Yıllardır çekilmesi planlanan Atatürk filmini nihayet yapan Can Dündar, bilinmeyen pek çok gerçeğe ulaştıklarını belirterek ekledi: Ana-oğul ilişkisi kuramadığı annesine "Hayattaki en büyük arkadaşım" diyecek konuma gelmiş.
Can Dündar'ın Atatürk filmi 'Mustafa' kimi yerde üç boyutlu animasyon ve küçük drama sahneleriyle beslenen bir belgesel olarak 29 Ekim'de vizyona girecek.
* Filmin müziklerini Goran Bregoviç'e hazırlatmak nereden geldi aklınıza? Atatürk'ün hemşehrisi diye mi?
Aynen öyle. Öncelikle bir defa ben Bregoviç severim. İkincisi, Atatürk çok dillendirilmese de aslında Makedonyalı. Atatürk'ün çıktığı topraklardan çıkma ve onun yetiştiği iklimi Bregoviç'in ezgileri daha iyi anlatabilir diye düşündük.
BİZİM GİBİ BİRİ
* İnsan, Atatürk'le ilgili pek fazla kişinin bilmediği yönlerini ya da hareketlerini öğrenince, gizli bir şey bulmuş gibi oluyor. Çünkü bizim için Atatürk, Nutuk'ta olduğu gibi 19 Mayıs 1919 günü başlıyor.
Temel tartışma da bu zaten. Bugüne kadarki anlayış zannediyorum onu bizden biri gibi göstermenin ondan bir şey kaybettireceği gibi bir yanılgıya dayanıyor. Halbuki ben bunun tam tersine inanıyorum. Bizim gibi acı çeken, uykusuzluk sorunu yaşayan, yetim kalmış, İstanbul'un gece hayatını görünce dersleri sermiş. Rakı içen, yürekler yakan bir adamın çok daha sıcak, bize dokunan, içselleştirebileceğimiz bir lider olduğunu düşünüyorum.
* Yanlış anlaşılır mı diye zorlandığınız sahneler oldu mu?
Zorlandık. Çünkü şablonlar var ya, öğrendiğiniz her şeyde risk alıyorsunuz. O risk de sadece yasal sonuçlar ya da oradan buradan gelecek tepkiler olmuyor. Hakikaten yanlış anlaşılma riski de var.
* Filmi hazırlarken bildiğinizin dışında neler çıktı karşınıza?
Biz zaman içinde Atatürk'ü herkes sevsin diye biraz oraları yontmuşuz. Görmezden gelmeye çalışmışız. Çanakkale zaferi gibi ortak paydada yoğunlaşmışız ama laiklik konusunda da ne düşünüyor, din meselesinde ne düşünüyor, Muhammed konusunda ne düşünüyor? Oralara hiç girmemeye çalışmışız. Kadınların başörtüsü ve Kürt meselesi hakkında yazıları var mesela. Filmin içinde herkesin hoşlanacağı ve rahatsız olacağı bölümler olabilir.
* Etkilendiği arkadaşları ya da kişilere rastladınız mı?
Napolyon... Not defterlerinde çok yoğun bir şekilde Napolyon var. Bütün savaşlarını inceliyor, komutan olarak inceliyor, uzun uzun üzerine yazılar yazıyor. O not defterlerini okuyunca ben de ilk kez fark ettim. Özellikle Harp Okulu ve Akademisi günlüklerinde Napolyon çok bariz bir şekilde çıkıyor. Sonraki savaşlarda tuttuğu günlüklerde de Napolyon var. Tabii Fransız İhtilali. Bir de "Allah'ı inkar mümkün müdür?" adlı bir kitabı özel olarak okuduğunu fark ettim.
ÖNYARGILARIMIZ VAR
* Filmi zamanlama olarak şimdi yapmanızın özel bir nedeni var mı?
Benim çok basit bir nedenim var, oğlum ortaokul çağına geldi. Doğru bir şeyle tanışsın istiyorum. Ona anlatıyordum, anlattığım şeyi şimdi filmde anlatmaya çalışıyorum. Bu tanışma bizim kuşak için belki biraz geç. Bizim önyargılarımız, kalıplarımız, tabularımız var. Ve onlar belki bizimle mezara gidecek. Yeni kuşak, daha samimi, insanları kabullenebiliyor. Daha tabuları olgunlaşmadı.
* 'Mustafa' kaç sinemada birden gösterime girecek?
Sadece Türkiye'de 195 kopya giriyoruz. Şu anda okullardan yoğun talep alıyorlarmış. 29 Ekim günü okullar gidecek. Onların tepkilerini merakla bekliyorum.
O çınarın dalları bir yurdun simgesi
* Afişteki Mustafa'nın hikayesi ne?
Kız kardeşinin anılarında bahsettiği bir şey. Karga kovalama hikayesi olarak biliyoruz biz bunu. Karga kovalamaya gittikleri yer Langada diye bir yer. Merak ettim, karga kovaladığı yere gittik. Orada bir çocuğa karga kovalattık. Ve onu çektik. Ama o sahnenin özelliği, Atatürk'ün yurtsuzluğunun başlangıç yeri olması. Evini terk ediyor ve yurt özlemi, yurt arayışı ilk orada başlıyor. Makbule Atadan, "Orada boş zamanlarında kendine ev yapardı. Evin altına ya da içine girip saklanırdı" diyor.
* Yurt ve yuva özlemi için mi yapıyor bunları?
Selanik'ten ayrıldıktan sonra belki Çankaya'ya kadar bir evi yok Atatürk'ün. Her şeyden önce bir muhacir. Bu da çok görmediğimiz yanı. Yurdunu kaybetmiş, yerine yeni bir yurt kuran bir adamdan bahsediyoruz. Onun için Selanik'i kaybetmek çok büyük bir travma. Sadece evini değil, doğduğu yeri ve ortamını kaybediyor. Onun koca çınarın dallarından bir kulübe yapması, ileride kuracağı yurdun simgesi gibi geldi. Afişte de bunu kullanmak istedik.
Yalnızlık hikayesi
* 'Mustafa' neyin hikayesi? Annesiyle ilişkileri, babasız yetişmesi, annesiyle bir türlü anaoğul ilişkisi kuramaması, ama yıllar içinde onu "Hayatta en büyük arkadaşım" diye tanımlayacak noktaya gelmesi. Üç kardeşini kaybetmesi. Bu bir yalnızlık hikayesi aslında baştan sona. Uzun vadeli bir ilişki hiçbir zaman yok. En yakını kim? İsmet İnönü. İsmet'le küstüler, Rauf'la ayrılıyorlar, Ali Fuat'la bir suikast davası var, Karabekir'le yine bir suikast davası var. Arkadaşı yok. Yalnız bir adam...
(Sabah)
Can Dündar'ın Atatürk filmi 'Mustafa' kimi yerde üç boyutlu animasyon ve küçük drama sahneleriyle beslenen bir belgesel olarak 29 Ekim'de vizyona girecek.
* Filmin müziklerini Goran Bregoviç'e hazırlatmak nereden geldi aklınıza? Atatürk'ün hemşehrisi diye mi?
Aynen öyle. Öncelikle bir defa ben Bregoviç severim. İkincisi, Atatürk çok dillendirilmese de aslında Makedonyalı. Atatürk'ün çıktığı topraklardan çıkma ve onun yetiştiği iklimi Bregoviç'in ezgileri daha iyi anlatabilir diye düşündük.
BİZİM GİBİ BİRİ
* İnsan, Atatürk'le ilgili pek fazla kişinin bilmediği yönlerini ya da hareketlerini öğrenince, gizli bir şey bulmuş gibi oluyor. Çünkü bizim için Atatürk, Nutuk'ta olduğu gibi 19 Mayıs 1919 günü başlıyor.
Temel tartışma da bu zaten. Bugüne kadarki anlayış zannediyorum onu bizden biri gibi göstermenin ondan bir şey kaybettireceği gibi bir yanılgıya dayanıyor. Halbuki ben bunun tam tersine inanıyorum. Bizim gibi acı çeken, uykusuzluk sorunu yaşayan, yetim kalmış, İstanbul'un gece hayatını görünce dersleri sermiş. Rakı içen, yürekler yakan bir adamın çok daha sıcak, bize dokunan, içselleştirebileceğimiz bir lider olduğunu düşünüyorum.
* Yanlış anlaşılır mı diye zorlandığınız sahneler oldu mu?
Zorlandık. Çünkü şablonlar var ya, öğrendiğiniz her şeyde risk alıyorsunuz. O risk de sadece yasal sonuçlar ya da oradan buradan gelecek tepkiler olmuyor. Hakikaten yanlış anlaşılma riski de var.
* Filmi hazırlarken bildiğinizin dışında neler çıktı karşınıza?
Biz zaman içinde Atatürk'ü herkes sevsin diye biraz oraları yontmuşuz. Görmezden gelmeye çalışmışız. Çanakkale zaferi gibi ortak paydada yoğunlaşmışız ama laiklik konusunda da ne düşünüyor, din meselesinde ne düşünüyor, Muhammed konusunda ne düşünüyor? Oralara hiç girmemeye çalışmışız. Kadınların başörtüsü ve Kürt meselesi hakkında yazıları var mesela. Filmin içinde herkesin hoşlanacağı ve rahatsız olacağı bölümler olabilir.
* Etkilendiği arkadaşları ya da kişilere rastladınız mı?
Napolyon... Not defterlerinde çok yoğun bir şekilde Napolyon var. Bütün savaşlarını inceliyor, komutan olarak inceliyor, uzun uzun üzerine yazılar yazıyor. O not defterlerini okuyunca ben de ilk kez fark ettim. Özellikle Harp Okulu ve Akademisi günlüklerinde Napolyon çok bariz bir şekilde çıkıyor. Sonraki savaşlarda tuttuğu günlüklerde de Napolyon var. Tabii Fransız İhtilali. Bir de "Allah'ı inkar mümkün müdür?" adlı bir kitabı özel olarak okuduğunu fark ettim.
ÖNYARGILARIMIZ VAR
* Filmi zamanlama olarak şimdi yapmanızın özel bir nedeni var mı?
Benim çok basit bir nedenim var, oğlum ortaokul çağına geldi. Doğru bir şeyle tanışsın istiyorum. Ona anlatıyordum, anlattığım şeyi şimdi filmde anlatmaya çalışıyorum. Bu tanışma bizim kuşak için belki biraz geç. Bizim önyargılarımız, kalıplarımız, tabularımız var. Ve onlar belki bizimle mezara gidecek. Yeni kuşak, daha samimi, insanları kabullenebiliyor. Daha tabuları olgunlaşmadı.
* 'Mustafa' kaç sinemada birden gösterime girecek?
Sadece Türkiye'de 195 kopya giriyoruz. Şu anda okullardan yoğun talep alıyorlarmış. 29 Ekim günü okullar gidecek. Onların tepkilerini merakla bekliyorum.
O çınarın dalları bir yurdun simgesi
* Afişteki Mustafa'nın hikayesi ne?
Kız kardeşinin anılarında bahsettiği bir şey. Karga kovalama hikayesi olarak biliyoruz biz bunu. Karga kovalamaya gittikleri yer Langada diye bir yer. Merak ettim, karga kovaladığı yere gittik. Orada bir çocuğa karga kovalattık. Ve onu çektik. Ama o sahnenin özelliği, Atatürk'ün yurtsuzluğunun başlangıç yeri olması. Evini terk ediyor ve yurt özlemi, yurt arayışı ilk orada başlıyor. Makbule Atadan, "Orada boş zamanlarında kendine ev yapardı. Evin altına ya da içine girip saklanırdı" diyor.
* Yurt ve yuva özlemi için mi yapıyor bunları?
Selanik'ten ayrıldıktan sonra belki Çankaya'ya kadar bir evi yok Atatürk'ün. Her şeyden önce bir muhacir. Bu da çok görmediğimiz yanı. Yurdunu kaybetmiş, yerine yeni bir yurt kuran bir adamdan bahsediyoruz. Onun için Selanik'i kaybetmek çok büyük bir travma. Sadece evini değil, doğduğu yeri ve ortamını kaybediyor. Onun koca çınarın dallarından bir kulübe yapması, ileride kuracağı yurdun simgesi gibi geldi. Afişte de bunu kullanmak istedik.
Yalnızlık hikayesi
* 'Mustafa' neyin hikayesi? Annesiyle ilişkileri, babasız yetişmesi, annesiyle bir türlü anaoğul ilişkisi kuramaması, ama yıllar içinde onu "Hayatta en büyük arkadaşım" diye tanımlayacak noktaya gelmesi. Üç kardeşini kaybetmesi. Bu bir yalnızlık hikayesi aslında baştan sona. Uzun vadeli bir ilişki hiçbir zaman yok. En yakını kim? İsmet İnönü. İsmet'le küstüler, Rauf'la ayrılıyorlar, Ali Fuat'la bir suikast davası var, Karabekir'le yine bir suikast davası var. Arkadaşı yok. Yalnız bir adam...
(Sabah)