C
cendere
Ziyaretçi
Yaz bitti, sonbahar geldi. Yapraklar sararmaya başladı. Güneşin kavurduğu günlerden ısının 10 derece düşmesiyle üşüten günler başladı. Sabahları yağmurlu, puslu güne uyanır olduk. Bugünlerde çok insan uyanma güçlüğü çekiyor, kendini yorgun, bitkin hatta mutsuz hissediyor.
Ani mevsim değişiklerini çabuk atlatıp sonbahara alışabilmek için neler yapmalıyız? Mevsime uygun giyinmenin yanında, sağlıklı beslenmek de çok önemli. Basit önlemlerle sonbaharın sorunsuz geçmesini sağlamak mümkün. Evde yaptığınız bir ıhlamur çayı veya C vitaminli meyveler soğuklara karşı koruyacak ve zinde hissettirecek basit yöntemler.
ZENCEFİL, İSVEÇ ŞURUBU
Öncelikle bir aktarın kapısını çalmak gerekiyor. Biz sizin için gittik, sorduk, bugünlerde neler almalı, neler tüketmeliyiz diye... Kadıköy’de yetmiş senedir baharatçılık yapan Enver Kaplan bize zencefil, adaçayı ve ıhlamurun soğuk havalardan korunmak için en iyi çaylardan olduğunu söylüyor.
Mevsim geçişlerinden hasarsız çıkmak için C vitamini kullanmak, bitki çayı içmek, yatmak yerine yürümek, etten ve şekerden çok sebze ve meyve tüketmek gibi önlemler yeterli.
Ayrıca bunların bazı baharatlarla da karıştırılıp içilebileceğini belirtiyor: “Bisina macunu, keçiboynuzu pekmezi iyi gider bu havalarda. Keçiboynuzunu kaynatıp içerseniz, ısıtır sizi. Bir de zencefil öneriyorum herkese”
Taksim’in meşhur aktar dükkânı, Ambar’ın sahibi Gülten Şen’in önerileri arasındaysa, bağışıklık sistemini koruyan ek gıdalar öncelikli. Şen, önerilerini şöyle sıralıyor: “Bağışıklık sistemini koruyan ek gıdalar var. Polene karşı alerjisi olmayanlar polen kullanabilir. Üzüm çekirdeği, nar çekirdeği çok iyi antioksidanlardır. Ekinezya çayı bu mevsim için çok ideal bir çay. Zencefil, tarçın gibi baharatlarla da çay yapılabilir. Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için İsveç iksiri kullanılabilir. Hasta olmayı beklemek gerekmiyor, rahat bir kış geçirmek istiyorsak her gün bir kaşık İsveç iksiri içilebilir.”
Fiyatlarını merak edenler için, İsveç iksiri 32,5 YTL. Üzüm çekirdeği ve nar çekirdeği kapsül olarak 25 YTL. Birde bunların öğütülmüş olanları var, 6,5 YTL. Zencefilin kilosu 25 YTL, ıhlamurun 50 YTL, adaçayı ise 20 YTL. Bunlardan kilo kilo almak gerekmiyor elbette, küçük dozlar yeterli.
YATMAK YERİNE YÜRÜ
İlaç kullanmadan evvel, doğal yöntemleri tercih etmek gerektiğini söyleyen Natur-Med’ten Dr. Yaşar Yılmaz, geçiş dönemlerinde “Termoregülasyon” adı verilen bir uyumsuzluğun yaşandığını anlatıyor.
Vücudun ısıyı ayarlamakta zorlanmasıyla oluşan durumun, bağışıklık sistemini etkilediğini belirten Yılmaz, grip gibi viral enfeksiyonların böyle dönemlerde görüldüğünü vurguluyor. “Hemen antibiyotiğe saldırmamak gerekir. Antibiyotikle beden direnci daha çok düşer” diyen Yılmaz’a göre, yatak istirahatı de ilk seçenek değil.
Yılmaz’ın önerileri şöyle: “Önce ritmik, doğal, temiz yaşamayı seçmek gerekiyor. Yatmak yerine yürümek gerek. Soğuk-sıcak su banyosu yapılmalı. Mümkün olduğunca aynı saatlerde yatıp aynı saatlerde kalkmaya çalışmalı. Çok etli, çok yağlı, çok şekerli besinler yerine sebze-meyve beslenmesine ağırlık verilmeli, günde 1 gram C vitamini desteği alınmalı. Bunun yanında Silisyum dioksit içeren mineral hapları kullanılabilir. Bu mineral en çok at kuyruğu çayında bulunur. Bu çay içilebilir. Bunun dışında tahıllarda bulunduğu için tahıl tüketimi de yararlıdır.”
Yılmaz, vücudu hastalanmasını önleyen asit-baz dengesinin sağlanması için alkol, sigara, çay ve kahve tüketiminin bırakılması gerektiğini de söylüyor.
UZUN UZUN KAYNATMAK ÇAYI BOZUYOR
Bitki çayı siyah çay gibi haşlanarak demlenmiyor. Çok sıcak suda hazırlanan bitki çaylarının etkisi kayboluyor. Öncelikle kaynamış suyu bir iki dakika dinlendirmek, sonra porselen ya da cam demliğe önce çayını hazırlayacağınız bitkiyi sonra suyu ilave etmek gerekiyor. Bir tatlı kaşığı kuru ya da taze ot için bir litre su yeterli. Çayı demlemek 2-5 dakika sürüyor. Çayları tadlandırmak için, yine doğal yöntemler kullanmak en ideali. Özellikle ıhlamur, rezene, adaçayı çayıyla bal iyi bir ikili. Bunun dışında ıhlamur demlerken, koku ve tat vermek için karanfil, portakal, limon kabuğu kullanılıyor ama ıhlamuru da kaynatmak etkisini yok ediyor. İdeal ıhlamur kıvamı kehribar rengi.
(Taraf)
Ani mevsim değişiklerini çabuk atlatıp sonbahara alışabilmek için neler yapmalıyız? Mevsime uygun giyinmenin yanında, sağlıklı beslenmek de çok önemli. Basit önlemlerle sonbaharın sorunsuz geçmesini sağlamak mümkün. Evde yaptığınız bir ıhlamur çayı veya C vitaminli meyveler soğuklara karşı koruyacak ve zinde hissettirecek basit yöntemler.
ZENCEFİL, İSVEÇ ŞURUBU
Öncelikle bir aktarın kapısını çalmak gerekiyor. Biz sizin için gittik, sorduk, bugünlerde neler almalı, neler tüketmeliyiz diye... Kadıköy’de yetmiş senedir baharatçılık yapan Enver Kaplan bize zencefil, adaçayı ve ıhlamurun soğuk havalardan korunmak için en iyi çaylardan olduğunu söylüyor.
Mevsim geçişlerinden hasarsız çıkmak için C vitamini kullanmak, bitki çayı içmek, yatmak yerine yürümek, etten ve şekerden çok sebze ve meyve tüketmek gibi önlemler yeterli.
Ayrıca bunların bazı baharatlarla da karıştırılıp içilebileceğini belirtiyor: “Bisina macunu, keçiboynuzu pekmezi iyi gider bu havalarda. Keçiboynuzunu kaynatıp içerseniz, ısıtır sizi. Bir de zencefil öneriyorum herkese”
Taksim’in meşhur aktar dükkânı, Ambar’ın sahibi Gülten Şen’in önerileri arasındaysa, bağışıklık sistemini koruyan ek gıdalar öncelikli. Şen, önerilerini şöyle sıralıyor: “Bağışıklık sistemini koruyan ek gıdalar var. Polene karşı alerjisi olmayanlar polen kullanabilir. Üzüm çekirdeği, nar çekirdeği çok iyi antioksidanlardır. Ekinezya çayı bu mevsim için çok ideal bir çay. Zencefil, tarçın gibi baharatlarla da çay yapılabilir. Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için İsveç iksiri kullanılabilir. Hasta olmayı beklemek gerekmiyor, rahat bir kış geçirmek istiyorsak her gün bir kaşık İsveç iksiri içilebilir.”
Fiyatlarını merak edenler için, İsveç iksiri 32,5 YTL. Üzüm çekirdeği ve nar çekirdeği kapsül olarak 25 YTL. Birde bunların öğütülmüş olanları var, 6,5 YTL. Zencefilin kilosu 25 YTL, ıhlamurun 50 YTL, adaçayı ise 20 YTL. Bunlardan kilo kilo almak gerekmiyor elbette, küçük dozlar yeterli.
YATMAK YERİNE YÜRÜ
İlaç kullanmadan evvel, doğal yöntemleri tercih etmek gerektiğini söyleyen Natur-Med’ten Dr. Yaşar Yılmaz, geçiş dönemlerinde “Termoregülasyon” adı verilen bir uyumsuzluğun yaşandığını anlatıyor.
Vücudun ısıyı ayarlamakta zorlanmasıyla oluşan durumun, bağışıklık sistemini etkilediğini belirten Yılmaz, grip gibi viral enfeksiyonların böyle dönemlerde görüldüğünü vurguluyor. “Hemen antibiyotiğe saldırmamak gerekir. Antibiyotikle beden direnci daha çok düşer” diyen Yılmaz’a göre, yatak istirahatı de ilk seçenek değil.
Yılmaz’ın önerileri şöyle: “Önce ritmik, doğal, temiz yaşamayı seçmek gerekiyor. Yatmak yerine yürümek gerek. Soğuk-sıcak su banyosu yapılmalı. Mümkün olduğunca aynı saatlerde yatıp aynı saatlerde kalkmaya çalışmalı. Çok etli, çok yağlı, çok şekerli besinler yerine sebze-meyve beslenmesine ağırlık verilmeli, günde 1 gram C vitamini desteği alınmalı. Bunun yanında Silisyum dioksit içeren mineral hapları kullanılabilir. Bu mineral en çok at kuyruğu çayında bulunur. Bu çay içilebilir. Bunun dışında tahıllarda bulunduğu için tahıl tüketimi de yararlıdır.”
Yılmaz, vücudu hastalanmasını önleyen asit-baz dengesinin sağlanması için alkol, sigara, çay ve kahve tüketiminin bırakılması gerektiğini de söylüyor.
UZUN UZUN KAYNATMAK ÇAYI BOZUYOR
Bitki çayı siyah çay gibi haşlanarak demlenmiyor. Çok sıcak suda hazırlanan bitki çaylarının etkisi kayboluyor. Öncelikle kaynamış suyu bir iki dakika dinlendirmek, sonra porselen ya da cam demliğe önce çayını hazırlayacağınız bitkiyi sonra suyu ilave etmek gerekiyor. Bir tatlı kaşığı kuru ya da taze ot için bir litre su yeterli. Çayı demlemek 2-5 dakika sürüyor. Çayları tadlandırmak için, yine doğal yöntemler kullanmak en ideali. Özellikle ıhlamur, rezene, adaçayı çayıyla bal iyi bir ikili. Bunun dışında ıhlamur demlerken, koku ve tat vermek için karanfil, portakal, limon kabuğu kullanılıyor ama ıhlamuru da kaynatmak etkisini yok ediyor. İdeal ıhlamur kıvamı kehribar rengi.
(Taraf)