Oscar'a aday dolandırıcılık öyküleri

okancan

Bilge Üye
Katılım
23 Eki 2008
Mesajlar
388
Tepkime puanı
0
Alın teri ile para kazanma kavramının gün geçtikte değer kaybettiği Türkiye dolandırıcılar cenneti oluyor. İşte halkı soyup soğana çeviren dolandırıcıların ilginç yöntemleri...



Gülizar Baki'nin haberi

Dolandırıcılık tarihinde Sülün Osman adıyla nam salan Osman Ziya Sülün, İstanbulluları yıllarca kandırmış; kimine Galata Kulesi’ni, kimine köprüyü satmıştı. Kiminden de şehir meydanındaki ‘saate bakma’ parası almıştı. Sülün Osman’ın namı Selçuk Parsadan ortaya çıkana kadar sürdü. Gerçi Parsadan halkı değil devleti dolandırmakla övünüyordu; ama bugün Sülün Osman’ın ve Parsadan’ın bile eline su dökemeyeceği dolandırıcılar var. Bunların yöntemleri ise Oscar ödüllü senaryolara taş çıkartacak türden. İşte son günlerde halkı soyup soğana çeviren dolandırıcıların ilginç yöntemleri...


İstanbul’un taşının toprağının altın olduğu devirlerdeydi. Anadolu’nun bağrından trenle kopup gelen vatandaşlar, Haydarpaşa garında inince ilk iş, garın büyük saatine bakarlardı. Sonra da ona göre kendi saatlerini düzeltirlerdi. Anadolu’nun saf ve iyi niyetli çocuğunu saatini düzeltmekle meşgulken gören İstanbul’un kaytan bıyıklı delikanlısı gelir ve selam verirdi. “Hoş geldin, nereden geldin?” sohbetinden sonra saatin sahibinin kendisi olduğunu, saate bakma parası vermesi gerektiğini söylerdi. Taşı toprağı altın olan İstanbul’un elbet bir bedeli olmalıydı. Ağzı iyi laf yapan bu şehirli çocuk da doğru söylüyordu herhalde; “Al o zaman gardaş hakkını!” Dolandırıcılık tarihinde Sülün Osman adıyla nam salan bu İstanbullu genç yıllarca insanları dolandırmış; kimine Galata Kulesi’ni, kimine köprüyü satmıştı. Kiminden de şehir meydanındaki saate bakma parası almıştı. Sülün Osman’ın tahtını sarsan son zamanların en meşhur dolandırıcısı Selçuk Parsadan ise saf Anadolu çocuklarını değil, bizzat ekonomi profesörü olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tansu Çiller’i dolandırarak adını duyurdu. Ülkeyi dolandıran siyasetçilerin ve namlı işadamlarının isimlerini zikretmeye gerek yok herhalde!

Yıllarca dolandırıcılık davalarıyla ilgilenen ve “Ulusça nasıl dolandırıldık?” diye bir kitap kaleme alan emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, millet olarak dolandırılmaya çok açık bir toplum olduğumuzu söylüyor. Bu sebepten dolandırıcılık ülkemizde pek yaygın. Bir de bu suça caydırıcı cezaların verilmemesi sebebiyle dolandırıcılar işlerine ‘zevkle’ devam ediyor. Üstelik, dolandırıcılar artık Sülün Osman ve Selçuk Parsadan gibi sadece paraya ve mala-mülke değil, insanların canına kastediyor. Mal canın yongasıdır; ama öyle hikayeler var ki insan “keşke para, mal-mülk gitseydi” diyor. Bu konuda dikkatli olmak gerek.

Memleketten dolandırıcılık hikâyeleri


Arabanızı hurdacıda bulabilirsiniz
Adana’da yaşanan olayda dolandırıcı, bir çekici firmasını arar ve kamyonunu belirli bir saatte söylediği adresten alıp hurdacıya bırakması için talimat verir. Tabiî ki bunu kamyonun sahibi evde yokken yaptırır. Dolandırıcı, hurdacıya da önceden gidip kamyonu için pazarlık yapmıştır. Gerekli belgeleri isteyen hurdacıyla kamyonun yengesinin üzerine kayıtlı olduğunu ve yengesi başka yerde olduğu için daha sonra getireceğini söyler. Kimlik fotokopisini bırakır ve parasını alır gider. Tabii ki kimlik sahtedir. Kamyonunu yerinde bulamayan sahibi ise polise başvurur. Araştırmalar sonunda, kamyon hurdacıda parçalara ayrılmış halde bulunur. Sadece kamyoncu değil, hurdacı da mağdur olur.

Aman hoş söze aldanmayın...

Şık giyimli dolandırıcılar, lüks bir otomobille Erzurum’un geçimini hayvancılıktan sağlayan bir köyüne gider. Köylülere kendilerini koyun tüccarı olarak tanıtan dolandırıcılar, önce birkaç koyun alıp parasını peşin öderler. Köylülerle ahbap olurlar. Hatta bir köylüye borç para verirler. Bir süre sonra bu ‘iyi giyimli tüccarlara’ güvenen köylüler, 2 bin koyunu satmaları için teslim ederler. Koyunlar TIR’a yüklenir. Dolandırıcılar sadece koyunları değil, satış masrafları için köylülerden 2 bin dolar da alır. Sonra ne dolandırıcıların izine rastlanır, ne de koyunların.

En yakın bankayı sorana güvenmeyin
Genellikle Azeri gibi davranıyorlar ya da turist... Sempatik ve zor durumda kalmış görüntüsü veriyorlar. En yakın bankayı soruyorlar. Döviz bozduracak gibi konuşuyorlar veya “En büyük para biriminiz bu mu?” diyorlar. Kesinlikle güvenmeyin ve cebinizdeki paraları çıkarmayın.

Satılık ev dolandırıcılığı
A.İ. salonunun camına evini satılığa çıkardığına dair bir yazı asar. Aynı gün birisi arayıp evine talip olduğunu, Almanya’da yaşadığını ve İstanbul’da kirada oturan annesi için ev satın almak istediğini anlatır. Akşama Almanya’ya döneceği için evi hemen görmek ister. A.İ çalıştığını ve evde eşinin olduğunu söyler. Eşine “Evi bakmaya gelecekler komşuyu çağır ve göster.” der. Adam annesiyle birlikte değil bir arkadaşıyla gelir. Evi inceler ve güya cep telefonuyla A.İ’yi arar. Almanya’dan 15 gün sonra geleceğini, o vakte kadar evi satmaması için 3 bin YTL kapora bırakacağını söyler. Cebinden bir deste Euro çıkartır, A.İ’nin eşine verir. Paranın 3500 YTL’ye tekabül ettiğini söyleyip, üstünü Türk lirası olarak ister. A.İ’nin eşinde yoktur; ama komşusunda 600 YTL vardır. Dolandırıcılar bu parayı alıp giderler. Eşi A.İ’yi arar ve adamların telefonda konuştuğu gibi kaporayı bıraktığını anlatır. A.İ ise böyle bir telefon görüşmesi yapmadığını söyler ve hemen evine gider. Eşine verilen paralar sahtedir.

Aman dikkat! Çocuğunuzu organları için kaçırabilirler
Okuldan çıkıp evlerine giden iki öğrenciden, alışverişten dönen ‘yaşlı bir teyze’ yardım ister. Yaşlı kadının poşetlerini alan öğrenciler, kadını karşıdan karşıya geçirir. Kadın ise az ilerideki apartmanı gösterip, çocuklardan oraya kadar poşetleri götürmelerini rica eder. Apartmanın önüne gelindiğinde “Evime kadar da çıkartabilir misiniz?” ricasında bulunur. Çocuklardan birisi evine geç kaldığı için kabul etmez; ama diğeri kadınla apartmana girer. Olay, çocuğu eve gelmeyen annenin paniklemesiyle ortaya çıkar. Çocuk, apartmandaki dairelerin birinde iç organları alınmış vaziyette bulunur.

Güzel kokan dolandırıcılar!
İyi giyimli ve kendisinden bir zarar geleceğini düşünmeyeceğiniz ‘beyefendi’ler, eşine alacağı parfüme karar veremediği için sizden yardım isteyebilir. Kolunuza sıktığı bayıltıcı ile siz kendinizden geçerken, o da “Eşimin tansiyonu düştü, acile yetiştirmeliyim.” diye telaşla sizi alıp arabasına götürür. Rolünü öyle gerçekçi oynar ki, çevredekiler şüphelenmez. Benzer bir olay Bostancı sahilinde spor yapan bir beyin başına gelir. Arabasına bindiği sırada dekolte ve şık kıyafet giymiş bir bayan yaklaşır ve yüzüne doğru sprey sıkar. Daha önce insanları organları için bayıltıp kaçırdıklarına dair haberler okuyan mağdur, yüzünü koluyla kapatır ve polisi arar. Bunun üzerine birkaç saniye içinde kadın orayı terk eder. Eğer yüzünü kapatmasaydı bu bey de muhtemelen organları alınmış bir vaziyette ıssız bir yere terk edilecekti. Bu sebeple aman olur olmaz şeyleri koklamayın! Tanımadığınız kişilerin verdiklerini yemeyin.

Dondurma kaymak dolandırıcılar manyak
Yolda yürürken ya da bir kafede-çay bahçesinde-restoranda otururken üzerinize yanlışlıkla (!) dondurma ya da meyve suyu döken bir kişiden mutlaka şüphelenin. Zira üzerinizi temizlemeye çalışırken cebinizdeki parayı boşaltabilir, aman dikkat. Çorum’da bir vatandaşın başına bu geldi. Yolda yürürken üzerine yanlışlıkla(!) dondurma döken bir dolandırıcı, temizleme bahanesiyle vatandaşın cebindeki 3 bin YTL’yi yürüttü!

Kavgalardan uzak durun
Maaşını çekip İstiklal Caddesi’nden işyerine doğru yürüyen bir vatandaş kendisini 4 kişinin karıştığı bir kavganın ortasında bulur. Ne olduğunu anlamadan, birbirini tekme tokat döven kalabalığın ara sokaklara doğru dağılmasıyla kendine gelir. Bu sefer de cüzdanının cebinde olmadığını fark eder.

Alman vatandaşı olabilmek için kardeşiyle evlendi
Bu tarz, çocuklarını Almanya’ya götürmek isteyen bir Türk’ün işi. Kendisi Almanya’da yıllardır çalışan A., uzun süren uğraşıları sonucu ancak eşini ve çocuklarından ikisini Almanya’ya götürebilir. Türkiye’de kalan iki çocuğuna ise vize alamaz. Bunun üzerine Türkiye’de kalan oğlunu mahkemeye dava açarak erkek kardeşinin üzerine geçirir ve daha sonra Alman vatandaşı olan kızıyla evlendirir. Böylelikle eş durumundan oğlu Almanya vatandaşı olur. Bir süre sonra ise kardeşinden boşanır.

Dolandırıcı emlakçılar
İstanbul Şirinevler’deki emlakçı, kiracıyla ev sahibini buluşturur. Evi beğenen kiracı ev sahibinin elindeki tapuya güvenerek kontratı imzalar, depozito ve kirayı vererek eve girer. Eve yerleştikten bir süre sonra kapısına gelen gerçek ev sahibiyle irkilir. Sahte tapuyla evi kiraya veren emlakçı, “Ben bilmiyordum, beni de kandırdı.” diye olaydan sıyrılmaya çalışır. Aslında eski ev sahibiyle işbirliği yaparak evi önce birisine satmış, eski tapunun sahtesiyle de başkasına kiraya vermiştir. Bu dolandırıcılığı çok sayıda emlakçı yapıyor.

Sizi savcılığa bağlıyorum!
Sizi cep telefonundan birisi arıyor ve kendisinin emniyetten aradığını, yaka numarasının ... olduğunu söylüyor. Telefonunuzla dün akşam ... No’lu astsubaya ait telefona 7 kez küfürlü mesaj attığınızı ve bu yüzden telefonunuzun izlemeye alındığını, hakkınızda suç duyurusunda bulunulduğunu ve savcılığa gidip ifade vermeniz gerektiğini belirtiyor. İtiraz ettiğinizde sizi savcılığa aktardığını söyleyerek “*154’ü tuşlayın.” diyor. Bu numarayı tuşladığınız zaman ise hattınız yurtdışı görüşmelere açılıyor. Siz olayı anlayana kadar telefonunuza 2-3 milyarlık fatura geliyor.

Film gibi bankamatik dolandırıcılığı

Bankamatiğe maaşını çekmek için giden bayan, sırada bir süre bekledikten sonra içeri girer. Şifresini yazdıktan sonra kartı sıkışır. Ne olduğunu anlamaya uğraşırken sırada bekleyen şık giyimli bir beyefendi içeriye girer ve “Para kalmamış mı?” diye sorar. Bayan kartının sıkıştığını söyleyince, “Bankaya telefon edelim...” der ve hemen kendi telefonundan bankayı arar. Ardından telefonu bayana verir. Telefonda klasik banka çağrı merkezi konuşmaları vardır: “Kayıp çalıntı kart işlemleri için 2’ye, şifre işlemleri için 3’e basınız…” Bayan ilgili rakamı tuşlar ve karşısına bir müşteri temsilcisi çıkar. Sorununu anlatır. Müşteri temsilcisi, bayanın bilgilerini ister, tabii ki şifresini de! Sonra kartının bankamatikte sıkıştığını, alabilmesi için 10 dakika içinde en yakındaki banka şubesine gitmesini söyler. Kendisine yardım eden takım elbiseli beye teşekkür eder ve birlikte bankamatikten çıkarlar. Hiçbir şeyden şüphelenmez, ta ki banka şubesine gidene kadar. Birkaç dakika içinde hesabındaki paranın hepsi çekilmiştir bile.



Dolandırıcıyı tanıma kılavuzu





* Çok zekidirler.

* Pratik zekaları gelişmiştir.

* İnsanları çabuk ikna ederler.

* Çok konuşurlar ve ağızları iyi laf yapar.

* Soğukkanlıdırlar.

* Yapışkandırlar.

* Çok iyi rol yaparlar.

* Hareketleri rahat ve güven vericidir.

* Çoğunlukla yalnız değildirler, ekip halinde çalışırlar.

* Dolandıracakları insanları önceden gözetlerler, plan ve program yaparlar.

* İnsanların dini duygularını, kötü emellerine alet eder.

* Genellikle sahte kimlik kullanırlar.

* İnsanların güvenini kazanmak için önce mal alır parasını öderler. İyilik yaparlar. Eğer büyük miktarda para dolandıracaklarsa 6-7 ay hatta 1-2 yıl oyunlarını oynayabilirler.


Alıntıdır
 
Üst