Atatürk-nazım Hikmet Düşmanlığı

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Atatürk'ün Nazım'ın Sıırını Dınledıgınde Söyledıklerı...
nazim'in Oldukça Basit Piyesleri, Yoldasi Ertugrul Muhsın' İn Sayesinde Sehir Tiyatrolarinda Gösterime Girince Bu Durum Nazim'a Hem Para Hem De Söhret Kazandirmisti. Üstelik Nazim'in Söhreti Atatürk'e Kadar Ulasmisti. Atatürk'te Nazim Adina Yapilan Bu Genis Reklam Ve Propagandaya Pek İltifat Etmediği İçin: "sunun Siirlerini Bir De Kendi Agzindan Plaga Alin, Getirin Bakayim" Talimatini Verdi. Nazim'in Hazer Ve Salkimsögüt Adli Siirleri Kendi Sesinden Plaga Kaydedilip Atatürk' E Getirilmis, Atatürk Bu Siirleri Dinledikten Sonra Aynen:
"bu Siirlerde Türk Mılletının Hayatına Kasteden Bır Bomba Var"
demisti. Atatürk Ona İlk Notu Vermis, Siirlerinin Muhteviyatindaki Korkunç Maksadi Anlamis Olmasina Ragmen, Atatürk'e Yakin Olmaya Çalisanlar, Atatürkçülügü Kimseye Birakmayanlar, Atatürk' Ün Bu Beyanindan Sonra Bile Nazim Balonunu Sisirmeye Devam Etmislerdir..

****
nazım Atatürk'e De Sövüyordu...
nazim'in 28 Kanunsani Baslikli Siiri Dikkatle Okundugu Zaman Her Hareket Ve Her Hadisede Atatürkçülük'ten Bahseden, Bizdeki Komunistlerin Aslinda Atatürk'ün Adini Bir Maske, Hatta Bir Cankurtaran Simidi Gibi Kullandiklari Daha İyi Anlasilir.. Nazim'in İlk Ve Açik Komunist Propaganda Yapan Siirine Birlikte Gözatalım...
.........
trabzon'dan Bir Motor Açiliyor
sahilde Kalabalik
motoru Tasliyorlar
son Perdeye Basliyorlar
burjuva Kemal' İn Omuzuna Binmis
kemal Kumandanın Kordonuna
kumandan Kahyanın Cebine İnmiş
kahya Adamların Donuna
uluyorlar
hav. Hav. Hav... Hak Tu..."
(nazım Hikmet)
............
nazim Hikmet Görüldügü Gibi Komunist Mustafa Suphi, Etem Nejat Ve Arkadaslarinin Trabzon Açiklarinda Motörlü Kayikta Öldürülüslerinden Dolayi Büyük Bir Kin İçinde .......  Alıntı
 

Benzer konular

C

cendere

Ziyaretçi
Nâzım Deli Miydi?

son Günlerde Kulaklarımız Yine Nâzım Hikmet Teranesi İle Dolmaya Başladı. Bu, Açılan İlk Kampanya Değildir. Türkiye’de Nâzım Hikmet Konusunda Zaman Zaman Rüzgârlar Estirilir. Şairin Memleketini Çok Sevdiğinden, İstanbul’a Hasret İçinde Öldüğünden, Anadolu’da Bir “ceviz Ağacı” Dibinde Mezarının Bulunmasını Çok Arzu Ettiğinden Bahsedilir.
bu Büyük Türk (!) Şairinin Mezarının Moskova’da Bulunması Milletimiz Ve Devletimiz İçin Büyük Bir Ayıp Olarak Gösterilir. Bizim Bu Ayıptan Bir An Önce Kurtulmamız İçin, Nâzım’ın Mezarını Türkiye’ye Getirmek Ve Onun Ruhundan Özür Dilemek Zorunda Olduğumuz Tekrarlanır...
acaba Bu İstek Nâzım’ın İsteğine Uygun Mudur? Burası Önemli Değil. Önemli Olan, Marksistlerin Kendilerini Tatmin Edebilmeleridir. Komünist Sistemin Çok Acı Bir Şekilde İflâsından Sonra, Türkiye Gündeminde Kendilerine Yer Bulabilmeleridir. Bunun İçin Genellikle Kış Ve İlkbahar Mevsimleri Seçilir. Zira Marksistlerimiz Yaz Ve Sonbahar Mevsimlerinde Tatilde Bulunurlar. O Zamanlarda Gündeme Gelmek Gibi Bir İhtiyaçları Yoktur.
gündeme Gelmek İstediklerinde, Marksist Olmayan Kesimden De Destekçi Bulabilirler. Bu Da Marksist Olmayan Kişilerin, “gündeme Gelmek İçin İlle De Marksistlerin Yaygarasına İhtiyaç Duyulduğu” Şeklindeki Batıl İnanışlarına Dayanır. Bu Aldanışa Bazen Bakan Seviyesinde Kişiler De Kapılarak, “nâzım’ın Mezarı Mutlaka Gelmeli/muazzeb Ruhu Huzura Ermeli” Nevinden Tekerlemeler Söylerler.
zannederler Ki Koltukları Sallanmaya Başladığında, Marksistler, Bu Desteklerine Karşılık, Onları Koruyacaklardır. Amma Ne Yazık! Bu Beklenti Hiçbir Zaman Gerçekleşmez...
•••
bu Noktada Nâzım Hikmet’in Hayatına Kısa Bir Bakış Yapmak Zorundayız.
hazret Annesinden Doğduğu 1902 (selânik) Yılında Sultanü’ş Şüera Değildir Henüz. İleride 1950’li Yıllardan İtibaren, Bu Unvanın Da Az Görülerek Kendisine Sultanü’ş Şüeraü’l Cihan Payesinin Verileceğinden De Habersizdir. O Da Her Çocuk Gibi Doğar Doğmaz Ağlamaya Başlamıştır. Ama Bu Ağlayıştaki Ahenk, Daha O Zamandan En Büyük Türk Şairi Olacağının Habercisi Gibidir. O Kendini Her Ne Kadar Türk Kabul Etmese De, Dost Ve âşıkları Onu Böyle Pazarlamaya Devam Edeceklerdir.
nâzım 1921 Yılında Moskova’ya Gidip, Doğu Halkları Üniversitesi’ne Girene Kadar Milliyetçi Bir Şair Sayılabilir. Orada 24 Saat Marks - 24 Saat Lenin - 24 Saat Engels Okuduktan Sonra İyi Bir Komünist Olur. (not: Komünizm Ekim 1917’de Rusya’da Yapılan İhtilâlle İktidara Gelmiş, Milyonlarca Kişinin Ölümüne Sebep Olmuş, Kafkas Ve Orta Asya Türklerini De Esaret Ve Zulüm Altında İnletmiş, Başlangıçta Vaadettiği Pembe Dünyanın Tam Aksi Zifiri Karanlık Bir Dünya Gerçekleştirmiş, Milyonlarca İnsanı Açlık Ve Sefalete Mahkûm Etmiş, Nihayet 1988 Yılında Tarihe Karışmış Bir İdeolojidir. Nâzım -ileri Görüşlü, Büyük Dahi Ve Şair Nâzım- Ömrünü Bu İdeolojiyi Türkiye’de De İktidara Getirme Ve Türk Halkına Böyle Bir Refahı (!) Yaşatma Mücadelesine Adamıştır.)
lütfen Dikkat Edelim! Kurtuluş Savaşı Destanının Şairi Nâzım, Kurtuluş Savaşı Yıllarında (1919-1922) 17-20 Yaşlarındadır. Her Nasılsa Bu Savaş Sırasında Bırakın Cepheye Gitmeyi, Ankara’ya Bile Gitmemiş; Kendisine Eğleşme Mahallî Olarak Moskova’yı Seçmiştir.
anadolu’da 16 Yaşındaki Türk Gençleri Yokluklar İçinde Cephe Cephe Dolaşırken, Türk Kadını Kağnılar Üzerinde Mermi Taşırken, Çocuğunun Üzerine Örteceği Örtüyü Nem Kapmasın Diye Top Mermisinin Üzerine Örterken, Destan Şairi Nâzım Moskova’da Komünizm Tahsil Etmektedir. Türkiye’ye Dönüşü De Her Şey Olup Bittikten, Cumhuriyet Kurulduktan Sonradır (1924).
türk Milleti, Türk Gençleri Kurtuluş Savaşı’nı Yapmış, Hazrete De Moskova’dan İzlediği Savaşın Destanını Yazmak Kalmıştır. Kurtuluş Savaşı Destanı’nın Şiir Değeri Ayrı Bir Yazı Konusudur. Ancak Destanda Da Yer Alan “karayılan” İsimli Türk Kahramanının Niçin “korkak Bir Tarla Faresi”ne Benzetildiğini Sormak Hakkımızdır.
dahinin Hayatını İncelemeye Devam Edelim.
1924’te İstanbul’a Döndü. 1925 Yılında Komünizm Propagandasından 15 Yıl Hapse Mahkûm Olunca, Rusya’ya Birinci Kaçışını Gerçekleştirdi. 1928’de Tekrar Türkiye’ye Döndü. Cezasının Yanlışlıkla Verildiği Kanaatine Varılmış Olacak Ki, Aklandı.
1933’te Tekrar Yargılanırken İmdadına Cumhuriyetin 10. Yılı Affı Yetişti. 1936’da Yine Mahkemedeydi. Suçlama “komünist Kışkırtıcılığı” İdi (elbette Bu Nâzım İçin Son Derece Şerefli Bir İşti).
1938’de Orduyu Ve Donanmayı İsyana Teşvikten 28 Yıl 4 Aya Mahkûm Oldu. Çankırı Ve Bursa Cezaevlerinde Yattı. 1950 Yılında Demokrat Parti Onu Hapisten Çıkardı. O Da Anavatanı Rusya’ya İkinci Defa Kaçtı. Yani Nâzım Rusya’ya Kaçtığında Hapiste Değildi. Mahkûm Da Değildi. Hakkında Açılmış Herhangi Bir Dâva Da Yoktu. Hür Bir İnsandı. Hür İradesiyle Karar Verdi Ve Rusya’ya Kaçtı. Kendine Vatan Olarak Orayı Seçti. Bu, Şuurlu Bir Seçiş İdi. 29 Haziran 1951 Tarihinde Moskova Havaalanına İnen Nâzım Hikmet’in Orada Verdiği Beyanat 30 Haziran 1951 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinde Şöyle Haber Oldu:
“moskova Radyosu Dün Akşamki Yayınlarında Kızıl Şair Nâzım Hikmet’in Moskova’ya Vardığını Ve Havaalanında Beyanatta Bulunurken, “beni Yaratan Stalin’dir” Diye Bağırdığını Bildirmiştir. Gene Moskova Radyosuna Göre Kızıl Şair, Stalin’i Göklere Çıkaran Şu Sözleri De Sarfetmiştir: “gözlerimin Işığını Stalin’e Borçluyum, Her Şeyimi Ona Borçluyum, O Beni Yarattı, O Beni Yaşatıyor.”
nâzım Komünizme Öylesine Körükörüne Bağlıdır Ki, Bu Sözleri İle En Az 50 Milyon İnsanın Katilini, Stalin’i, İlâh Mertebesine Yükseltmektedir. Büyük Dahi, Ne Yazık Ki Stalin’in Bu Yönünü Görememiştir.
nâzım Türkiye’de Yaşadığı Yıllarda Toplam 17 Yıl Hapis Yattı. Bunların Hepsi Atatürk Ve İsmet İnönü Dönemlerindedir. Demokrat Parti İktidara Geçince Serbest Bırakılmıştır. Yani Nâzım’a Yapılan Haksızlıkların (!) Vebali Atatürk’e Ve İsmet İnönü’ye Aittir. Bugünün Marksist-entel Nâzımcıları Bu Konuda Hesap Sorarken, Yanlış Adrese Geldiklerini Bilmek Zorundadırlar. Ya Atatürkçülükten Vaz Geçeceklerdir, Ya Nâzımcılıktan. Nâzım’ın İnönü Devrinde Yattığı 12 Yıl Hapsin Hesabını Da Sayın Erdal İnönü’den Sormaları Daha Mantıklı Olur. O, “ben Siyaseti Bıraktım.” Derse, Sayın Deniz Baykal’a Müracaat Edebilirler.
söylemek İstediğimiz Şudur:
hem Atatürkçü Hem Nâzımcı Olmak Bize İki Yüzlülük Gibi Geliyor.
•••
gelelim Nâzım’ın Vatan Hasreti İle Öldüğü Meselesine. Bu Konuda Onun, Ölümünden 17 Ay 26 Gün Önce (7 Aralık 1961) Sovyetler Birliği Vatandaşı Olmak İçin Zamanın Başbakanı Kruşçef’e Dilekçe Verdiğini Okuyoruz. Bu Dilekçe Nâzım’ın Rusya’ya Kaçısından 10 Yıl Sonra Yazılmıştır. Mektupta Sonsuz Bir Komünizm Ve Rusya Sevgisi Devam Etmekte, Ayrıca Türkiye’ye Duyduğu Söylenen Hasret Konusunda İse En Ufak Bir İp Ucu Bulunmamaktadır.
“saygıdeğer Nikita Sergeyeviç
19 Yaşından Beri, Yalnızca Kalbim Ve Kafamla Değil, Geçmişimle De Sovyetler Birliği’ne Bağlıyım.
bolşevik Partisi’ne, İlk Olarak 1923 Yılında Üye Oldum. Ardından 1924 Yılında Yine Moskova’da, Türkiye Komünist Partisi (tkp) Üyesi Oldum.
1925 Yılı Başında Moskova’daki Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ni Bitirdim Ve Parti İşleri İçin Türkiye’ye Gittim. 1925 Yılı Sonunda, Ankara’da Yeraltı Çalışmaları Gösterdiğim İçin Gıyaben 15 Yıl Hapis Cezasına Çarptırıldım.
sonra, Yine Moskova’ya Döndüm. 1928 Yılında Türkiye’de Parti İşleriyle Uğraştım. O Zamandan 1950 Yılına Kadar Toplam 56 Yıl Hapis Cezasına Çarptırılmama Karşın Toplam 17 Yıl Cezaevinde Kaldım. Başta Sovyet Halkı Olmak Üzere, İlerici İnsanların Mücadelesi Sonucu Cezaevinden Çıkarıldım. Ben Sayılı Komünist Şairlerindenim. Çok Mutluyum. Çünkü Büyük Ekim Devrimi’nin Beşinci Yıldönümünü Moskova’da Kutladım, Şiir Yazdım. Sbkp’nin 22’inci Kongresini Kutladık. Bu Nedenle De Şiir Yazdım.
artık 10 Yıldır Moskova’da Yaşıyorum. Ailem De Yanımda. Bütün Sovyet Halkı Gibi Buradaki Yaşama Alıştım.
saygıdeğer Nikita Sergeyeviç, Yardım Edin, Ben Sovyet Vatandaşı Olmak İstiyorum.
en İyi Dileklerimle.
saygılarımla.
nâzım Hikmet
7 Aralık 1961”.
uzun Sözün Kısası: Nâzım Bilinçli Olarak Rusya’ya Kaçmış Ve Bilinçli Olarak Sovyet Vatandaşı Olmak İstemiştir. Bir İnsanın Ölüsünün, Vatan Bildiği Yerde Bulunması Da Son Derece Normal Ve Hakkaniyet Ölçülerine Uygundur. O Da 3 Haziran 1963’te Moskova’da Ölmüş Ve Vatanının Topraklarına Gömülmüştür. Nâzım’ın Mezarını Türkiye’ye Getirmek İsteği, Bu İnsanın Ruhî Durumunu Tartışmaya Açmak Ve Onun Rusya’ya Kaçma Ve Sovyet Vatandaşı Olmak Kararlarını Aklı Yerinde Olmadığı Bir Zamanda Verdiğini Kabul Etmek Demektir. Şimdi Nâzım’ın Mezarını Türkiye’ye Getirmek İsteyenlere Soruyoruz:
nâzım Hikmet Deli Miydi?
önemli Not: Nâzım Hikmet’in Türkçenin En Büyük Şairi Olduğu Şeklindeki İddia Hakkında Aydınlanmak Ve Etraflı Bir Nâzım Hikmet Tahlili Okumak İsteyenler Şu Yazıya Bakabilirler/bakmalıdırlar: Prof. Dr. Birol Emil, Nâzım Hikmet Masalı, Türk Edebiyatı, Haziran 1996, Sayı 272. S. 7.

ahmet Bican Ercilasun
 
Üst