Oruçlunun mükafatı

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Kutsi hadiste: Oruç, Benim rızam için tutulur, onun mükâfatını Ben vereceğim” buyuruyor, Yüce Rabb’ımız.

Oruç; Ay’ın, dönüşüne göre tutulur. Allah’ın rızasını kazanmaktan başka hiçbir nedenle oruç tutulmaz.

Kur’ân-ı Kerim, düşük arzular önlenmedikçe insanın kurtuluşa ulaşamayacağını bildirir. Mürselât suresinin 40-41. ayetleri bu husus ile ilgilidir. Buyuruluyor ki:

“Kim Rabb’inin makamından korkar ve nefsinin hevasından sakınırsa; artık şüphesiz cennet onun için bir barınma yeridir.”

Helâl ve yapılmasına izin verilen şeylerden uzak durmak eylemi, sırf Allah (c.c.) rızası için yapılır. Böyle bir eylem insanın kendisini kontrol etmesini güçlendirir. Allah’ın azabından sakınmayı sağlar. Bütün bunlar orucu sağlık nedeniyle yapılan perhizden ayıran özelliklerdir.

Farz olan oruç, Ramazan ayında tutulan oruçtur. Ramazan, kameri yılın aylarından biridir. Bu ayda Kur’ân-ı Kerim, İncil, Tevrat ve Zebur adıyla bilinen büyük Kitab’lar indirilmeye başlanmıştır.

Ramazan, kelimesinin gerçek anlamı oruç değildir. Oruç, “İstirahatte olmak” anlamına gelen “sıyam” kelimesinden gelmektedir. Oruç ile insan, yemekten, içmekten, cinsel ilişkilerden uzak kaldığından vücut istirahate çekilir ve organizma yeniden canlanma fırsatı bulur.

Oruç, el, ayak, göz ve bedenin diğer organlarının yanlış hareketlerden alıkonulmasını da sağlar. Oruç, herhangi bir şeytani görüntüden gözleri sakınmayı, faydasız konuşmayı, yanlış oluş, riyâ, müstehcen lâf ve iftiradan uzak olmayı sağlar. Oruçlular konuştuklarında sâdece Allah’ı hatırlarlar. Böyle bir oruç, başkalarından gelen sözleri bile duymamayı gerektirecek kadar katıdır. Şu husus da çok önemlidir. Orucu gayesine ulaşmak için tutanların yedikleri yemek, o toplumdaki en fakir insanların yiyip içtiği yemektir.

Oruç, mü’minleri günahlardan sakındırır. Fedakâr olmak vasfını kazandırır. Bunun için Oruç, öncelikle beyinde tutulur. Bu ibâdetin yerine getirildiğini Allah’tan başka kimse de bilmez.

Gecenin yarısından sonra imsak anına kadar olan zaman diliminde sahur denen yemeği yemek Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetidir. Bu esnada helâl olan her ne olursa olsun yenir ve içilir.

Oruç, akşam namazı kılınmadan önce (varsa) birkaç hurma ve ardından bir miktar su ile açılır. Oruçlu olunduğu süre mü’min yapabildiğince Kur’ân okumalı, hayırseverlik yapmalı, tefekkür etmeli, tezekkür etmeli ve Rabb’ımıza verdiklerinden-vermediklerinden dolayı teşekkür etmeli.

Allah-u Teâlâ, oruç tutanlara sayısız nimetler ve ihsanlar vaad etmiştir. Bu nimetlerden biri, Leyletü’l-Kadr (Güç Gecesi)’dir. Kurallarına uygun oruç tutan her mü’mine, Allah (c.c.) bir melek gönderir, onun isteği her ne ise kabul edilir; ikram edilir, ihsan edilir.

Şu husus da kesinlikle bilinmeli ki; Oruç sadece fiziksel sağlığı korumanın en iyi ve en emin yolu değil, ayrıca hudutsuz ruhsal mükâfaatların da kazandırıcısıdır. Bundan dolayı Yüce Rabb’ımız; “Oruç, Benim rızam için yapılır, onun mükâfaatını Ben vereceğim.” buyurmuştur. Rabb’ım mü’min kadın ve mü’min erkekleri oruç mükâfaatını tastamam kazananlardan eylesin…

kaynak:milligazete.com

 

Benzer konular

Üst