xokulx
Bilge Üye
- Katılım
- 30 Kas 2017
- Mesajlar
- 211
- Tepkime puanı
- 0
Mükremin Köse'den MEB'e: ''Yöneticilikle İlgili Çıkardığınız Kaçıncı Yönetmeliktir Bu?''
101 yıl önce kurulmuş Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşkilatlarından olan okulları yönetmek üzere yapacağı atama konusunda kurulduğu yıl sayısından fazla yönetmelik yaptığını tahmin ediyorum. Aslında bu konunun meraklısı olanlar bu konuda benim haklı veya haksız olduğumu da tespit edebilirler. Ancak açıkçası ben bu işin bu kısmıyla da ilgilenmiyorum. Birçok okula yönetici görevlendirmesi ile ilgili zamanın hükmüne ve şartlarına göre birtakım metotlar uygulanmıştır. Elbette kanunlar yönetmelikler zamanla yıpranır yenilenme ihtiyacı doğabilir. Değişime ya da yeniliğe karşı olmak bizim gibi eğitimci olan insanlar açısından asla kabul edilebilir bir şey değildir. Hatta hayatın normal akışına karşı direnç anlamına gelecek böyle bir karşı duruş akıl kârı da değildir.
Ama gel gelelim mesele öyle bir ilginç vaziyete dönüşmeye başladı ki insan kendi kendine sorgulama yapmadan da edemiyor. Şöyle ki; ülkemizde birçok bakanlık var. Bu bakanlıklara bağlı müdürlükler var. Biz burada herhangi bir bakanlığı özel olarak ele almayacağız. Soru şu ya da şunlar. Hangi bakanlığın müdürlük atama yönetmeliklerinde bu kadar çabuk bu kadar çok ve değişken yenilikler yapılabilmektedir? Diğer bakanlıklardaki müdürlükler için istenen şartlar arasında yüksek lisans veya yönetici sertifikası söz konusudur. Hangi bakanlığın müdürlükleri bir kadro tahsisi söz konusu edilmeden ikinci görev olarak verilen, meslek olarak kabul edilmeyen müdür,müdür yardımcılığı olarak devam etmektedir ve geçmişe dayalı kazanılmış hakların yok sayılacağı birtakım yeniliklerle sürdürülmektedir?
Milli Eğitim Bakanlığı açısından bir başka soru. Aynı iktidarın çıkarmış olduğu yöneticilikle ilgili kaçıncı yönetmeliktir bu? Farklı iktidarların peş peşe geldiği dönemlerde bile bu kadar çok yönetmelik değişikliği yapılamıyor, yapılmıyor iken üç beş yılda da değil bazen iki yılda bazen bir yılda bir önceki yönetmelik değişikliğe uğratılıyor?
Milli Eğitim Bakanlığında öyle dönemler oldu ki okullara müdür ve müdür yardımcısı bulunamayacak zamanları yaşadık hala yaşandığını da biliyoruz kimi okul çeşitlerinde. Şimdi her okul çeşidine göre branş çeşitlemesi de atamalar yapılması söz konusu ediliyor. Meslek dersleri ile ilgili meslek okullarına atamada sağlanan artı puan desteği son derece makul bir uygulama idi. Bundan neden vazgeçilerek böyle bir dar alana hapsedilmeye çalışıldığı anlaşılamamaktadır. Bu daraltmalar dolayısıyla öğretmenlerin branşları arasında oluşabilecek yargılayıcı bakışın nasıl izale edileceğini merak ediyoruz.
Yapılan yeni düzenlemeyle sertifikasyon meselesi de devreye girince kazanılmış haklar noktasında oluşabilecek mağduriyetleri bir önceki yönetmelikle elde edilmiş hakkın yine kendi iktidarında kendi elleriyle verilip geri alınmasının izahı nasıl yapılabilir? Konunun tüm detaylarıyla ele alınması durumunda daha birçok sorunlu yaklaşımın ortaya çıkacağını ve bunların her birinin yeniden düzeltilmesi için üç beş ay sonra ya da bir yıl sonra yeni bir yönetmenlik çıkararak bir sorun çözme yöntemi denemeyi planlıyor olabilir mi sorumlu ve yetkili kişiler?
Açıkçası sürekli bir insan sirkülasyonu oluşturmak suretiyle her yönetmeliğe göre yeni birtakım insanların kurumların başına gelmesi hedefleniyorsa tecrübenin değeri nerede görülecektir? Kurumunda başarı ortaya koymuş insanların bir takım evraklarla rüştünü ispat etmeleri istenmesi kamu personelinin devlete ve bakanlığı duyduğu güven hissiyatına zarar vermeyecek midir? Okullarda çalıştırılan personelin patronu konumuna getirildiği günden beri yasal boşluklar dolayısıyla ağır sorumluluklar altına girebilecekleri belli olan okul yöneticilerinin başarıya odaklanmalarını sağlayacak teşvik edici bir kadro ya da verdiği hizmet çerçevesinde bir tazminat ek ödeme durumu söz konusu dahi değildir.
Kanaat’ımız odur ki ya da umudumuz diyelim bu iyi niyetli bir çalışmadır ve içerisinde olumlu boyutlar olmakla birlikte bu yönetmelik özellikle birçok paydaşla yeniden değerlendirilmek suretiyle kusurlarından arındırılarak düzenlenmeli ve alana öylece takdim edilmelidir. Birilerine yer açmak sırf değişiklik olsun için değişiklik yapmak alanda hareketlilik oluşturmak gibi bir takım küçük hedeflere yönelik bir çalışma olmamasını umut ediyoruz. İlk sınav uygulaması yapılmadan önce bu çalışmalar tamamlanıp yönetmelik takdim edilip sonrasında sınav ve atamalar sürecinin takip etmesi gerekir. Son cümle yerine 101 yıllık bir geçmişi olan bir kurumun yönetici aşamasında bu kadar tecrübesizlik duygusu oluşturan bir yönetmelik çıkarması maalesef üzücüdür. Bu yılların tecrübelerinin üstüne bir şeyler konduğunu ortaya koyacak bir perspektif ve vizyonla meseleye yaklaşılmasında hem çalışma barışı hem başarı ve tecrübenin ödüllendirilmesi hem de eğitim kurumlarındaki tüm branşlar arasındaki dengeyi birlik ruhunu koruyucu bir değerde yönetmelik beklentisi içerisindeyiz
Mükremin KÖSE
EĞİTİM BİR-SEN İSTANBUL 1 NOLU ŞUBE BAŞKANI
101 yıl önce kurulmuş Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşkilatlarından olan okulları yönetmek üzere yapacağı atama konusunda kurulduğu yıl sayısından fazla yönetmelik yaptığını tahmin ediyorum. Aslında bu konunun meraklısı olanlar bu konuda benim haklı veya haksız olduğumu da tespit edebilirler. Ancak açıkçası ben bu işin bu kısmıyla da ilgilenmiyorum. Birçok okula yönetici görevlendirmesi ile ilgili zamanın hükmüne ve şartlarına göre birtakım metotlar uygulanmıştır. Elbette kanunlar yönetmelikler zamanla yıpranır yenilenme ihtiyacı doğabilir. Değişime ya da yeniliğe karşı olmak bizim gibi eğitimci olan insanlar açısından asla kabul edilebilir bir şey değildir. Hatta hayatın normal akışına karşı direnç anlamına gelecek böyle bir karşı duruş akıl kârı da değildir.
Ama gel gelelim mesele öyle bir ilginç vaziyete dönüşmeye başladı ki insan kendi kendine sorgulama yapmadan da edemiyor. Şöyle ki; ülkemizde birçok bakanlık var. Bu bakanlıklara bağlı müdürlükler var. Biz burada herhangi bir bakanlığı özel olarak ele almayacağız. Soru şu ya da şunlar. Hangi bakanlığın müdürlük atama yönetmeliklerinde bu kadar çabuk bu kadar çok ve değişken yenilikler yapılabilmektedir? Diğer bakanlıklardaki müdürlükler için istenen şartlar arasında yüksek lisans veya yönetici sertifikası söz konusudur. Hangi bakanlığın müdürlükleri bir kadro tahsisi söz konusu edilmeden ikinci görev olarak verilen, meslek olarak kabul edilmeyen müdür,müdür yardımcılığı olarak devam etmektedir ve geçmişe dayalı kazanılmış hakların yok sayılacağı birtakım yeniliklerle sürdürülmektedir?
Milli Eğitim Bakanlığı açısından bir başka soru. Aynı iktidarın çıkarmış olduğu yöneticilikle ilgili kaçıncı yönetmeliktir bu? Farklı iktidarların peş peşe geldiği dönemlerde bile bu kadar çok yönetmelik değişikliği yapılamıyor, yapılmıyor iken üç beş yılda da değil bazen iki yılda bazen bir yılda bir önceki yönetmelik değişikliğe uğratılıyor?
Milli Eğitim Bakanlığında öyle dönemler oldu ki okullara müdür ve müdür yardımcısı bulunamayacak zamanları yaşadık hala yaşandığını da biliyoruz kimi okul çeşitlerinde. Şimdi her okul çeşidine göre branş çeşitlemesi de atamalar yapılması söz konusu ediliyor. Meslek dersleri ile ilgili meslek okullarına atamada sağlanan artı puan desteği son derece makul bir uygulama idi. Bundan neden vazgeçilerek böyle bir dar alana hapsedilmeye çalışıldığı anlaşılamamaktadır. Bu daraltmalar dolayısıyla öğretmenlerin branşları arasında oluşabilecek yargılayıcı bakışın nasıl izale edileceğini merak ediyoruz.
Yapılan yeni düzenlemeyle sertifikasyon meselesi de devreye girince kazanılmış haklar noktasında oluşabilecek mağduriyetleri bir önceki yönetmelikle elde edilmiş hakkın yine kendi iktidarında kendi elleriyle verilip geri alınmasının izahı nasıl yapılabilir? Konunun tüm detaylarıyla ele alınması durumunda daha birçok sorunlu yaklaşımın ortaya çıkacağını ve bunların her birinin yeniden düzeltilmesi için üç beş ay sonra ya da bir yıl sonra yeni bir yönetmenlik çıkararak bir sorun çözme yöntemi denemeyi planlıyor olabilir mi sorumlu ve yetkili kişiler?
Açıkçası sürekli bir insan sirkülasyonu oluşturmak suretiyle her yönetmeliğe göre yeni birtakım insanların kurumların başına gelmesi hedefleniyorsa tecrübenin değeri nerede görülecektir? Kurumunda başarı ortaya koymuş insanların bir takım evraklarla rüştünü ispat etmeleri istenmesi kamu personelinin devlete ve bakanlığı duyduğu güven hissiyatına zarar vermeyecek midir? Okullarda çalıştırılan personelin patronu konumuna getirildiği günden beri yasal boşluklar dolayısıyla ağır sorumluluklar altına girebilecekleri belli olan okul yöneticilerinin başarıya odaklanmalarını sağlayacak teşvik edici bir kadro ya da verdiği hizmet çerçevesinde bir tazminat ek ödeme durumu söz konusu dahi değildir.
Kanaat’ımız odur ki ya da umudumuz diyelim bu iyi niyetli bir çalışmadır ve içerisinde olumlu boyutlar olmakla birlikte bu yönetmelik özellikle birçok paydaşla yeniden değerlendirilmek suretiyle kusurlarından arındırılarak düzenlenmeli ve alana öylece takdim edilmelidir. Birilerine yer açmak sırf değişiklik olsun için değişiklik yapmak alanda hareketlilik oluşturmak gibi bir takım küçük hedeflere yönelik bir çalışma olmamasını umut ediyoruz. İlk sınav uygulaması yapılmadan önce bu çalışmalar tamamlanıp yönetmelik takdim edilip sonrasında sınav ve atamalar sürecinin takip etmesi gerekir. Son cümle yerine 101 yıllık bir geçmişi olan bir kurumun yönetici aşamasında bu kadar tecrübesizlik duygusu oluşturan bir yönetmelik çıkarması maalesef üzücüdür. Bu yılların tecrübelerinin üstüne bir şeyler konduğunu ortaya koyacak bir perspektif ve vizyonla meseleye yaklaşılmasında hem çalışma barışı hem başarı ve tecrübenin ödüllendirilmesi hem de eğitim kurumlarındaki tüm branşlar arasındaki dengeyi birlik ruhunu koruyucu bir değerde yönetmelik beklentisi içerisindeyiz
Mükremin KÖSE
EĞİTİM BİR-SEN İSTANBUL 1 NOLU ŞUBE BAŞKANI