Kur'an'a Abdestsiz Dokunmak

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Bilmez Ki Sorsun, Sormaz Ki Bilsin!
bugünkü Yazımızı, Cevabı Herkesi İlgilendiren Bir “soruya” Ayırdık. Hayır Hayır, Bu Bir “soru Değil, Bu Bir “sorun!” Hem De Çok Ciddi Ve Adı: “dini Anlama Sorunu.” Bu Sorun, Kimi Zaman Ortaya Birden Fazla “din” Çıkarıyor Ve İnsanlar “hangi Dine” İnanacağını Şaşırıyor. (siz ‘yanılmaz’ Atalarını Pazarlayanların Dinine Değil, Kaynağı Kur’an Olan Allah’ın Dinine İnanın.) Kimi Zaman, Allah’ın Kitabında Yazmayan, Peygamber’in Sünnetinde Yer Almayan “farzlar, Haramlar” Çıkarıyor.

düşünebiliyor Musunuz; Bu Nevzuhur Farzlardan Hz. Peygamber’in Haberi Yok! Bizim Akıldanelerimizin Bildiği Bir “farz” Düşünün Ki, Sahabe Bilmiyor? Bir “farz” Düşünün Ki, Müctehid İmamların Bu -sözümona- “farzdan” Haberi Yok! Güldünüz Değil Mi? Hayır, Kimse Gülmesin; Çünkü Kendisi Gülünç Durumda Olanların Başkalarına Gülme Hakkı Yoktur Ve Şu An Kendini Çok Dindar Sananların Dinleriyle İlgisi Hurafe Düzeyinde, Bilgisi İse Efsane Niteliğindedir. İnsanlar İbadetleri âdetleştirince âdetleri De İbadetleştirdiler.

bu Satırları Sert Bulmayın Lütfen; İmamların Birçoğuna Göre “mukallid”in Tarifi Şudur: “amellerini Delilleriyle Birlikte Bilip, O Delilleri Değerlendirmede Mezhep İmamının İctihadını Benimseyen Kimse.” Söyler Misiniz? Bu Durumda Kendini Hanefi Sananların Kaçta Kaçı Hanefi’dir? Kaçta Kaçı Şafii’dir? Bırakın Avamı, “hocam” Denilenlerin Kaçta Kaçı “mezheplidir?” Utanmadan Yıllar Yılı “mezhepsizlik Edebiyatı” Yapan ‘mezhepçiler’, Duygularını, Paralarını Sömürerek Sırtından Geçindikleri Müslümanlara Kinden, Nefretten, Cehaletten Başka Ne Verdiler? Tezgâhında Mezhep Satarak Geçinen Bu Tiplerden Oluşan Bir Cemaat, Radyodan ‘düz’ Kadın Sesine ‘haram’ Diyen Sözümona İlmihaller Tezgâhlarken, Dansöz Pazarlayan Tv İstasyonuna Sahip Olmanın Fetvasını Bulmakta Hiç De Zorlanmadı. Bu Tiplerden Kaçını Tanıdımsa, Hepsi De Şarlatandı. Ayak Üstü “sübhaneke”nin Anlamını Sorsanız “kem-küm”den Başka Cevap Alamazdınız. Ama Dillerinin Keskin Yanını Koca Koca Alimlerin Enselerinden Bir Türlü Çekmezlerdi. Mevdudi Gibi, Seyyid Kutup Gibi, Nerede İmanının Bedelini Ödemiş Bir Alim Var, Onun Etini Yiyerek Semirmeyi Beslenme Alışkanlığı Haline Getirmiştiler. Haddini Bilmeyen Neyi Bilir Ki?

bu Şarlatanlar, Yüreklerinde Çamur, Sıvayacak Alim Yüzü Aradılar. Ve Koca Bir Toplumu Kelimenin Tam Anlamıyla “mezhepsizleştirdiler.” Ey Hanefiler! Ebu Hanife’ye Göre Siz Hanefi Falan Değilsiniz, Sizin Mezhebiniz Falan Yok! “mezhepçilik” Yapan Şarlatanlar Sizi Dolmuşa Bindiriyor. Avamın Mezhebi Müftüsünün Mezhebidir, Demişler. Haydi “doğrudur” Diyelim; Fakat Kaçta Kaçınızın “fetva Makamı” (müftüsü) Var? İçtihat Kapısının Meccane Bekçileri Hâlâ Neyin Edebiyatını Yapıyorlar? Cahili Cühelasıyla Milletin Tümü Müctehid Oldu. Üç Beş Yetkin Alime Tahammül Edemeyen Tulumbacı Takımının Gözü Aydın; Hayreddin Karaman Hoca Gibi Bir İkisinin Tepesine İftira Küfelerini Boca Etmek İçin Hazır Beklerlerken, Sayelerinde Milyonlarca Müctehide Kavuştuk. Herkes Her Gün Kendi Yaptıklarına Kılıf Bulmak İçin Onlarca İctihat Yapıyor, Ahkâm Kesiyor, Fetva Veriyor. Okumak Mı, Öğrenmek Mi, Bilmek Mi, Bilenden Sormak Mı? Hak Getire. “bilmez Ki Sorsun, Sormaz Ki Bilsin” Diyenin Hesabı.
"kur’an Okurken Abdest Almak Farzdır” Öyle Mi?! Bir Okuyucumuz, 18 Temmuz 2000 Tarihli Zaman Gazetesi'ndeki Bir Köşe Yazısından Alıntı Yaparak Soruyor: “kur’an Okurken Abdest Almak, Gerçekten De Bu Yazarın Dediği Gibi Farz Mıdır?” Önce Mezkur Yazıdan İlgili Pasajı Alalım:

“hazret-i Kur’an’ı Eline Alan Herkesin Abdestli Olması Farzdır. Abdestsiz Kur’an Ele Alınamaz. Ancak Dini Kitaplar İçin Böyle Bir Mecburiyet Yoktur. Dini Kitapların Sadece İçinde Bulunan Ayetlere Elle Dokunmak İçin Abdestli Olmak Gerekir. Ayetten Boş Olan Yerlere, Yazılara Abdestsiz Dokunulabilir, Okunabilir. Kur’an’la Dini Kitap Arasında Böyle Bir İnce Fark Vardır. Kur’an-ı Kerim’in Ayetten Boş Olan Kısımları Da Ayet Hükmündedir. Bu Yüzden Dikişli Kabına Bile Abdestsiz Dokunulamaz. Abdestsiz Kimseler Bir Mendil Veya Temiz Bezle Tutup Bir Yerlere Koyarlar. Abdestsiz Ele Alamazlar.”

allah Allah! “ince Fark”ı Da Öğrenmiş Olduk. Hele “dikişli Kabına Bile Dokunulamaz” Cümlesi Karşısında Bitmemek Mümkün Mü?

ben Bu Zamana Kadar Ne Kur’an’dan, Ne Rasulullah’tan, Ne Sahabeden Ve Ne De Müctehid İmamlardan Kur’an Okurken Abdestin Farz Olduğuna Dair ‘sahih’ Bir Şey Okumadım, Duymadım. Bir Şeye “farzdır” Demek, Helâl Ve Haram Koyma Yetkisine Girer. Helâl Ve Haram Koyma Yetkisinin İse Kime Verildiği Bellidir. Burada “farz Olduğu” Söylenen Bir Hüküm Olduğuna Göre, O Hükmü Farz Kılan Delili Muhkem Ve Mütevatir Nasslarda Bulmamız Gerekir. Kur’an’da Abdestin Sadece Namaz İçin Emredildiğini Görüyoruz. Bu Konuda, Çok Yaygın Bir Yanlış Anlamaya Alet Edilen Bir Ayet Vardır: “ona Temiz Olanlardan Başkası Dokunamaz.” (56.79) Birazcık Arapçadan, İlimden, Kur’an’dan, Tefsirden Nasibi Olan Kimsenin Bu Ayetteki “o” Zamirinin Bir Önceki Ayetteki “gizli Kitab”a Gittiğini Bilir, Bir. Bu Ayet Mekke’de, Abdest’in Geçtiği Tek Kur’an Ayeti (5.6) İse Medine’de İnmiştir, İki. Ayetteki “dokunmasın” Şeklinde Yanlış Algılanan “la Yemessuhu” İbaresi “inşai” Değil “ihbari”dir Ve “dokunamaz” Demektir; Oysa Ki Kur’an’a Münkiri De Müşriki De Dokunur, Üç...

bilgime Güvenmeyip, “kur'an Okumak İçin Abdest Farzdır” Diyen Sahih Bir Hadis, Bir İmam, Bir Alim Var Mıdır Diye Mektebetu’l-elfiyye’den 400.000 Hadisi, Bazıları Mebsut Gibi 30 Cildi Bulan 1000’e Yakın Kitabı, Tüm Mezheplerin 40’ı Aşkın Kaynaklarını Taradım, Böyle Bir Şey Bulamadım. En İyisi, Bu Konularda En Katı Davrandığını Bildiğimiz Süyuti’nin “kur’an Okumanın âdabı” Başlığında Yazdıklarını Aynen Tercüme Etmek:

“kur’an Okuma Sırasında Abdest Almak Müstehaptır; Çünkü Tilavet Zikirden Efdaldir Ve Peygamber (sav) Temizlenmeksizin Zikretmeyi Hoş Karşılamazdı. İmamu’l-harameyn Dedi Ki: “abdestsiz Kur’an Okumak Mekruh Değildir, Çünkü Peygamber Abdestsiz Okuyordu. El-mühezzeb Şerhi’nde İse: Eğer Kişi Kur’an Okurken Yellenme İhtiyacı Hissetse, Yellenme Sırasında Harfleri Doğru Telâffuz Edemeyeceği İhtimaline Karşı Okumayı Durdurur.” (el-itkan, 1/295)

buraya, Başta Hanefiler Olmak Üzere, Tüm Mezhep Ve Meşreplerin Temel Referanslarından Sayfalarca Alıntı Yapar, Tercüme Ederim. Fakat Yerim Yok, Vaktim Yok, Keyfim Yok; Lüzum Da Yok. Tüketenler De, Üretenler De Hep Olacak. Böyle Başa Böyle Tarak. Biraz Da İnsanımız Ciddi Ve Uyanık Olsun; Bitli Baklanın Kör Alıcısı Olmasın.

şafii’dir, Hanefi’dir Meselesi Değil Bu! Allah’ın Emretmediği Bir Şeyi Emretmek, Farz Kılmaktır Ki, Bunun Vahameti “kur’an Okurken Abdest Almanın Hükmü Nedir?” Sorusundan Çok Daha Derindir Ve Problem Dinin Temelleriyle İlgilidir. Şakası Var Mı Bu İşin? Biri Kalkıp Da “şu Farzdır?” Diyorsa, Dinini Donundan Birazcık Fazla Ciddiye Alan Bir Müslümanın, “nerede, Hangi Delille?” Diye Sorması “farz Olur.” Çünkü, O Ünlü Usul Kuralı Gereğince “farzı” Bilmek Farz Olduğu Gibi, Farz Olmayanı Farz Bilmek De “haram” Olur. Eğer O Kişi Üçüncü, Beşinci Sınıf İlmihalleri Getirip De Önünüze Koyuyorsa, Bu Kez Sizin “ilmihal Yazarlarının Farz Koyma Yetkisi Olduğunu Bilmiyordum” Demeniz “farz” Olur. Kaldı Ki Bunlar Arasında “tevrat’ı Abdestli Okumak Farzdır” Diyenini Bile Gördüm Ben.

bir Şeye “farz” Demek, “haram” Demek Ciddi Bir İştir; Allah’a Atfen Verilmiş Bir Hükümdür, Kimse Keyfi Olarak “farz” Ve “haram” İlan Edemez. Ne Demiştik Bir Yazımızda: Cahiller Dinden Iskonto Yaparlar, Ham Sofularsa Dine Zam Yaparlar; Bu İkisi De Birdir.

siz Siz Olun, Etrafınızda Ahkâm Kesenlere Kur’an’ın Öğrettiği Gibi Sorun:

“kul Hâtû Burhanekum İn Kuntum Sadıkîn: De Ki: Hadi Getirin Delilinizi, Eğer Doğru Söylüyorsanız?”

mustafa İslamoğlu, Akit Gazetesi
 
Üst