“Yâsîn Sûresi, kâmil insanın manasıdır” | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

“Yâsîn Sûresi, kâmil insanın manasıdır”

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Mevlânâ, Ahmed-er Rifâî, İbn’i Arabi, Niyazi Mısrî ve daha pek çok İslâm mutasavvıfının gölgesinde pek çok araştırmalar yapıyor. Sadık Yalsızuçanlar’ın deyişiyle o modern zamanların Hz. Rabia’sı. Sesindeki incelik ötelerden kopup gelen hakikatlerle birleşince farklı bir soluk oluşturuyor.
Türkiye ve yurtdışında tasavvuf konusunda verdiği derslerle birçok insana ulaşıyor. Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Cemalnur Sargut’un, Yasin Sûresi’yle başladığı Kur’an çalışmaları geçtiğimiz günlerde bir kitap oldu. Ey İnsan (Nefes Yayınları) adıyla yayımlanan eserde Sargut, Yasin’in derin hakikatlerinden damlalar sunuyor. Cemalnur Sargut ile ‘Ey İnsan’ı konuştuk.

Böyle bir çalışma fikri nasıl doğdu?

İlk umre seyahatimizin son gününde aşk kıblesine secde ederken okunan Yâsîn Sûresi ile “Ey İnsan” hitabını duyup, inşallah beşerlikten insan olma seviyesine çıkmaya çalışan bizler, kendimizi bu kitabın çalışması içinde buluverdik. Bu çalışma altı yıl sürdü.

Yâsîn ülkemizde genelde ölmüşlerin ruhuna okunur, bu sûrenin yaşayanlar için önemi nedir?

Yâsîn, kâmil insanın manasıdır. Okuyanlar onda peygamberi bulacaklardır. Aslında ölmüşler sayesinde kendi ölü nefislerimize okuyoruz. Kitabın içinde çok derin manevi hikmetler ve maddi ilimler var. Sûre insanı Allah’ın manasına ulaştırabilecek tefekküre zorlayan muazzam bir enerjiye sahip.

Tercüme, meal varken Yasin şerhi ibaresi kullanmışsınız. Bu alışık olmadığımız bir tanımlama. Neden Yasin şerhi, bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Bu ne mealdir, ne de tercüme. Kâmil insanların ayetlerin içinde yakaladıkları hakikatleri o muazzam manevi görüşleriyle yorumlamalarıdır. Hatta onların bazı sözlerinde içinde ayetin numarası geçmese de manaya çok uygun olduğunu gördüğümüzden ayete yerleştirmemiz bizim aciz yorumumuzdur. Bu yüzden şerh kelimesini kullandık.

Yasin’i şerh ederken nasıl bir yol izlediniz?

Önce yüz küsur kitabı taradık. Ayetlere uyanları yerleştirmeye çalıştık. Tabii ki bu çalışma senelerimizi aldı. Birçok kereler aynı kitabı tekrar taradık. Kitap eğer bugün çıksaydı kitabın şu halinden en az iki katı kalınlığında olabilirdi. Zira Kur’an her ayetiyle her manaya uygundur. Bu da ayetin sadece yedi değil sonsuz iç manası olduğunu bize ispatladı. Sanki her bir ismiyle Allah kendi sonsuzluğunu öğretiyordu.

Kitaptaki açıklamalar başka âlimlerden bir nakil mi? Yoksa size açılan manalar mı?

Efendim, biz Allah indinde karınca mesabesinde bile olamayan kullarız. Bundan duyduğum en büyük zevk 6 sene Allah’ın bize Kur’an ve kâmil insanların yorumlarıyla meşgul etmesidir. Dedikodusuz, kinsiz, nefretsiz, dünya ile uğraşmamıza izin vermeden lütfettiği bu 6 sene bizim Allah’ın sonsuzluğun içinde zevkten zevke seyahatimizdir. Dileğimiz tefekkür için Kur’-ân’ın bizden sonraki nesillerce de incelenip nice “Ey İnsan”ların yazılmasıdır.

Hz. Peygamber’in (sas); “Yasîn, Kur’ân’ın kalbidir.” sözünü nasıl anlamak lazım?

Yâsîn Sûresi’nde Kur’ân’a ait her türlü hakikati bulmak mümkündür. Görene, köre ne! Dolayısıyla kalp nasıl vücudun yaşam merkezi ise Yâsîn de yaşamamız için gerekli olan kâmil insanın nurunun manasıdır.

Yâsîn’in tasavvuftaki yeri nedir?

Tasavvuf sûreyi yaşamak üzere vardır. Allah nasip ederse okuyup yaşamak, hal etmek bizim görevimizdir. Ama bu görev zoraki bir görev değil zevkin sonucudur.

Bu çalışmadan sonra neler bekliyor okurları?

Bakâra Sûresi’nin ilk on ayetini çalışıyoruz. 250 sayfa kadar bir çalışma çıktı şimdiye kadar ortaya. Kalpten sonra vücudumuzu koruyan Bakâra Sûresi’yle daima Allah’ın manasıyla manalanmayı diliyoruz.

MUSA İĞREK
 
Üst Alt