C
cendere
Ziyaretçi
İletişim, herkesin farkında olduğu ancak tam olarak tanımlanamayan bir olgudur. İletişim kavramı; süreç, etki, düşünce, haber, duygu, ifade, mesafe temel eğitim becerileri gibi birçok kavramı içeren karmaşık ve çok boyutlu bir süreci kapsamaktadır.
Aile toplumun en küçük ve temel birimidir. Ancak aile ülkeden ülkeye, kültürden kültüre farklılıklar gösterdiği gibi,aynı ülke içinde de kentten kırsal kesime, ekonomik duruma ve yörelere göre de farklılıklar gösterir. Bu bağlamda ailenin kesin ve evrensel tanımını yapmak güçtür.
Günümüz toplumlarında aile kurumu geleneksel ve çekirdek aile olarak sınıflandırılmaktadırlar.
Geleneksel aile “çok sayıda çekirdek ailenin aynı çatı altında oturmasıyla oluşan bir aile tipidir, köysel ve geleneksel toplumların bir kurumudur.
Çekirdek aile,modern toplumlarda yaygındır. Ülkemizde de aile kurumu geleneksel aileden,çekirdek aileye yönelmiştir. Ancak ülkemizde çekirdek ailelerin, geleneksel aile kültürü ve aile destek sistemi etkileşimi söz konusudur.
Etkili bir iletişim,aile üyelerinin karşılıklı olarak bir birlerinin düşüncelerini ve duygularını anlamalarını sağlar. İşbirliği yardımlaşma ve paylaşma davranışlarına yol açar, çocukların gelişmesi için uygun bir ortamın oluşmasına neden olur. İyi bir iletişimin gerçekleştiği aile ortamında çocuklar daha özerk ve bağımsız bir kişilik geliştirirler.
Düşünme,düşünce ve duygularını açıklama özgürlüğü ve alışkanlığı kazanırlar. Buna karşı etkili bir iletişimin oluşturulamadığı,iletişim engellerin yer aldığı bir ortamda çocukların gelişimi engellenir. Bağımlı bir birey olurlar. İleride çeşitli sorunlarla uyum güçlükleri ile karşılaşırlar. Bu nedenle ailede bireyler arasında,özellikle anne-baba ile çocuklar arasında etkili bir iletişim kurulması çok önemlidir(3).
“Engellilik”, “özürlülük”, “sakatlık” kavramları,bu kavramlar arasında farklar ve dünyadaki dağılımı sıklıkla karşılaşılan başlıklardır. Söz konusu kavramlar arasındaki farkların günlük yaşamda değeri yoktur. Çünkü önemli olan,bireylerin engellik durumunu tanımlayan kavramlar değil,engelli bireylerin toplumdaki diğer bireylere göre farklı hizmet gereksinimlerinin olduğunun bilinmesidir.(4)
Özürlü Çocuk Kimdir; Zihinsel özellikleri duyusal yetenekleri nörolojik ve fiziksel özellikleri sosyal davranışları ve iletişim becerileri yönünden ortalama ya da normal bir çocuktan farklı olan bunun için profesyonel yardım alması gereken çocuk engelli çocuk olarak tanımlanabilir.(kirk,S.,A.J. Educating Exceptional children)
Bedensel,zihinsel, ruhsal ve sosyal özelliklerinde belirli bir oranda ve sürekli olarak işlev kaybı veya bozukluğu sonucu normal yaşamın gereklerine uymama durumuna sakatlık ,bu durumdaki kişiye sakat denir.(Çağlar, Doğan;Geri zekalı çocuklar ve eğitimi)
Özürlülük,toplumdan topluma ve tarih içerisinde,değişen anlamlar yüklendiği bir kavramdır. Tarih içerisinde özürlülüğe,sosyal yönü ihmal edilerek sadece tıbbi boyuttan bakılması özürlüyü anlama,özürlüyü bir değer olarak alma ve özürlü ile iletişimde güçlükler yaratmıştır.
Bu makalede özürlü bireylerin ailelerin ,iletişim şekilleri,davranış biçimleri ve yaşadıkları iletişim sorunlarına genel bir bakış değerlendirilmesi yapılacaktır.
Alıntı
Aile toplumun en küçük ve temel birimidir. Ancak aile ülkeden ülkeye, kültürden kültüre farklılıklar gösterdiği gibi,aynı ülke içinde de kentten kırsal kesime, ekonomik duruma ve yörelere göre de farklılıklar gösterir. Bu bağlamda ailenin kesin ve evrensel tanımını yapmak güçtür.
Günümüz toplumlarında aile kurumu geleneksel ve çekirdek aile olarak sınıflandırılmaktadırlar.
Geleneksel aile “çok sayıda çekirdek ailenin aynı çatı altında oturmasıyla oluşan bir aile tipidir, köysel ve geleneksel toplumların bir kurumudur.
Çekirdek aile,modern toplumlarda yaygındır. Ülkemizde de aile kurumu geleneksel aileden,çekirdek aileye yönelmiştir. Ancak ülkemizde çekirdek ailelerin, geleneksel aile kültürü ve aile destek sistemi etkileşimi söz konusudur.
Etkili bir iletişim,aile üyelerinin karşılıklı olarak bir birlerinin düşüncelerini ve duygularını anlamalarını sağlar. İşbirliği yardımlaşma ve paylaşma davranışlarına yol açar, çocukların gelişmesi için uygun bir ortamın oluşmasına neden olur. İyi bir iletişimin gerçekleştiği aile ortamında çocuklar daha özerk ve bağımsız bir kişilik geliştirirler.
Düşünme,düşünce ve duygularını açıklama özgürlüğü ve alışkanlığı kazanırlar. Buna karşı etkili bir iletişimin oluşturulamadığı,iletişim engellerin yer aldığı bir ortamda çocukların gelişimi engellenir. Bağımlı bir birey olurlar. İleride çeşitli sorunlarla uyum güçlükleri ile karşılaşırlar. Bu nedenle ailede bireyler arasında,özellikle anne-baba ile çocuklar arasında etkili bir iletişim kurulması çok önemlidir(3).
“Engellilik”, “özürlülük”, “sakatlık” kavramları,bu kavramlar arasında farklar ve dünyadaki dağılımı sıklıkla karşılaşılan başlıklardır. Söz konusu kavramlar arasındaki farkların günlük yaşamda değeri yoktur. Çünkü önemli olan,bireylerin engellik durumunu tanımlayan kavramlar değil,engelli bireylerin toplumdaki diğer bireylere göre farklı hizmet gereksinimlerinin olduğunun bilinmesidir.(4)
Özürlü Çocuk Kimdir; Zihinsel özellikleri duyusal yetenekleri nörolojik ve fiziksel özellikleri sosyal davranışları ve iletişim becerileri yönünden ortalama ya da normal bir çocuktan farklı olan bunun için profesyonel yardım alması gereken çocuk engelli çocuk olarak tanımlanabilir.(kirk,S.,A.J. Educating Exceptional children)
Bedensel,zihinsel, ruhsal ve sosyal özelliklerinde belirli bir oranda ve sürekli olarak işlev kaybı veya bozukluğu sonucu normal yaşamın gereklerine uymama durumuna sakatlık ,bu durumdaki kişiye sakat denir.(Çağlar, Doğan;Geri zekalı çocuklar ve eğitimi)
Özürlülük,toplumdan topluma ve tarih içerisinde,değişen anlamlar yüklendiği bir kavramdır. Tarih içerisinde özürlülüğe,sosyal yönü ihmal edilerek sadece tıbbi boyuttan bakılması özürlüyü anlama,özürlüyü bir değer olarak alma ve özürlü ile iletişimde güçlükler yaratmıştır.
Bu makalede özürlü bireylerin ailelerin ,iletişim şekilleri,davranış biçimleri ve yaşadıkları iletişim sorunlarına genel bir bakış değerlendirilmesi yapılacaktır.
Alıntı