Feministler ve kazaklar | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Feministler ve kazaklar

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
AYŞE KEŞİR

FEMİNİSTLER VE KAZAKLAR

Amerikan belgesellerini seyredenler bilir; “Vahşi doğada tek düzen, tek ilişki vardır. Büyük balık küçük balık ilişkisi” Ya büyük balıksınızdır ya da küçük balık. Ya ezilensiniz ya da ezen, yok eden. Üçüncü bir seçenek yoktur.

Büyük Amerikan(!)’nın kendi varlığını ve yeri güçlendirmenin bir yoludur belki bu… Çünkü O, büyük balıktır zaten, diğerleri de küçük balık...

Merhamet, vicdan, hoşgörü, paylaşma, empati kavramlarının bu dünyalarda yeri yoktur. Arıların, karıncaların, kazların dayanışmasından pek bahsedilmez.  Büyük balık ister ve alır…

Bu, hayata bakışınız olduysa bir kere; kadın ve erkek ilişkileri, evlilikler de bundan nasibini alıverir.

Bir yastıkta kocamak, “iyi günde kötü günde” diye verilen sözler,  “seyran olan samanlıklar” anlamını yitirir. Yenen ve yenileni aranır olur evliliklerin. Gazete köşelerinde “Ah! Şu erkekler" ya da  “Ah! Şu kadınlar” diye karşı tarafı alt etmenin 10 – 15 maddeli formülleri sıralanır. Kimin, niye yazdığı belli olmayan satırlarda satılık olur, tüm insani duygular.  

Bir kurgu başladı mı bir kerre dur durak bilmez. Ya büyük balıksındır, ya küçük balık…

Feministlerle, kazaklar bir kerre savaşmaya başladı mı, kadın ve erkek, karı- koca, yoldaş, dost değillerdir artık. Adına evlilik dediğiniz de bir iktidar savaşı olmuştur. Tıpkı yüzyıl savaşları gibi sürüp giden. Samimiyet, dürüstlük, doğallık yerini bir kurgu alıverir. Omuz omuza, sırt sırta değilsinizdir, koca bir ringde vuruşur durursunuz.

Anlayışlı, duygusal, eşinin duygularına önem veren, hayatı ev içinde, dışında paylaşan, eğer erkekse hemen “kılıbık” , kadın ise “ezilen, sömürülen” oluverir. Artık erkek, evde sofra kurmaya, kadınsa, geç kalacağını kocasına haber vermeye imtina eder. Feminist ve kazaktırlar ya… Büyük balık olma telaşı başlamıştır bir kere… Ne yaslanacak bir omuz, ne de dayanacak bir göğüs kalmıştır. Ne de evdeki huzur…

Aslında bütün sorun, doğallığı yitirip, çevre etkisiyle kendini  kurmacaya kaptırma telaşı ve özgüven sorunudur. Flört, nişanlılık gibi birlikteliğin ilk ciddi adımlarının atıldığı dönemlerde başlar. Biraz tecrübeli aklı evvel kuzenler, arkadaşlar “sihirli formüller” sunarlar. Kendi mutsuzluklarını bastırmak adına…

“Kaçan kovalanır” ve “söz söyleme sanatı” formülleri sıralanır. Duygularınızdan, seçimlerinizden emin değilseniz ve bir özgüven probleminiz varsa bütün bu formüller bir seçenek olur ve kurmaca başlar. Bir hata başka bir hatayla telafi edilmeye çalışılır; derken bir kördüğümün içinde bulur insan kendini…

Kazaklar “alt alta yazmaya”, feministler ise; müflis tüccar hesabı eski defterleri karıştırmaya başlar. Sadece bugünün kavgası değildir edilen ; her kavgada geçmiş de, en başından itibaren sorgulanır.  

Oysa ilk göz göze gelindiğinde, ilk el ele tutuşulduğunda hissedilenler daha sık hatırlansa ve insan başkasını değil kendini dönüştürmeye çabalasa… Aristo mantığıyla “ya sev ya terk et” diyerek ayrılık nedenleri aramaktansa, grilerin farkına varıp birlikte olma nedenleri artırılsa…  Albatrosların yaşam savaşındaki kazanma* biçimleri değil de, kazların V formatında** uçarken gösterdikleri işbirliği örnek olsa…



*Albatros, bir deniz kuşu çeşididir. Üreme dönemlerinde iki yumurtayla kuluçkaya yatarlar. Yumurtanın biri diğerinden yaklaşık 45 gün evvel çatlar. Yeni dünyaya gelen yavru yaşama yenik düşer, ölürse 45 gün sonra dünyaya gelen yavru yaşamını devam ettirir. Eğer, ilk dünyaya gelen yavru sağlıklı bir şekilde yaşarsa, 45 gün sonra yumurtasını çatlatan kardeşini gaga darbeleriyle öldürür. Anne de bu doğal dengeyi sadece seyreder.  

** Kazlar bir yerden başka bir yere göç ederken V formatında uçarlar. Öndeki kuşun kanat rüzgarı, arkadakinin uçuş gücünü artırır ve daha az enerji harcamasını sağlar. En öndeki kuş yorulunca ise, en arkadaki kuş ile yer değiştirirler. İş bölümüyle göç devam eder. Kuşlardan biri, bir avcı tarafından vurulup yere düşerse, yanındaki iki kuş da onunla birlikte aşağıya iner. Yaralı kuş iyileşip uçabilecek duruma gelinceye kadar veya ölünceye kadar yanında beklerler.  Sonra yeni bir V formatı geliştirerek uçmaya başlarlar ta ki bir başka sürü görüp katılana kadar…

 

KILIÇ

Bilge Üye
Kayıtlı Üye
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
539
Tepki
0
Puan
0
Albatros, bir deniz kuşu çeşididir. Üreme dönemlerinde iki yumurtayla kuluçkaya yatarlar. Yumurtanın biri diğerinden yaklaşık 45 gün evvel çatlar. Yeni dünyaya gelen yavru yaşama yenik düşer, ölürse 45 gün sonra dünyaya gelen yavru yaşamını devam ettirir. Eğer, ilk dünyaya gelen yavru sağlıklı bir şekilde yaşarsa, 45 gün sonra yumurtasını çatlatan kardeşini gaga darbeleriyle öldürür. Anne de bu doğal dengeyi sadece seyreder.

sebep ne acaba bu doğal dengenin mantıklı bi açıklaması olabilir
 
Üst Alt