Serdar Yıldırım
Bilge Üye
keloğlan Kasabaya Tavuk Satmaya Gitmiş. Pazara Gelince Elindeki İki Tavuğa Müşteri Aramaya Başlamış. Adamın Biri Tavuklara Bir Altın Vermiş. Keloğlan Bunu Kabul Etmemiş. İlle De İki Tavuğa İki Altın İsterim Demiş. Keloğlan’ın Tavukları Bir Altına Vermediğini Gören Adam:
“ Bak Keloğlan, Bende Bir Define Haritası Var. Yalnızım, Yaşlandım Artık. Bu Sebepten Defineyi Aramaya Çıkamadım. Eskiden, Zenginoğlu’ Nun Konağında Çalışırdım. Bu Haritayı Bana Zenginoğlu Vermişti. İki Tavuk Benim Olsun, Harita Senin Olsun, Defineyi Ara Bul, Ömrünce Mutlu Ol ” Demiş. Keloğlan Adama İnanmış, Değiş Tokuş Yapılmış. Keloğlan Akşamüstü Yorgun Argın Köyüne Dönmüş. Anası:
“ A Benim Kel Oğlum, Kabak Oğlum. Hiç Bu Kâğıt Parçasına İki Tavuk Verilir Mi? Sen Tavukları Satıp Gaz, Tuz Alacaktın. Kandırmışlar Seni. Şimdi Karanlıkta Otur, Yemekleri Tuzsuz Ye De Aklın Başına Gelsin ” Diyerek Bağırıp Çağırmış. Keloğlan Oralı Olmamış, Aklı Fikri Definedeymiş. Sabahı Zor Etmiş, Erkenden Kalkmış. Anasına:
“ Ana Ben Defineyi Aramaya Gidiyorum. Kışlık Yiyecek Hazırlamıştım. Varsın Gaz Olmasın, Akşamları Erken Yatarsın. Varsın Tuz Olmasın, Komşudan İstersin. Defineyi Bulursam, Seni Sultanlar Gibi Yaşatacağım ”demiş. Anasının Elini Öpmüş. Keloğlan’ In Kararlı Olduğunu Gören Anası Çaresiz Fikir Değiştirmiş. “ Güle Güle Git, Keloğlan. İnşallah Defineyi Bulursun “ Diyerek Keloğlan’ I Uğurlamış.
keloğlan Dağ-bayır Aşmış, Günlerce Aramış, Sonunda Haritadaki Kuyuyu Bulmuş. Define, Bu Kuyunun İçindeymiş. Kuyuya Attığı Taş Tak Diye Ses Çıkarmış. Keloğlan Kuyuda Su Olmadığını Anlamış. Fakat Geçen Yıl Köydeki Kör Kuyuya İnen Ve Bir Daha Çıkamayan Üç Kişi Aklına Gelmiş. “ Yanımda Köyden Getirdiğim İp Var. Kuyunun Kenarına Bağlayıp İnsem Ya Ben De Onlar Gibi Kuyudaki Zehirli Dumandan Boğulur Kalırsam Halim Nice Olur, Diye Düşünceye Dalmış. Evvela Bana Mert, Sözünün Eri, Kuyudaki Tehlikeyi Ortadan Kaldırabilecek Bir Yardımcı Lazım. Böylesi De Nerelerde Bulunur, Diye Düşünürken Aklına Nasreddin Hoca Gelmiş. Tamam, Demiş. Hoca Bu İşin Çaresini Bulur. ‘
az Gitmiş Uz Gitmiş, Sonunda, Akşehir’ E Varmış. Sormuş, Nasreddin Hoca’ Nın Evini Göstermişler. Kapıyı Çalmış. Nasreddin Hoca Kapıyı Açmış. “ Buyurun Evladım “ Demiş,
“ Ben Nasreddin Hoca’ Yım. Bir Şey Mi Arzu Etmiştiniz? “
“ Hocam, Bizim Köyde Bana Keloğlan Derler. Sizin Önemli Bir Meselenin Çözümüne Yardımınızı Rica Edecektim. Beni Dinlemek Zahmetine Katlanırsanız Çok Sevinirim. “
hoca, Keloğlan’ I Evine Buyur Etmiş. Keloğlan Define Haritasına Nasıl Sahip Olduğunu, Anasına Veda Edip Köyden Ayrıldığını, Haritadaki Kuyuyu Bulduğunu, Kuyuya Neden İnemediğini Anlatmış. “ Eğer Defineyi Bulursak Yarı Yarıya Paylaşırız, Hocam. Ne Dersiniz? ” Diyerek Sözü Bağlamış.
nasreddin Hoca:
“ Uzun Süredir Kullanılmayan Veya Etrafındaki Toprak Tabakasından İçine Zehirli Hava Sızan Kuyularda, Yeterli Hava Akımı Olmadığı İçin, Bu Zehirli Hava Birikir. Eğer Böyle Kuyulara İnilirse İnsanı Zehirler, Öldürür. Söylediğine Göre Kuyunun Derinliği Dokuz On Metre Varmış. Kuyunun Çevresini Kazıp Genişletmek Çok Yorucu Ve Zahmetli, İkimiz Başaramayız. Yardımcı Bulmaya Kalksak Kulaktan Kulağa Yayılır, Halk Kuyunun Başına Dolar. Başka Bir Yol Bulmalıyız Keloğlan. Sen Bizde Birkaç Gün Misafir Kal, Düşünüp Hal Çaresini Bulurum. “
nasreddin Hoca Sonraki İki Gün Planlar Yapmış, Taslaklar Çizmiş. Planları Demirciye Götürmüş. Bu Aletlerin Olanını Vermesini, Olmayanı Çizime Uygun Olarak Yapmasını Tembihlemiş. Haftasına Aletler Hazır Olmuş. İki Eşeğin Çektiği Bir Araba Almış. Arabaya Aletleri, Yiyecek, İçecek Gibi İhtiyaçları Koymuş. Karısıyla Vedalaşıp Eşeğine Binmiş. Nasreddin Hoca Eşeğiyle Önde, Keloğlan Arabayla Arkada, Yola Koyulmuşlar. Günlerce Süren Zahmetli Yolculuktan Sonra Definenin Bulunduğu Kuyuya Varmışlar. Hoca Kuyuyu İncelemiş. Keloğlan İle Birlikte Demirciye Yaptırmış Oldukları Büyük Körüğü Kuyunun Yanına İndirmişler. Yaklaşık On Santim Genişliğindeki Borunun Bir Ucunu Kuyunun Dibine Sallamışlar. Diğer Ucunu Körüğe Takmışlar. Birlikte Körüğe Temiz Hava Basmaya Başlamışlar. Yıllardır Burada Biriken Durgun Ve Zehirli Hava, Temiz Ve Basınçlı Havanın Etkisiyle Parçalanmaya, Yavaşça Yükselmeye, Kuyudan Çıkmaya Başlamış. Körük Her Hava Basışında Kuyudaki Zehirli Hava Oranı Azalıyormuş. Bu İşlem Ertesi Gün De Devam Etmiş. Üçüncü Gün Kuyunun Temizlendiğine Kanaat Getirmişler. Yine De Her Şeyden Emin Olmak İçin Nasreddin Hoca Arabada Getirdiği Bir Kediyi Çuvala Koymuş. Çuvalı İpe Bağlayıp Kuyunun Dibine Sarkıtmış. Yarım Saat Sonra Kediyi Çıkardığında Dipdiri Olduğunu Görmüş.
keloğlan İpi Beline Bağlayıp Kuyuya İnmiş. Haritada Belirtilen Taşı Çıkarmış. Taşın Altındaki Toprağı Kazınca, Sandığı Bulmuş. Yanındaki Diğer İpe Sandığı Bağlamış Ve Hoca’ Ya Kendisini Çekmesi İçin Seslenmiş. Keloğlan Kuyudan Çıkınca, Hoca İle Sandığı Yukarıya Çekmişler. Sandığın Kilidini Kırıp, Kapağını Açınca, Bir De Ne Görsünler: Çil Çil Altınlarla Dolu Değil Miymiş Sandığın İçi… Çok Sevinmişler. Hemen Altınları Paylaşmışlar. Ertesi Gün, Nasreddin Hoca Eşeğiyle Akşehir’e, Keloğlan Arabayla Köyüne Doğru Yola Koyulmuşlar.
keloğlan Köyünde Dillere Destan Bir Konak Yaptırmış. Hizmetçiler, Uşaklar Tutmuş. Tarlalar, Bağlar, Bahçeler Satın Almış. Anasıyla Birlikte Sultanlar Gibi Yaşamaya Başlamış. Keloğlan’ In Görülmemiş Zenginliği Padişahın Kulağına Gitmiş. Ava Çıktığı Bir Gün Keloğlan’ In Konağına Uğramış. Keloğlan Padişaha Hürmet Göstermiş, En İyi Şekilde Ağırlamış. Gördüğü Yakın İlgiden Çok Memnun Kalan Padişah, Keloğlan’ I Gelecek Ay Kutlanacak Bayram İçin, Sarayına Davet Etmiş.
bayram Günü Keloğlan Arabalar Ve Uşaklarla Beraber Saraya Gitmiş. Eğlenceler Sırasında Padişahın Dünya Güzeli Kızı Menekşe İle Tanışmış Ve Aşık Olmuş. Menekşe De Keloğlan’ I Görür Görmez Sevmiş Ve Yanından Ayrılmak İstemiyormuş. Bayram Eğlenceleri Bittikten Sonra Keloğlan Konağına Dönmüş. Anasına, Menekşe Sultan’ I Görür Görmez âşık Olduğunu, Onsuz Yapamayacağını Söylemiş. Düşünmüşler, Taşınmışlar, Padişahtan Menekşe’yi İstemeye Karar Vermişler. Daha Sonra Anasıyla Gidip Kızı İstemişler. Padişah, Menekşe’yi Keloğlan’ A Vermiş. Keloğlan Konağına Dönüp Düğün Hazırlıklarına Başlamış. Bir Taraftan Da Nasreddin Hoca’ Ya Haberciler Gönderip, Düğüne Davet Etmiş.
nasreddin Hoca Payına Düşen Altınlarla Akşehir’e Döndükten Sonra Yoksulları, Yetimleri, Giydirip Kuşatmış, Parasının Çoğunu Hayır İşlerinde Kullanmış. Bir Yandan Da Keloğlan’ın Köyünde Konak Yaptırdığını, Uşaklar Tutup, Araziler Satın Alıp Sultanlar Gibi Yaşamaya Başladığını Dost Sohbetlerinde Ve Gelip Giden Yolculardan Duyar, Anlatılanlara Sevinirmiş. Keloğlan’ın Düğün Haberini Ve Menekşe Sultan İle Evleneceğini Duyunca Keyfi Pek Yerine Gelmiş. Hemen Düğüne Gitmek İçin Hazırlıklara Başlamış. Halılar, Kürkler, İpek Kumaşlar Almış. Menekşe’ye Küpe, Kolye, Gerdanlık Gibi Ziynet Eşyaları Almış. Ayrıca Dört Atın Çektiği İki Araba Satın Almış, İki Tane De Uşak Tutmuş. En Değerli Elbiselerini, En Gösterişli Kürkünü Giymiş. Karısıyla Birlikte Düğünden Birkaç Gün Önce Yola Çıkmış.
nasreddin Hoca Maiyetiyle Birlikte Gayet Şatafatlı Bir Şekilde Saraya Varmış. Keloğlan, Hoca’yı Kapıda Karşılamış. Elini Öpmüş. Sarılmışlar, Hasretle Kucaklaşmışlar. Düğün Gününe Kadar Hoca Başından Geçmiş Nice Olaylara İnce Espriler Katarak Anlatmış. Davetlilerin Hoşça Vakit Geçirmelerine Yardımcı Olmuş. Sazlı, Sözlü Eğlenceler Arasında Keloğlan İle Menekşe Sultan Evlenmişler. Mutluluklarına Diyecek Yokmuş. Daha Uzun Yıllar Mutlu Ve Bahtiyar Olarak Yaşamışlar.
yazan: Serdar Yıldırım
keloğlan Masalları
akvaryum Yayınevi - 2011
“ Bak Keloğlan, Bende Bir Define Haritası Var. Yalnızım, Yaşlandım Artık. Bu Sebepten Defineyi Aramaya Çıkamadım. Eskiden, Zenginoğlu’ Nun Konağında Çalışırdım. Bu Haritayı Bana Zenginoğlu Vermişti. İki Tavuk Benim Olsun, Harita Senin Olsun, Defineyi Ara Bul, Ömrünce Mutlu Ol ” Demiş. Keloğlan Adama İnanmış, Değiş Tokuş Yapılmış. Keloğlan Akşamüstü Yorgun Argın Köyüne Dönmüş. Anası:
“ A Benim Kel Oğlum, Kabak Oğlum. Hiç Bu Kâğıt Parçasına İki Tavuk Verilir Mi? Sen Tavukları Satıp Gaz, Tuz Alacaktın. Kandırmışlar Seni. Şimdi Karanlıkta Otur, Yemekleri Tuzsuz Ye De Aklın Başına Gelsin ” Diyerek Bağırıp Çağırmış. Keloğlan Oralı Olmamış, Aklı Fikri Definedeymiş. Sabahı Zor Etmiş, Erkenden Kalkmış. Anasına:
“ Ana Ben Defineyi Aramaya Gidiyorum. Kışlık Yiyecek Hazırlamıştım. Varsın Gaz Olmasın, Akşamları Erken Yatarsın. Varsın Tuz Olmasın, Komşudan İstersin. Defineyi Bulursam, Seni Sultanlar Gibi Yaşatacağım ”demiş. Anasının Elini Öpmüş. Keloğlan’ In Kararlı Olduğunu Gören Anası Çaresiz Fikir Değiştirmiş. “ Güle Güle Git, Keloğlan. İnşallah Defineyi Bulursun “ Diyerek Keloğlan’ I Uğurlamış.
keloğlan Dağ-bayır Aşmış, Günlerce Aramış, Sonunda Haritadaki Kuyuyu Bulmuş. Define, Bu Kuyunun İçindeymiş. Kuyuya Attığı Taş Tak Diye Ses Çıkarmış. Keloğlan Kuyuda Su Olmadığını Anlamış. Fakat Geçen Yıl Köydeki Kör Kuyuya İnen Ve Bir Daha Çıkamayan Üç Kişi Aklına Gelmiş. “ Yanımda Köyden Getirdiğim İp Var. Kuyunun Kenarına Bağlayıp İnsem Ya Ben De Onlar Gibi Kuyudaki Zehirli Dumandan Boğulur Kalırsam Halim Nice Olur, Diye Düşünceye Dalmış. Evvela Bana Mert, Sözünün Eri, Kuyudaki Tehlikeyi Ortadan Kaldırabilecek Bir Yardımcı Lazım. Böylesi De Nerelerde Bulunur, Diye Düşünürken Aklına Nasreddin Hoca Gelmiş. Tamam, Demiş. Hoca Bu İşin Çaresini Bulur. ‘
az Gitmiş Uz Gitmiş, Sonunda, Akşehir’ E Varmış. Sormuş, Nasreddin Hoca’ Nın Evini Göstermişler. Kapıyı Çalmış. Nasreddin Hoca Kapıyı Açmış. “ Buyurun Evladım “ Demiş,
“ Ben Nasreddin Hoca’ Yım. Bir Şey Mi Arzu Etmiştiniz? “
“ Hocam, Bizim Köyde Bana Keloğlan Derler. Sizin Önemli Bir Meselenin Çözümüne Yardımınızı Rica Edecektim. Beni Dinlemek Zahmetine Katlanırsanız Çok Sevinirim. “
hoca, Keloğlan’ I Evine Buyur Etmiş. Keloğlan Define Haritasına Nasıl Sahip Olduğunu, Anasına Veda Edip Köyden Ayrıldığını, Haritadaki Kuyuyu Bulduğunu, Kuyuya Neden İnemediğini Anlatmış. “ Eğer Defineyi Bulursak Yarı Yarıya Paylaşırız, Hocam. Ne Dersiniz? ” Diyerek Sözü Bağlamış.
nasreddin Hoca:
“ Uzun Süredir Kullanılmayan Veya Etrafındaki Toprak Tabakasından İçine Zehirli Hava Sızan Kuyularda, Yeterli Hava Akımı Olmadığı İçin, Bu Zehirli Hava Birikir. Eğer Böyle Kuyulara İnilirse İnsanı Zehirler, Öldürür. Söylediğine Göre Kuyunun Derinliği Dokuz On Metre Varmış. Kuyunun Çevresini Kazıp Genişletmek Çok Yorucu Ve Zahmetli, İkimiz Başaramayız. Yardımcı Bulmaya Kalksak Kulaktan Kulağa Yayılır, Halk Kuyunun Başına Dolar. Başka Bir Yol Bulmalıyız Keloğlan. Sen Bizde Birkaç Gün Misafir Kal, Düşünüp Hal Çaresini Bulurum. “
nasreddin Hoca Sonraki İki Gün Planlar Yapmış, Taslaklar Çizmiş. Planları Demirciye Götürmüş. Bu Aletlerin Olanını Vermesini, Olmayanı Çizime Uygun Olarak Yapmasını Tembihlemiş. Haftasına Aletler Hazır Olmuş. İki Eşeğin Çektiği Bir Araba Almış. Arabaya Aletleri, Yiyecek, İçecek Gibi İhtiyaçları Koymuş. Karısıyla Vedalaşıp Eşeğine Binmiş. Nasreddin Hoca Eşeğiyle Önde, Keloğlan Arabayla Arkada, Yola Koyulmuşlar. Günlerce Süren Zahmetli Yolculuktan Sonra Definenin Bulunduğu Kuyuya Varmışlar. Hoca Kuyuyu İncelemiş. Keloğlan İle Birlikte Demirciye Yaptırmış Oldukları Büyük Körüğü Kuyunun Yanına İndirmişler. Yaklaşık On Santim Genişliğindeki Borunun Bir Ucunu Kuyunun Dibine Sallamışlar. Diğer Ucunu Körüğe Takmışlar. Birlikte Körüğe Temiz Hava Basmaya Başlamışlar. Yıllardır Burada Biriken Durgun Ve Zehirli Hava, Temiz Ve Basınçlı Havanın Etkisiyle Parçalanmaya, Yavaşça Yükselmeye, Kuyudan Çıkmaya Başlamış. Körük Her Hava Basışında Kuyudaki Zehirli Hava Oranı Azalıyormuş. Bu İşlem Ertesi Gün De Devam Etmiş. Üçüncü Gün Kuyunun Temizlendiğine Kanaat Getirmişler. Yine De Her Şeyden Emin Olmak İçin Nasreddin Hoca Arabada Getirdiği Bir Kediyi Çuvala Koymuş. Çuvalı İpe Bağlayıp Kuyunun Dibine Sarkıtmış. Yarım Saat Sonra Kediyi Çıkardığında Dipdiri Olduğunu Görmüş.
keloğlan İpi Beline Bağlayıp Kuyuya İnmiş. Haritada Belirtilen Taşı Çıkarmış. Taşın Altındaki Toprağı Kazınca, Sandığı Bulmuş. Yanındaki Diğer İpe Sandığı Bağlamış Ve Hoca’ Ya Kendisini Çekmesi İçin Seslenmiş. Keloğlan Kuyudan Çıkınca, Hoca İle Sandığı Yukarıya Çekmişler. Sandığın Kilidini Kırıp, Kapağını Açınca, Bir De Ne Görsünler: Çil Çil Altınlarla Dolu Değil Miymiş Sandığın İçi… Çok Sevinmişler. Hemen Altınları Paylaşmışlar. Ertesi Gün, Nasreddin Hoca Eşeğiyle Akşehir’e, Keloğlan Arabayla Köyüne Doğru Yola Koyulmuşlar.
keloğlan Köyünde Dillere Destan Bir Konak Yaptırmış. Hizmetçiler, Uşaklar Tutmuş. Tarlalar, Bağlar, Bahçeler Satın Almış. Anasıyla Birlikte Sultanlar Gibi Yaşamaya Başlamış. Keloğlan’ In Görülmemiş Zenginliği Padişahın Kulağına Gitmiş. Ava Çıktığı Bir Gün Keloğlan’ In Konağına Uğramış. Keloğlan Padişaha Hürmet Göstermiş, En İyi Şekilde Ağırlamış. Gördüğü Yakın İlgiden Çok Memnun Kalan Padişah, Keloğlan’ I Gelecek Ay Kutlanacak Bayram İçin, Sarayına Davet Etmiş.
bayram Günü Keloğlan Arabalar Ve Uşaklarla Beraber Saraya Gitmiş. Eğlenceler Sırasında Padişahın Dünya Güzeli Kızı Menekşe İle Tanışmış Ve Aşık Olmuş. Menekşe De Keloğlan’ I Görür Görmez Sevmiş Ve Yanından Ayrılmak İstemiyormuş. Bayram Eğlenceleri Bittikten Sonra Keloğlan Konağına Dönmüş. Anasına, Menekşe Sultan’ I Görür Görmez âşık Olduğunu, Onsuz Yapamayacağını Söylemiş. Düşünmüşler, Taşınmışlar, Padişahtan Menekşe’yi İstemeye Karar Vermişler. Daha Sonra Anasıyla Gidip Kızı İstemişler. Padişah, Menekşe’yi Keloğlan’ A Vermiş. Keloğlan Konağına Dönüp Düğün Hazırlıklarına Başlamış. Bir Taraftan Da Nasreddin Hoca’ Ya Haberciler Gönderip, Düğüne Davet Etmiş.
nasreddin Hoca Payına Düşen Altınlarla Akşehir’e Döndükten Sonra Yoksulları, Yetimleri, Giydirip Kuşatmış, Parasının Çoğunu Hayır İşlerinde Kullanmış. Bir Yandan Da Keloğlan’ın Köyünde Konak Yaptırdığını, Uşaklar Tutup, Araziler Satın Alıp Sultanlar Gibi Yaşamaya Başladığını Dost Sohbetlerinde Ve Gelip Giden Yolculardan Duyar, Anlatılanlara Sevinirmiş. Keloğlan’ın Düğün Haberini Ve Menekşe Sultan İle Evleneceğini Duyunca Keyfi Pek Yerine Gelmiş. Hemen Düğüne Gitmek İçin Hazırlıklara Başlamış. Halılar, Kürkler, İpek Kumaşlar Almış. Menekşe’ye Küpe, Kolye, Gerdanlık Gibi Ziynet Eşyaları Almış. Ayrıca Dört Atın Çektiği İki Araba Satın Almış, İki Tane De Uşak Tutmuş. En Değerli Elbiselerini, En Gösterişli Kürkünü Giymiş. Karısıyla Birlikte Düğünden Birkaç Gün Önce Yola Çıkmış.
nasreddin Hoca Maiyetiyle Birlikte Gayet Şatafatlı Bir Şekilde Saraya Varmış. Keloğlan, Hoca’yı Kapıda Karşılamış. Elini Öpmüş. Sarılmışlar, Hasretle Kucaklaşmışlar. Düğün Gününe Kadar Hoca Başından Geçmiş Nice Olaylara İnce Espriler Katarak Anlatmış. Davetlilerin Hoşça Vakit Geçirmelerine Yardımcı Olmuş. Sazlı, Sözlü Eğlenceler Arasında Keloğlan İle Menekşe Sultan Evlenmişler. Mutluluklarına Diyecek Yokmuş. Daha Uzun Yıllar Mutlu Ve Bahtiyar Olarak Yaşamışlar.
yazan: Serdar Yıldırım
keloğlan Masalları
akvaryum Yayınevi - 2011