Biri bu hatibi durdursun! | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Biri bu hatibi durdursun!

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Nihal Bengisu'dan iki guzel yazi ,  alttaki bugunku, daha asagadikini 2 Agustos'ta yazmis. Malum dugun mevsimi acildi. Cesit cesit dugune gidiyoruz ve dugunler  toplumun aynasi ...

Biri bu hatibi durdursun! Nihal Bengisu Karaca-ZAMAN
'Eskiden her sey guzeldi, modern zamanlar kaka'cilardan degilim. Ama sayin okur, bazi seyler var ki, sahiden eskiden daha guzelmis. Dugunler mesela. Birlestiren, kaynastiran, evlilik cagi gelmis diger genclerin de tanismasina vesile olan, gencleri evlilige ozendiren, yaslilari hayatlarinin bahari ile yuzlestirip tatli tatli olume hazirlayan, cocuklari sekerlemeye, tatliya, gazoza bogan, eglenmenin 'dagitmak' anlamina gelmedigi, gunun mutlu bir gun gibi hitama erdigi dugunler, sahiden eskide kalmis.
Hayat tarzini sadece modernitenin referanslarina gore belirleyen insanlar icin dugun ve eglenceyi yan yana getirebilmek bir sorun teskil etmiyor. Referansi din olan insanlar acisindan ise dugun, sarpa sarmis durumda. Yuzyillardir Musluman bir toplumuz, ama maalesef Muslumanlar olarak dugunlerin en tatsiz gectigi donemi idrak ediyoruz. Dindar, muhafazakâr ciftlerin dugunlerinin Kur'an-i Kerim'den sûreler, ilâhiler ve agzi iyi laf yapan bir hatibin 'gunun anlam ve onemine' iliskin konusmalariyla derûni bir hale getirilmesi kuskusuz anlamli bir faaliyet. Fakat bu silsileyi takiben calinan muziklerin 'en acikli' halk turkulerinden secilmesi ve cagrilan hatiplerin dugun evini olu evine donusturme gayretleri anlamsizlik bakimindan tesrihe muhtaclar...
'Dugun konusmacilari'nin yaptigi konusmalar 80'li yillardan bu yana neredeyse hic degismedi, gelin ve damada kabaca 'cogalmalarini' emreden ve evliliklerinin Musluman camia icin damizlik bir onemi haiz oldugunun deklarasyonu ile aciliyor. Bekle ki, bu cogalma emri Ibn-i Hazm'dan vs. yapilacak askî meskî alintilarla estetize edilsin. Cok beklersin. O dakika kosarak uzaklasmazsiniz, Cecenistan'da, Filistin'de aci ceken Musluman kardeslerinizin dertlerinin ayrintili bir dokumu ile karsilasiyorsunuz. Benim ilk genclik yillarimda listeye Moro, Eritre, Somali ve Afganistan da dahildi. Yeni dugun konusmalarinin aci listesindeki eksilme bu bakimdan dikkat cekici. Fakat bu durum guncelleme sorunu olmadigi anlamina gelmiyor, hâlâ Yugoslavya diyenler var, yuh demek istiyorum.
Siz sayin dugun merasimlerinde uzun ve bezdirici konusmalar yapmaktan haz alan hatipler! Insanlar bombalar altinda bile evleniyor iken, evlilik, 'hayatin her seye ragmen devam ettiginin' hos bir gostergesi iken, bu yaptiginiz hic de hos olmuyor. Mantik evliligi yapan ya da gorucu usulu ile evlendirilmekte olan, dolayisiyla birbirlerinden hoslanip hoslanmadiklari bile kesin olmayan ciftler icin gerekli olan yakinlasma temasini darmadagin etmis oluyorsunuz, bir.
Ask evliligi yapmakta olan ve birbirine deliler gibi tutkun olan gencleri o aksam gerceklestirecekleri etkinlikten dolayi sucluluk duygusuna gark etmeye calisiyorsunuz ki bu hic insani degil, iki. Mantik kurallariyla belirledigi seceneklerden birine âsIk olarak, ayni anda hem mantik hem ask evliligi yapmayi garantilemis; kurnaz mi kurnaz, uyanik mi uyanik 'indigo' ciftlere madara oluyorsunuz, uc. Ummet bilincine yeterince uyanmis konuklar acisindan yaptiginiz tereciye tere satmak olurken, hasbelkader konuklar arasinda bulunan kalbi temiz laik teyzelerle, Cumhuriyet gazetesi okuyan amcalari fena halde urkutuyorsunuz, dort. Dahasi, Cecenistan, Filistin derken konuyu mucahitlige getirmeniz de tatsiz. Ya ulus devlet gercekliginden, ya da bu devletlerin iyi korunan sinirlarini gecip yardima kosmanin ancak bir 'Sam Amca' manipulasyonu/destegi ile mumkun oldugu gerceginden habersizsiniz, bunun da bir vebali var, bes. Dugun konusmacilarindan ricam sudur: Lutfen yaptiginiz konusmalar kisa olsun, mucadele degil muhabbet icersin. Saygilarimla...
Not: 'Muhafazakârligin fiyati' baslikli yazimda gecen 'Montesquieu'deki 'gorunmez el' fikri ...' ifadesi, kavramin Adam Smith'e ait oldugu gerekcesiyle birtakim duzeltme girisimlerine konu oldu. Ben yazimin dip not kisminda da belirttigim sekilde soz konusu alintiyi Hirschmann'dan yaptim ve onun aktarimini baz aldim. Bkz. A. Hirschmann 'Tutkular ve Cikarlar', sayfa 32.

14 Agustos 2008, Persembe


Dugun ve panel

Ulkemiz birtakim secmen ve secilmenlerin iradesine blokaj koymaya niyetli zevatin planlari ve projeleriyle sarsiladursun, hayat kendi mecrainda usul usul akiyor.
Bahar gelince âsIk olunuyor, yaz gelince evleniliyor misal. Yasam her seyin gelip gecici oldugunu anlatmak icin degismeyen ve surekli tekrar eden boyutlara zoom yapan bir yonetmen gibi. Degisken olan her sey, birtakim sabiteler varsa anlamli ve degerli.
Siyaseti krize sokan hemen her mudahalede ortaya cikan ve yureklere su serpen Genc Siviller var ya, iste bu hareketin onde gelen ikilisinden buyuk olani Turgay Ogur da yakin bir zamanda evleniyor. Evlendirirken eglendiren dugune, evlendirirken dusunduren dugun acilimini kazandiran bir organizasyon yapmis, panelli bir dugun tasarlamis. Cagrildigim gunden beri her turden laf ebeliginin konusu ola gelmis ve mefhum kirliliginden nasibini almis 'evlilik' uzerine dusunuyorum. Sozgelimi su, 'dunyaevi' kelimesi takiliyor aklima. Evlilik dunyaevi ise bunun ziddi nedir, evli olmayanlara layik gorulen Merih kaldirimlari midir, dunyaevine giremeyen apartman bosluguna mi isinlanir gibi bir dizi zevzeklikten sonra sanirim soyle bir tasavvurdan tezahur ediyor bu tanimlama diyorum, 'evlenmeyen insanin 'dunya' ile tanisIkligi eksIk kalir, evlenmeyen insanin dunyaya bakisi tekemmul etmez', denilmek isteniyor. Dunyada olmaya iliskin her tecrubenin saglamasi kadin erkek iliskisi uzerinden yapilabilir zira. Kadin-erkek iliskisi bir dunyayi kavrama simulasyonudur ve kadin erkek iliskisinin tasin altina elini koyan turune de evlilik denir. Evlilik, disinda kaldigimizda bilgi sahibi olamayacagimiz, icine girdigimizde de eski bakis acimizi yitirebilecegimiz, bu yeni mekanizmaya gore yeniden uretilecegimiz ya da bir turlu uyum saglayamayacagimiz, kisacasi dunyaya iliskin tum catismalarimizi bir bir yansitacagimiz bir duzenek. Dunya uzerinde bu kadar kliselestigi halde bu denli muamma kalabilen baska bir sey var mi acaba? 'Evlilik iyidir'i bir a priori bilgi, ne oldugunun bilinmesi icin deneyimlenmesine gerek olmayan bir kalip olarak kabul etmis biri olarak soyluyorum bunu. Evlilik iyidir, ama binlerce 'iyi' tanimi var artik, bir seye 'iyi' dedigimizde ikinci soru su oluyor: Nasil iyi? Dolayisiyla bir evliligi iyi ya da kotu yapanin ne oldugu ve nasil gerceklestigi konusu, onu ayni zamanda zor ve gizemli kiliyor. Birinin basari formulunun digerine uymamasi halleri giderek artiyor. Ornegin ben Halil Cibran'in birbirinizi sevin, ama biraz mesafeli durun, unutmayin ki buyuk mabedler, aralarinda mesafe olan sutunlar sayesinde ayakta dururlar mealindeki sozunu, bu sozde gecen tapinak/sutun metaforunu cok begenirim diyelim, bu metafor yine ideal kadin-erkek iliskisini betimleyen anahtar-kilit metaforunu degiller; dahasi bircok evlilikte fazla soguk, 'mesafeli', cool hatta kendini prenses zannetmekle suclanmaniza neden olabilir. Dahasi kisilik yapisi geregi zaten mesafeli, kendini rahat ifade edemeyen bir insani en kolay yapabilecegi sey hakkinda 'evlilikte en onemli olan sey saygidir' konusunda yureklendirdiginizde, evliligin kuzey kutbuna donusmesine sebebiyet verebilirsiniz.
Aslina bakarsaniz her formul, iliskinin gereksindigi dogalligi ve ictenligi bozar. Eski evliliklerde suregelen kurumsal ve otoriter iliski tipinin yarattigi mutsuzlugun bir benzeri, dogalligin kutsanmasi sonucunda da tezahur edebilir. Dogalligin kutsanmasinin bedeli ozen ve nezaketten taviz verilmesidir cunku. Ve insanin aklina Oscar Wilde'in sozu gelir: 'Bir kimsenin dogasinin degismesi bir buyukluk isaretidir. Dogal olmak ise genellikle yalnizca bir aptallik belirtisidir'
Mutevazi gozlemim sudur ki, kendisini surekli olarak 'ben buyum, napiim, benim yapim bu' cumleleriyle ifade edenler evlilikte mutlulugu yakalayamiyorlar, ya da Balzac'in 'Her iliskide cani yanan bir kurban ve cani sIkilan bir iskenceci vardir' sozunde oldugu gibi, iskencenin mutlulugu oluyor o... Mutevazi gozlemim sudur ki, bir kere evlenip cocuk sahibi olundugu zaman artik 'oldugunuz' gibi yasama sansini yitirmis oluyorsunuz. Ancaaaak. Evlenmeden ve cocuk sahibi olmadan da gercekte 'ne oldugunuzu' asla anlayamiyorsunuz.
Mutluluklar dilerim.
 
Üst Alt