İşitme Engelli Çocuğun Sosyal Çevresiyle İletişimi | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

İşitme Engelli Çocuğun Sosyal Çevresiyle İletişimi

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan İletişimi

tüm Çocuklar Okul Döneminden Önce, Yaşıtlarıyla Sınırlı Bir Etkileşim İçinde Bulunurlar. Paylaşımları Ağırlıklı Olarak Oyun Şeklinde Olmaktadır. Tam Olarak İletişim Kurmayı, Okul Yıllarında Öğrenirler. Her Çocuk Belirli Kurallara Uymayı Öğrenmelidir. Okul Dönemine Kadar Sürdürdüğü, Nispeten Bağımsız, Yıllarındaki Davranış Özgürlüklerini Bir Kenara Bırakmayı Ve Sosyal Kurallara, Toplum Gereksinimlerine Uygun Davranma Becerilerini Kazanmalıdır. Bu Noktada İletişim Becerileri Önem Kazanır. İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresine Uyumu Ve İletişimi İle İlgili Yaşadıkları Sorunlar Ve Nedenleri Aşağıda Açıklanmıştır:

•  İşitme Engelli Çocuklar İçin İletişim Kurmak Başlı Başına Zor Bir Süreçtir. Bu Sebeple Sözel İfadeleri Kullanamadıkları Gibi Çoğu Zaman Uygun Yüz İfadesi Ve Mimikleri De Kullanmada Başarısız Olurlar. Çabaları Genelde Başarısızlıkla Sonuçlanır. Duygularını Davranışsal Olarak Belirtseler Bile, Sebeplerini Açıklayamazlar.

•  İletişim Kurma Çabalarındaki Bu Güçlükler, İşitme Engelli Çocuklarda Huysuzluk, Aksilik Nöbetlerine Yol Açar. Her Ne Kadar Bu Tür Huysuzluk Nöbetleri Tüm Çocuklarda Görülse De, Sıklık Ve Derece Açısından, İşitme Engelli Çocuklarda Daha Yoğundur. Bu Nöbetler, Yere Yatma, Tepinme, Tekmeleme, Çığlık Atma, Ağlama Ve Isırma Gibi Davranışlarla Kendini Gösterebilir.

•  İşitme Engelli Çocuklar Ailede, Aile Bireyleri Arasında, Özellikle Kardeş İlişkilerinde Yalnız Kalabilirler. Anne Ve Baba Koruyucu Bir Tutum Geliştirirken, Kardeşler Uygun İletişimsel Davranışları Geliştirmeyebilirler. Anne Ve Babanın Aşırı Koruyucu Tutumunun Sonucunda, İşitme Engelli Çocukta Bağımlılık Gelişerek, Olumlu Benlik Kavramı Engellenir. Bu Durum İse İşitme Engelli Çocuğun Diğer İnsanlarla İletişim Kurmasını Daha Çok Zorlaştırarak Toplum Tarafından Reddedilen Bir Birey Olarak Yetişmesine Neden Olur Ve Çıkabileceği Zor Bir Kısırdöngü İçinde Kalabilir.

•  İletişimsel Becerilerinin Gelişmesi İçin, Çocukların Her Şeyden Önce, Yaşıtlarıyla Sosyal Bir Etkileşim İçine Girmeleri Gerekmektedir. Sosyal Etkileşim Çocukta Olumlu Benlik Gelişimini Sağlayarak, Kendini Kabullenme Ve Başkalarını Kabullenme Duygularını Güçlendirmektedir. Sosyal Etkileşim, Temel Sosyal İhtiyaçların Doyurulması İçin Gereklidir. Güçlü Bir Sosyal Etkileşimde Olumlu Benlik Gelişiminin Yanı Sıra, Bağımsız Birey Olma, Paylaşma, İşbirliği Gibi Toplumsal Temel Öğeler Yerleşir.

•  Normal İşiten Yaşıtları İle Fiziksel Yakınlık Kurma, Sosyal Kaynaşma İçin Yeterli Değildir. İşitme Engelli Çocukların Yaşıtlarına Karşı, Uygun Bir Şekilde İletişimi Başlatmaya Ve Devam Ettirmeye İhtiyaçları Vardır. Ancak, Sosyal İletişim Ve Etkileşim Yeteneklerinden Yoksun Oldukları İçin Konuşmayı Başlatma Ve Devam Ettirme, Paylaşma Ve Birlikte Oyun Oynama Gibi Becerileri Geliştirememektedirler.

•  Dil Kapasitesinin Düşüklüğü İletişim Kurma Becerilerini Zayıflatır, İletişim Kurmadaki Güçlük İse, Temel Olarak, Sosyal Becerileri Olumsuz Etkiler. Bu Olumsuzluklar, Saldırganlık Ve İçine Kapanıklık Gibi Davranışlarla Ortaya Çıkabilmektedir.

•  Sosyal Uyumun Temel Bileşenlerinden Biri Olan Sosyal Davranışların Gelişimi De İşitme Kaybından Olumsuz Yönde Etkilenir. Bu Olumsuzluk Klinik Boyutta, Davranış Problemleri Olarak Adlandırılır. İşitme Engelli Bireylerde, Normal İşiten Bireylere Göre Daha Sık Oranda Davranış Bozukluklarına Rastlandığını Belirtilmektedir.

•  İşitme Engelinin Sosyal Etkileri Göz Önüne Alındığında, Sosyal Uyum Düzeyinin Daha Düşük Olmasının Temel Etkenlerinden Birisinin De, Bireyin Sağlıklı İletişim Kuramaması Olduğu Söylenebilir. İletişim Eksikliği, İşitme Engelli Bireylerin Kendilerini Zaman İçinde Toplumdan İzole Etmesine Sebep Olur. Bu İzolasyon, Bireyin Yalnız, Utangaç Ve İçine Kapanık Olmasına Yol Açar. Kendilerini Sosyal Olarak Geliştiremezler Ve Sosyal Yeterlilik Düzeyleri De Buna Bağlı Olarak Zayıf Olur. İletişim Becerisinin Zayıflığı Sosyalleşememeyi Beraberinde Getirir. Bu Da, Zayıf Ya Da Tam Olarak Gelişememiş Sosyal Becerilerin Geri Kalmasına Yol Açar.

•  Kaygı Düzeyinin, Bireyin Hissettiği Olumsuz Duygu Durumlarıyla Bağlantılı Olduğu Bilinmektedir. Bu Durumda, İşitme Engelli Bireylerin De, İletişim Kuramamaktan Ve Sosyal Alanda Yetersiz Olmalarından Kaynaklanan Negatif Bir Duygu Durumu İçinde Oldukları Söylenebilir. Bu Negatif Duygu Durumu Da, Kaygı Düzeyinin Artmasına Yol Açar.

•  İşitme Engelli Bireylerin İletişim Kuramamaları Sonucunda, Toplumdan Yavaş Yavaş Koptukları Ve İçlerine Kapandıkları Daha Önce Belirtilmişti. İçine Kapanıklık, İçselleştirme Davranışının Tanımlaması İçine Girmektedir. Duygu Ve Düşüncelerini Çevreyle Paylaşmama, Sosyal Çevreden Uzak Kalma, Kendini Sosyal Aktivitelerden Çekme, İçine Kapanık Bir Bireyin Temel Özelliklerini Temsil Eder. Sosyal Çevresiyle İletişim Kurması Desteklenmeyen İşitme Engelli Bir Çocuğun Da, Zamanla İçine Kapanması Kaçınılmazdır. Kendini Sosyal Ortamlardan Çekecek, İletişim Kurmayacak, Kendisi İstemediği Sürece, Neler Hissettiğini Öğrenebilmek Mümkün Olmayacaktır.

•  Davranış Bozukluğu Olarak Adlandırılan İçine Kapanma, Aşırı Kaygı Gibi Davranışlar, Çocuğun, Diğer Çocuklar Tarafından Tamamen Reddedilmesine Yol Açmaktadır. İletişim Kurabilmede Zorluk Çeken Çocuk, Çevresi Tarafından Da Uzaklaştırılınca, İyice Kendine Dönmekte, Grup Ortamına Katıldığı Durumlarda İse Saldırgan Ve Öfkeli Olmaktadır. 

alıntı
 

Benzer konular

F

feyza05

Ziyaretçi
Teşekkürler...
 
Üst Alt