C
cendere
Ziyaretçi
http://www.haber7.com/haber/20080704/Ergenekonda-sorulmayan-soru.php
osman ozsoy
Ergenekon'da sorulmayan soru
04 Temmuz 2008 06:07
Haber 7
Ergenekon sorusturmasi ile ilgili haberler medyaya yansimayi sürdürürken, bugüne dek hic gündeme gelmeyen cok kritik bir soru cevap bekliyor.
Eskiler, fazla merak iyi degildir derler.
Gerek gazetecilik, gerekse de akademik calismalarin ruhunu besleyen temel faktörün merak oldugu da ortada…
İs yasamlari sürerken süpheli bir sekilde hayatini kaybeden gazetecilerin genel özelligini, merakli gazeteciler olmalari olusturur. Tipki Ugur Mumcu gibi…
Merak etmezseniz, üzerinde calistiginiz konulari gelistiremez ve derinlestirmezsiniz. Gazetecilik; cevabi olmayan sorulari bile gerektiginde sormak üzerine kuruludur. Kimi zaman sorularin cevaptan daha cok önemi vardir bu meslekte. Soru soramaz hale geldiyseniz, isinizi de yapamaz hale gelmissinizdir demektir.
Gelelim sadede…
Ergenekon sorusturmasiyla ilgili medyaya yansiyan haberleri hep birlikte izliyoruz. Bu ülkede islerin simdiye kadar nasil yürüdügünün tarihsel serüvenini hesaba kattigimizda ve yürütülen sorusturmanin capi, boyutlari ve kapsamini göz önünde tuttugumuzda bir seylerin eksik kaldigi ortada…
Sözü uzatmadan söyleyelim… Bize göre bu sorusturmanin henüz medyaya yansimayan, ama üzerinde durulmasi gereken en kritik boyutu, Ergenekon’la bölücü örgüt PKK arasindaki iliskidir. Eger yürütülen sorusturmanin icerigi medyaya yansidigi capta bir derinligi ve ülke güvenligi acisindan risk olusturan bir yasa disi yapilanmayi kapsiyorsa, bu isin aktörlerinin bölücü örgütün bizatihi kendisi ya da baska yasa disi unsurlarla isbirligine gecmemis olmalari düsünülemez.
Mesru hükümeti devirmeye yönelik eylemler konusunda gözü kararmis bir tablo sergiledigi anlasilan yapilanmanin bu yolda her sey mubahtir anlayisiyla hareket ettigini düsünmek cok akla ziyan bir davranis olmaz. Bu süpheyi hakli kilacak cok sayida eylem oldu bu ülkede. Kaldi ki, medyaya yansiyan haberler, yenilerinin de planlandigini ama uygulama safhasina gecilmeden ortaya cikarildigini gösteriyor. Tipki, eger iddia edilenler dogru ise 7 Temmuz kanli dehset plani iddialarinda oldugu gibi…
Kritik sorular…
Sizce, cumhurbaskanligi secim sürecine giren ülkemizde 2006 yili yazinda cok sayida Mehmetcigi birbiri ardina sehit vermemiz ve bu vatan evlatlarina yapilan cenaze törenlerinde hükümet karsiti gösterilen yaptirilmasi birer tesadüf müydü? Bu ülkenin geleneginde o güne kadar sehit cenazelerinde siyasi gösteri âdeti var miydi?
Bize göre, Mehmetcigi sehit etmesi icin kendilerine taseron görevi verilen bölücü unsurlarla, Mehmetcik sehit edildikten sonra cenaze törenlerini provoke etmesi talimatini alanlar ayni mihraktan yönlendiriliyorlardi.
Tipki, cumhurbaskanini halkin secmesine imkân saglayacak 21 Ekim 2007 tarihli referandum sabahi Daglica Karakolu’na baskin yapilip cok sayida Mehmetcigin sehit edilmesi gibi…
Tipki, 12 Eylül öncesinde, sabah solcularin vuruldugu silahla aksam sagcilarin vurulmasi gibi…
Bize göre, Daglica’ya baskin yapmasi icin taseron görevi üstlenen hainler de, cumhurbaskanini halkin secmemesi icin elinden gelen her türlü cabayi gösteren unsurlar da, referanduma katilimi gölgeleyecek mansetler atan gazeteciler de ayni kaynaklardan yönlendiriliyorlardi. Tartismalari izliyorsunuz. Daglica’ya yapilan saldiri ile ilgili degisik iddialar gazete sayfalarinda yer aliyor.
Cumhurbaskani Abdullah Gül secilir secilmez ilk gezisini G. Dogu’ya yapti. Sizce Sayin Gül’ün ziyaretinin hemen ardindan gittigi yerlerde tirmanan terörle, Sayin Gül’ün secilmemesi ve secildikten sonra etkisiz bir cumhurbaskani olmasi icin gayret sarf eden cevrelerin hic mi irtibati yok…
Danistay’in saygin üyelerine mermi siktiran kirli ellerle, saldirida vefat eden üyenin Kocatepe’deki cenaze töreninde bu ülkenin bakanlarina yönelik provakatif eylemde bulunan ve güvenlik endisesi ile tuvalete saklanmak zorunda kalmalarina neden olacak kadar ileri giden göstericilerin talimat aldigi yerler arasinda baglanti yok mu dersiniz?
Olaylara genis bakmak…
Cok kirli bir oyunla karsi karsiyayiz.
Bahsettigimiz olaylari tezgâhlayanlarin hangi yapilanma adi altinda bunlari gerceklestirdikleri ve su an gözaltinda tutulanlarla bahsettigimiz noktalar arasinda ne gibi bir baglanti oldugu bu yazinin konusu degildir. Biz burada sadece bazi sorular soruyoruz.
Ayrintilarda cok bogulursak, resmin bütününe odaklanmakta zorlanabiliriz. Olaylara biraz da genis cerceveden
bakmak gerekiyor.
Habertürk Televizyonu'nda Parantez programina katilan Emekli Albay Erdal Sarizeybek Didem Aslan'in sorularini yanitlarken; “Ergenekon hadisesi; Amerika ve İsrail'in BOP cercevesinde İran'a yapacaklari harekâta karsi TSK'nin direncini kirmak ve ordunun millet nezdindeki onurunu, gururunu ayaklar altina almak, toplumu etkisiz kilarak Amerikanin İran'a müdahalesini saglamaktir. Olay bu kadar basittir…” demis.
Sayin Sarizeybek’in ifade ettigi gibi, yasadiklarimizi küresel gelismelerden ve tarihin akisi icinde karsilasilmasi muhtemel hadiselerden ayri düsünmek olasi degildir. Hangi cevreler birkac yildir yasanmakta olan olaylari tezgâhlamislarsa, ordumuzu halk nezdinde itibarsizlastirmayi da hedefledikleri ortada. Ama basaramayacaklar.
Yürütülen sorusturma ile gazetecilerin ne ilgisi var ki demeyin. Sabah gazetesi yazari Emre Aköz’ün dedigi gibi, medya ayagi oldukca eksik bu sorusturmanin. Bu ülkede yillarca faili mechul cinayetler islendi, akla ziyan olaylar oldu… Fakat medya cogu defa bu olaylari, kimim üzerine yikilmasi siparis edildiyse onun üzerine yikti. Önemli konulari önemsizlestirdi, önemsiz konulari cok önemli sorunlar varken mansetlere tasiyarak gündemin gerisine itti. Medyanin kirlenmesi, bu ülkenin temizlenme ve arinma sürecini geciktiren faktörlerin en basinda gelmektedir.
Yazimi, bilgi kirliliginin yasandigi su sürecte bir önceki yazinin son paragrafi ile bitirmek istiyorum.
Hangi kisi hakkinda ne tür dava ve iddia olursa olsun, adi gecen kisiler konusunda, “dileriz iddia edilen seyler dogru degildir” seklinde temennide bulunmak lazimdir. Sevmediginiz bir kisi hakkinda bile, magdur olmasina ve haksiz yere itibar kaybina ugramasini asla razi olmayiniz. Önemli olan adaletin yerini bulmasidir.
Vicdan sahibi bir insana ve Müslüman’a da böyle düsünmek yakisir.
yazaramesaj@gmail.com
www.osmanozsoy.com
osman ozsoy
Ergenekon'da sorulmayan soru
04 Temmuz 2008 06:07
Haber 7
Ergenekon sorusturmasi ile ilgili haberler medyaya yansimayi sürdürürken, bugüne dek hic gündeme gelmeyen cok kritik bir soru cevap bekliyor.
Eskiler, fazla merak iyi degildir derler.
Gerek gazetecilik, gerekse de akademik calismalarin ruhunu besleyen temel faktörün merak oldugu da ortada…
İs yasamlari sürerken süpheli bir sekilde hayatini kaybeden gazetecilerin genel özelligini, merakli gazeteciler olmalari olusturur. Tipki Ugur Mumcu gibi…
Merak etmezseniz, üzerinde calistiginiz konulari gelistiremez ve derinlestirmezsiniz. Gazetecilik; cevabi olmayan sorulari bile gerektiginde sormak üzerine kuruludur. Kimi zaman sorularin cevaptan daha cok önemi vardir bu meslekte. Soru soramaz hale geldiyseniz, isinizi de yapamaz hale gelmissinizdir demektir.
Gelelim sadede…
Ergenekon sorusturmasiyla ilgili medyaya yansiyan haberleri hep birlikte izliyoruz. Bu ülkede islerin simdiye kadar nasil yürüdügünün tarihsel serüvenini hesaba kattigimizda ve yürütülen sorusturmanin capi, boyutlari ve kapsamini göz önünde tuttugumuzda bir seylerin eksik kaldigi ortada…
Sözü uzatmadan söyleyelim… Bize göre bu sorusturmanin henüz medyaya yansimayan, ama üzerinde durulmasi gereken en kritik boyutu, Ergenekon’la bölücü örgüt PKK arasindaki iliskidir. Eger yürütülen sorusturmanin icerigi medyaya yansidigi capta bir derinligi ve ülke güvenligi acisindan risk olusturan bir yasa disi yapilanmayi kapsiyorsa, bu isin aktörlerinin bölücü örgütün bizatihi kendisi ya da baska yasa disi unsurlarla isbirligine gecmemis olmalari düsünülemez.
Mesru hükümeti devirmeye yönelik eylemler konusunda gözü kararmis bir tablo sergiledigi anlasilan yapilanmanin bu yolda her sey mubahtir anlayisiyla hareket ettigini düsünmek cok akla ziyan bir davranis olmaz. Bu süpheyi hakli kilacak cok sayida eylem oldu bu ülkede. Kaldi ki, medyaya yansiyan haberler, yenilerinin de planlandigini ama uygulama safhasina gecilmeden ortaya cikarildigini gösteriyor. Tipki, eger iddia edilenler dogru ise 7 Temmuz kanli dehset plani iddialarinda oldugu gibi…
Kritik sorular…
Sizce, cumhurbaskanligi secim sürecine giren ülkemizde 2006 yili yazinda cok sayida Mehmetcigi birbiri ardina sehit vermemiz ve bu vatan evlatlarina yapilan cenaze törenlerinde hükümet karsiti gösterilen yaptirilmasi birer tesadüf müydü? Bu ülkenin geleneginde o güne kadar sehit cenazelerinde siyasi gösteri âdeti var miydi?
Bize göre, Mehmetcigi sehit etmesi icin kendilerine taseron görevi verilen bölücü unsurlarla, Mehmetcik sehit edildikten sonra cenaze törenlerini provoke etmesi talimatini alanlar ayni mihraktan yönlendiriliyorlardi.
Tipki, cumhurbaskanini halkin secmesine imkân saglayacak 21 Ekim 2007 tarihli referandum sabahi Daglica Karakolu’na baskin yapilip cok sayida Mehmetcigin sehit edilmesi gibi…
Tipki, 12 Eylül öncesinde, sabah solcularin vuruldugu silahla aksam sagcilarin vurulmasi gibi…
Bize göre, Daglica’ya baskin yapmasi icin taseron görevi üstlenen hainler de, cumhurbaskanini halkin secmemesi icin elinden gelen her türlü cabayi gösteren unsurlar da, referanduma katilimi gölgeleyecek mansetler atan gazeteciler de ayni kaynaklardan yönlendiriliyorlardi. Tartismalari izliyorsunuz. Daglica’ya yapilan saldiri ile ilgili degisik iddialar gazete sayfalarinda yer aliyor.
Cumhurbaskani Abdullah Gül secilir secilmez ilk gezisini G. Dogu’ya yapti. Sizce Sayin Gül’ün ziyaretinin hemen ardindan gittigi yerlerde tirmanan terörle, Sayin Gül’ün secilmemesi ve secildikten sonra etkisiz bir cumhurbaskani olmasi icin gayret sarf eden cevrelerin hic mi irtibati yok…
Danistay’in saygin üyelerine mermi siktiran kirli ellerle, saldirida vefat eden üyenin Kocatepe’deki cenaze töreninde bu ülkenin bakanlarina yönelik provakatif eylemde bulunan ve güvenlik endisesi ile tuvalete saklanmak zorunda kalmalarina neden olacak kadar ileri giden göstericilerin talimat aldigi yerler arasinda baglanti yok mu dersiniz?
Olaylara genis bakmak…
Cok kirli bir oyunla karsi karsiyayiz.
Bahsettigimiz olaylari tezgâhlayanlarin hangi yapilanma adi altinda bunlari gerceklestirdikleri ve su an gözaltinda tutulanlarla bahsettigimiz noktalar arasinda ne gibi bir baglanti oldugu bu yazinin konusu degildir. Biz burada sadece bazi sorular soruyoruz.
Ayrintilarda cok bogulursak, resmin bütününe odaklanmakta zorlanabiliriz. Olaylara biraz da genis cerceveden
bakmak gerekiyor.
Habertürk Televizyonu'nda Parantez programina katilan Emekli Albay Erdal Sarizeybek Didem Aslan'in sorularini yanitlarken; “Ergenekon hadisesi; Amerika ve İsrail'in BOP cercevesinde İran'a yapacaklari harekâta karsi TSK'nin direncini kirmak ve ordunun millet nezdindeki onurunu, gururunu ayaklar altina almak, toplumu etkisiz kilarak Amerikanin İran'a müdahalesini saglamaktir. Olay bu kadar basittir…” demis.
Sayin Sarizeybek’in ifade ettigi gibi, yasadiklarimizi küresel gelismelerden ve tarihin akisi icinde karsilasilmasi muhtemel hadiselerden ayri düsünmek olasi degildir. Hangi cevreler birkac yildir yasanmakta olan olaylari tezgâhlamislarsa, ordumuzu halk nezdinde itibarsizlastirmayi da hedefledikleri ortada. Ama basaramayacaklar.
Yürütülen sorusturma ile gazetecilerin ne ilgisi var ki demeyin. Sabah gazetesi yazari Emre Aköz’ün dedigi gibi, medya ayagi oldukca eksik bu sorusturmanin. Bu ülkede yillarca faili mechul cinayetler islendi, akla ziyan olaylar oldu… Fakat medya cogu defa bu olaylari, kimim üzerine yikilmasi siparis edildiyse onun üzerine yikti. Önemli konulari önemsizlestirdi, önemsiz konulari cok önemli sorunlar varken mansetlere tasiyarak gündemin gerisine itti. Medyanin kirlenmesi, bu ülkenin temizlenme ve arinma sürecini geciktiren faktörlerin en basinda gelmektedir.
Yazimi, bilgi kirliliginin yasandigi su sürecte bir önceki yazinin son paragrafi ile bitirmek istiyorum.
Hangi kisi hakkinda ne tür dava ve iddia olursa olsun, adi gecen kisiler konusunda, “dileriz iddia edilen seyler dogru degildir” seklinde temennide bulunmak lazimdir. Sevmediginiz bir kisi hakkinda bile, magdur olmasina ve haksiz yere itibar kaybina ugramasini asla razi olmayiniz. Önemli olan adaletin yerini bulmasidir.
Vicdan sahibi bir insana ve Müslüman’a da böyle düsünmek yakisir.
yazaramesaj@gmail.com
www.osmanozsoy.com