Sevmeyen İki Köy Ağasını Kol Kola Girmişler, Konuşarak Giderken Görünce Şaşkınlığı Doruğa Çıkmış. Kimselere De Soramamış: “ Siz On Gün Önceye Kadar Birbirinizin Adını Bile Anmazdınız. Nasıl Oluyor Da Şimdi Beraber Çalışıyor, Beraber Geziyorsunuz Diye. Sonra Ya Derlerse Bana, Bak Kardeş Ali, Biz Evvelden Düşmanmışız, Şimdi Dost Olmuşuz, Bunun Sana Ne Zararı Var? Yoksa Sen Bizim Dost Olmamızı İstemiyor Musun? Diye. Ben Onlara Nasıl Cevap Veririm? “ Bundan Dolayı Çaresiz Kalmış, İçi İçini Yemeye Başlamış.

düşünmeden Sorulara Cevap Bulunmaz Derler. Kardeş Ali’de Düşüne Düşüne Sorularını Kendisi Cevaplamış. Her Şeyin Sebebinin İyilik İlacı Olduğunda Karar Kılmış. İyilik İlacının Sırrını Satıcı Açıklayabilir Demiş. Ertesi Gün Satıcıyı Köy Kahvesinde Çay İçerken Görmüş. Yanına Oturmuş, Şuradan Buradan Konuşmuşlar. Daha Sonra Dışarıya Çıkmışlar, Dolaşmışlar, Yorulmuşlar. Dinlenmek İçin Bir Ağacın Altına Oturmuşlar.

kardeş Ali:

“ Bizim Köye Kırk Gün Önce Geldiniz. Bu Kırk Gün İçinde Çok Kişiye İyilik İlacı Sattınız. Yılardır Köyde Süregelen Kavgalar, Anlaşmazlıklar, Taraf Tutmalar Şu Anda Sona Ermiş Bulunuyor. Bu İyilik İlacının Sırrı Nedir? Nasıl Oluyor Da Bir Köy Halkını İyiliğe, Doğruluğa, Güzelliğe Doğru Peşinden Sürüklüyor? “ Diye Sormuş. Satıcı, Kardeş Ali’nin Söylediklerini Gülümseyerek, Dikkatle Dinlemiş, Sonra Konuşmaya Başlamış:

“ İnsanoğlu Doğduğu Anda Bir Başkası İçin Kötülük Düşünemeyecek Kadar Saf Ve Temiz Aslında Zavallı Bir Canlıdır. Annesinin Geniş İlgi Ve Özeniyle Diğer Canlılara Göre Oldukça Zor Ve Yavaş Büyür, Gelişir. Melek Gibi Bir Kalbi Vardır. Ailesi İçinde Ve Yakın Çevresinde Ne Görüyorsa Gördüklerini, Ne Duyuyorsa Duyduklarını Aynen Tekrarlar. Tekrar Ederken De Bir Şeyler Öğrenir. Öğrendikleri Doğru Veya Yanlış Olabilir. Doğru, İyiyi Ve Güzeli, Yanlış, Kötüyü Ve Çirkini Oluşturur. Önemli Olan, Doğru İle Yanlışı Birbirinden Ayırabilmektir. Çocuk Büyüdükçe Bunun Farkına Varmaya Başlar. Bazı Davranışlarının Doğru Olmadığını Bile Bile Nedenini Kendisinin Bile Anlayamadığı Bir Umursamazlıkla Uygulamaya Başlar. İşte, Bu Sıralarda Çocuğun Kendisini Bilerek, Hatasını Anlayarak Vazgeçmesi Veya Büyükleri Tarafından Hataları Güzellikle Anlatılarak Vazgeçirilmesi Gerekir. Eğer Çocuğun Büyükleri Ve Yakınları Da Hatalar, Yanlışlıklar İçindeyse, Birbirlerine Ve Başkalarına Davranışları Sevecen Değilse Nasihatler On Para Etmez. Çocuk, Bana Bunu Yapma Diyorlar Ama Benim Yaptıklarım Onlarınkinin Yanında Hiç Kalır Der Ve Bu Da Kalbine Atılan Kötülük Tohumlarının Hızlı Bir Şekilde Çimlenip Büyümesine, Fidan Haline Dönüşmesine Olanak Hazırlar. Yani Yıllar Geçtikçe Kötülük Yapma Eğilimi Hızlanarak Artacaktır.


sizin Köydeki Duruma Gelince: Burada Bulunan Zengin İki Köy Ağası Köylüler Arasındaki Kavgaların Gereğinden Fazla Artmasına Neden Olmuşlar. Köyünüze İlk Geldiğimde Konuştuğum Birkaç Kişi Bu Durumun Sona Ermesini Candan İstiyorlardı. Hiç Kimseye Hiçbir Şey Kazandırmayan Kavgadan, Gürültüden Bıkmışlardı. Bundan Dolayı Birer Tane İyilik İlacı Aldılar. Köy Ağalarının Aralarını Bulup Barıştırmam İyilik İlacının Etkisini Fazlalaştırdı. İyilik İlacı, Kayısı Suyu Ve Şekerle Hazırlanmış Bir Çeşit Şerbettir. İyilik İlacının Sırrı İçeriğinde Değil, İnsanlara İyiliğin Hatırlatılmasında Gizlidir. “

kardeş Ali Ne Zamandır Kafasını Kurcalayan Soruların Cevaplandığını Gördükçe Çok Mutlu Olmuş. Satıcı Son Cümlesini Bitirince Şöyle Bir Soru Sormuş: “ İnsanlar Arasındaki Bu Kısır Çekişmeler Bir Gün Bitecek Mi, Böyle Bir İhtimal Var Mı? “


bunun Üzerine Satıcı: “ Aradan Yüzyıllar Geçse Bile, İnsanlar, Toplumlar, Uygarlıklar Ne Kadar Değişse Bile Yine İnsan İnsanlığını Gösterecek Tartışmalar, Anlaşmazlıklar, Kavgalar Hiçbir Zaman Sona Ermeyecektir “ Diyerek Sorunun Cevabını Vermiş. Satıcının Bu Cevabından Sonra Derin Bir Sessizlik Olmuş. Aradan Birkaç Dakika Geçtikten Sonra Kardeş Ali’nin Son Bir Soru Sormaya Hazırlandığını Fark Eden Satıcı:


“ Dur Kardeş Ali. Şimdi Senin Bana Sormak İstediğin Soruyu Kendi Kendime Sormama İzin Ver. Madem Olumsuz Olacak Bu İşin Sonu Bunca Çaban Niye? İyilik İlacı Niye? Benim Çabalarım: 1- Zaman İçinde Gitgide Artmakta Olan Kötü Davranışlara Ve Kötü İnsanlara Karşı İyilik Kalesini Takviye Etmek, İyilik Yapanların Ve İyi İnsanların Çoğalmasını Sağlamak.
2- Köy, Kasaba, Şehir Gibi Yerleşim Birimlerinde Yaşamakta Olan İnsanlara İyilik, Güzellik Diye Bir Şeylerin Var Olduğunu Hatırlatıp Doğru Yolu Bulmalarına Yardımcı Olmak Şeklinde Özetlenebilir “ Dedikten Sonra Kafasını Kaldırmış, Etrafına Bakınmış: “ Eee.. Kardeş Ali! Farkında Mısın Bilmem, Hava Kararmaya Başladı. Yavaş Yavaş Kalkalım İstersen “ Demiş Satıcı Ve Kardeş Ali İle Birlikte Köye Doğru Yola Koyulmuşlar.

satıcı O Akşam Kardeş Ali’lerin Evinde Misafir Kalmış. Yemekten Sonra Satıcı İyilik İlacı Satma Görevinin Kendinden Bir Önceki Satıcı Olan Hocası Mahir Bey Tarafından Bundan On Sekiz Yıl Önce Verildiğini, O Zamanlar Yirmi İki Yaşında Olduğunu Söylemiş. İnsanlara İyilik Öğretmekle Geçen On İki Yıl Süresince Pek Çok Gerçekten İyi İnsana Rastladığını, Fakat Bunları Kusursuz Bulmadığı İçin Güvenemediğini Anlatmış.

satıcı: “ İyilik İlacının Sırrını Sadece Sana Anlattım Kardeş Ali, Sadece Sana İnandım, Sadece Sana Güvendim. Benden Sonrası İçin Bu Görevi Sana Bırakmak İstiyorum “ Deyince Kardeş Ali Bu Teklifi Kabul Etmiş. Satıcının Kendi Tecrübelerine Dayanarak Yazmış Olduğu “ İnsanlara İyilik Nasıl Öğretilir “ Adlı Kitabı Ve Atlı Bir Araba Alabilmesi İçin Satıcının Verdiği Parayı Almış. Zamanı Gelince, Köyünden Ayrılıp İyilik İlacı Satmaya Başlayacağına Söz Vermiş.

satıcı Bu Köyde On Beş Gün Daha Kalmış. Köyde Yaşayanlara İyi İnsan Olmanın Faziletlerini Anlatmış. Yaptığı İyilik Aşısının Tuttuğuna İyice İnandıktan Sonra Herkesle Teker Teker Vedalaşıp İki Atın Çektiği Arabasına Binmiş Ve Köylüler Kendisini Davul-zurna Çalarak, Oyunlar Oynayarak Yolcu Etmişler. Satıcı Köyden İyice Uzaklaşınca Düşüncelere Dalmış.

“ Hocamdan Ayrıldıktan Yıllar Sonra Köyün Birine İyilik İlacı Satmak İçin Gitmiştim. Köye Benden Birkaç Gün Önce Gelmiş Olan Hocamla Karşılaşmıştım. Hocam Bana, Geç Kaldın Yakup. O İyilik İlaçlarını Kendin İç, Demişti Gülerek Ve Beni Sevinçle Kucaklamıştı. Kim Bilir, Belki Ben De Kardeş Ali İle Bir Yerlerde Karşılaşırım, Kim Bilir? “


serdar Yıldırım
 

Benzer konular

Üst