egitimciyiz
Yönetici
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: "Öğretmenlerimiz yatıyorlar' diyenler var. Öğretmenlerimiz 6-7 saat ekranın karşısında ders anlatıp o yorgunluktan sonra yatabiliyorlarsa yatıyorlar. Bu yorgunluklarının görülmemesi bazen onları çok üzüyor. Okullardaki bu süreci sosyal, duygusal konularla geçiriyoruz"
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 'Öğretmenlerimiz yatıyorlar' diyenler var. Öğretmenlerimiz 6-7 saat ekranın karşısında ders anlatıp o yorgunluktan sonra yatabiliyorlarsa yatıyorlar. Bu yorgunluklarının görülmemesi bazen onları çok üzüyor. Okullardaki bu süreci sosyal, duygusal konularla geçiriyoruz." dedi.
Selçuk, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde düzenlenen "Telafide Ben De Varım" tanıtım programı kapsamında eğitim editör, yazar ve muhabirleriyle bir araya geldi.
Ulusal Destekleme Programı'yla (UDEP) Türkiye'deki tüm çocukların destekleneceğini, bu desteğin özellikle gelecek 1,5 yıla yayılarak yapılacağını kaydeden Selçuk, desteğin esas amacının, "Çocukların bütünsel gelişiminde muhtemel eksiklikler nelerdir? Bunların tamamlanması ve geliştirilmesi için neler yapılabilir?" sorularına yanıt aramak olduğunu aktardı.
Selçuk, 23 milyar tıklanma ve ziyaret sayısıyla dünya birincisi olan EBA'nın salgından bağımsız olarak, ileriki süreçte çok büyük bir işlev göreceğini, bu işlevin de artık dünyada dijital altyapıyla ilgili değişen ve dönüşen eğitim paradigmasına bir yanıt olduğunu anlattı.
Dünyada da eğitim kanalları olduğunu ancak Türkiye'deki sistemde her bir öğrencinin dersinin günlük takip edildiğini dile getiren Selçuk, "Bizimki bire bir müfredatla alakalı bir içerik taşıyor, ayrı bir değeri var. 17 bin 303 saat yayınla bir rekoru da kırmış oluyoruz." dedi.
Selçuk, öğretmenlerde arz temelli hizmet içi eğitimden talep temelli hizmet içi eğitime geçildiğini ve 3 milyon 89 bin eğitim sertifikası verildiğini kaydetti.
Ulusal desteklerin salgının başından bu yana devam ettiğine dikkati çeken Selçuk, şunları söyledi:
"Eğer salgın olmasaydı bizim çocuklarımızda bazı eksiklikler olur muydu? Tabii ki olurdu. Bütün eksiklikler, problemler salgından kaynaklanmıyor. Vizyon belgesinin temel kavramlarından birisi fırsat adaleti. Dünyada fırsat eşitliği diyorlar. Biz niye fırsat adaleti diyoruz? Çünkü her öğrenciye aynı şeyi verirseniz adaleti sağlamış olmazsınız. Adalet, herkese hak ettiği şeyi vermektir. Bu yüzden bir okula öğrenci başına 100 lira verirken, diğer bir okula öğrenci başına 64 lira verebiliyoruz. Fırsat adaleti çok önemli. Vizyon belgesinde 'Okullar arasındaki başarı ve imkan farklarını azaltmak' diye bir ana hedef var. Salgınla eksikliklerimizin yönü ve muhtevası kısmen değişti. Tüm kademelerde bizim gördüğümüz, akademik olarak bazı eksiklikler var ama acil durum değerlendirmesi yapmak istediğimizde biz köy okullarını, sınav gruplarını gördük, eşitlik ve adalet açısından onlara dokunmamız gerektiğini fark ettik ve hep onlara dokunduk."
- "Konular büyük ölçüde tamamlanmış vaziyette"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, pazartesiden itibaren eğitimi ağırlıklı olarak sosyal, duygusal, fiziksel, kültürel ve sanatsal etkinliklerle zenginleştirmeye çalıştıklarını, kendisi için konunun ders yapma meselesi olmadığını söyledi.
Yüz yüze eğitimin başladığını ancak öğrencilerin okula gelmelerinde zorunluluk olmadığını dile getiren Selçuk, "Devamsızlık yoksa çocuklar niye okula geliyorlar? Konular büyük ölçüde tamamlanmış vaziyette. Öğretmenlerimiz o kadar çok yoruldular ki. 'Öğretmenlerimiz yatıyorlar' diyenler var. Öğretmenlerimiz 6-7 saat ekranın karşısında ders anlatıp o yorgunluktan sonra yatabiliyorlarsa yatıyorlar. Bu yorgunluklarının görülmemesi bazen onları çok üzüyor. Okullardaki bu süreci sosyal, duygusal konularla geçiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin beceri açıklarını gidermeye çalıştıklarını vurgulayan Selçuk, ilkokulda 2. sınıfa geçecek çocukların okumasıyla ilgili bir problem olmadığını, yazmada sıkıntı yaşandığını, öğretmenlerin yüz yüze eğitimde bu konuya ağırlık vereceğini ifade etti.
Selçuk, okullarda öğrencilerin eksikliklerine yönelik çalışmalar yapıldığını belirterek, "2 Temmuz'da akademik takvim sona eriyor. Her okul kendi okulundaki öğrencinin ihtiyacını bizden daha iyi bilir. Biz çerçeve sunuyoruz." diye konuştu.
- "Çocukların seçim yapma becerisinin gelişmesi lazım"
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 'Öğretmenlerimiz yatıyorlar' diyenler var. Öğretmenlerimiz 6-7 saat ekranın karşısında ders anlatıp o yorgunluktan sonra yatabiliyorlarsa yatıyorlar. Bu yorgunluklarının görülmemesi bazen onları çok üzüyor. Okullardaki bu süreci sosyal, duygusal konularla geçiriyoruz." dedi.
Selçuk, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde düzenlenen "Telafide Ben De Varım" tanıtım programı kapsamında eğitim editör, yazar ve muhabirleriyle bir araya geldi.
Ulusal Destekleme Programı'yla (UDEP) Türkiye'deki tüm çocukların destekleneceğini, bu desteğin özellikle gelecek 1,5 yıla yayılarak yapılacağını kaydeden Selçuk, desteğin esas amacının, "Çocukların bütünsel gelişiminde muhtemel eksiklikler nelerdir? Bunların tamamlanması ve geliştirilmesi için neler yapılabilir?" sorularına yanıt aramak olduğunu aktardı.
Selçuk, 23 milyar tıklanma ve ziyaret sayısıyla dünya birincisi olan EBA'nın salgından bağımsız olarak, ileriki süreçte çok büyük bir işlev göreceğini, bu işlevin de artık dünyada dijital altyapıyla ilgili değişen ve dönüşen eğitim paradigmasına bir yanıt olduğunu anlattı.
Dünyada da eğitim kanalları olduğunu ancak Türkiye'deki sistemde her bir öğrencinin dersinin günlük takip edildiğini dile getiren Selçuk, "Bizimki bire bir müfredatla alakalı bir içerik taşıyor, ayrı bir değeri var. 17 bin 303 saat yayınla bir rekoru da kırmış oluyoruz." dedi.
Selçuk, öğretmenlerde arz temelli hizmet içi eğitimden talep temelli hizmet içi eğitime geçildiğini ve 3 milyon 89 bin eğitim sertifikası verildiğini kaydetti.
Ulusal desteklerin salgının başından bu yana devam ettiğine dikkati çeken Selçuk, şunları söyledi:
"Eğer salgın olmasaydı bizim çocuklarımızda bazı eksiklikler olur muydu? Tabii ki olurdu. Bütün eksiklikler, problemler salgından kaynaklanmıyor. Vizyon belgesinin temel kavramlarından birisi fırsat adaleti. Dünyada fırsat eşitliği diyorlar. Biz niye fırsat adaleti diyoruz? Çünkü her öğrenciye aynı şeyi verirseniz adaleti sağlamış olmazsınız. Adalet, herkese hak ettiği şeyi vermektir. Bu yüzden bir okula öğrenci başına 100 lira verirken, diğer bir okula öğrenci başına 64 lira verebiliyoruz. Fırsat adaleti çok önemli. Vizyon belgesinde 'Okullar arasındaki başarı ve imkan farklarını azaltmak' diye bir ana hedef var. Salgınla eksikliklerimizin yönü ve muhtevası kısmen değişti. Tüm kademelerde bizim gördüğümüz, akademik olarak bazı eksiklikler var ama acil durum değerlendirmesi yapmak istediğimizde biz köy okullarını, sınav gruplarını gördük, eşitlik ve adalet açısından onlara dokunmamız gerektiğini fark ettik ve hep onlara dokunduk."
- "Konular büyük ölçüde tamamlanmış vaziyette"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, pazartesiden itibaren eğitimi ağırlıklı olarak sosyal, duygusal, fiziksel, kültürel ve sanatsal etkinliklerle zenginleştirmeye çalıştıklarını, kendisi için konunun ders yapma meselesi olmadığını söyledi.
Yüz yüze eğitimin başladığını ancak öğrencilerin okula gelmelerinde zorunluluk olmadığını dile getiren Selçuk, "Devamsızlık yoksa çocuklar niye okula geliyorlar? Konular büyük ölçüde tamamlanmış vaziyette. Öğretmenlerimiz o kadar çok yoruldular ki. 'Öğretmenlerimiz yatıyorlar' diyenler var. Öğretmenlerimiz 6-7 saat ekranın karşısında ders anlatıp o yorgunluktan sonra yatabiliyorlarsa yatıyorlar. Bu yorgunluklarının görülmemesi bazen onları çok üzüyor. Okullardaki bu süreci sosyal, duygusal konularla geçiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin beceri açıklarını gidermeye çalıştıklarını vurgulayan Selçuk, ilkokulda 2. sınıfa geçecek çocukların okumasıyla ilgili bir problem olmadığını, yazmada sıkıntı yaşandığını, öğretmenlerin yüz yüze eğitimde bu konuya ağırlık vereceğini ifade etti.
Selçuk, okullarda öğrencilerin eksikliklerine yönelik çalışmalar yapıldığını belirterek, "2 Temmuz'da akademik takvim sona eriyor. Her okul kendi okulundaki öğrencinin ihtiyacını bizden daha iyi bilir. Biz çerçeve sunuyoruz." diye konuştu.
- "Çocukların seçim yapma becerisinin gelişmesi lazım"