Gazze'deki ateşi söndürecek ayet

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Yazının tamamını okumaya vakti olmayanlar olabileceğini düşünerek, önce ayeti kerimeyi aktaralım, sonra meselenin izahına geçelim.
Öncelikle, geçen hafta yayınlanan “İşte Yahudileri korkutan hadis!” başlıklı yazımıza gösterdiğiniz ilgiye teşekkürler. Anlaşılan o ki, gözümüzün önünde cereyan edip giden tüm olaylar, referans aldığımız temel kaynaklar penceresinden nasıl görünüyor diye ciddi bir merak ve talep de var. Bu nedenle, bugün bir ayet mealini sizlerle paylaşmak istiyorum.
İsraillilerin işlediği onca vahşete rağmen, ateş altındaki Filistinlilerin ruhunu ferahlatan ve Gazze’de yaşayanların metanetlerini kaybetmemelerine neden olan ayeti kerime mealen şöyle:
“Onlar (Yahudiler) ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse, Allah onu söndürmüştür.” (Maide Süresi, 64)
Ayeti kerimenin güzelliğine bakın. İnsanın zulme karşı direnç göstermek için başka motivasyon kaynağı aramasına gerek var mı? Garantiyi Allah veriyor.
Onun içindir ki, ABD’nin ürettiği yüksek teknoloji ürünü son model silahlar her defasında önce Filistinlilerin üzerinde denenmesine, üstelik rahat soykırım yapabilsinler diye dünyanın görmezden gelip destekçi çıkmasına rağmen, İsrail bir avuç insanla baş edemedi ve her defasında pes etti. Aslında sadece İsrail dememek lazım… Arkasındaki tüm güç odakları sonuç alamadılar.
Yukarıda yer verdiğimiz ayeti okurken, Gazze’ye saldırıların başladığı ilk gün, okullarında mezuniyet sevinci yaşarken bombardımana yakalanan ve az sonra ölecek olan gencecik polis adaylarından birinin gürül gürül şahadet getirmesini gözünüzün önünde canlandırabilirsiniz. Ah vah edip yalvaran değil, son nefesinde bile ruhen dimdik ayakta olan bir insan göreceksiniz.
Ya da, nerede ise tüm uzuvları parçalandığı halde, sağlam kalan kan revan içindeki tek kolunu yukarı kaldırarak kanlı şahadet parmağı ile “Allah Bir” işareti yapan gencecik delikanlıları, ya da yanında bebeği ve çocukları şehit olmuş yatarken, şarapnel parçaları ile lime lime olmuş bedeninde topladığı son enerjiyi yaralı parmağını göğe dikmek için kullanan kadınları düşünün ve ebediyen unutmamacasına zihninize kazıyın.
Hep birlikte görüyoruz… Ne yürek, ne iman varmış Gazzelilerde…
Yokluk, açlık, sağanak gibi yağan bombaya rağmen, metanet nedir, iman nedir dünyaya gösterdiler.
Ülkemizde bir iki olay olunca, bırakın bomba patlamasını, bir çukurdan 3-5 bomba çıkınca moraller sarsılıyor. Gazze’den ülkemize ve tüm inananlara ulaşan mesaj, “Ey Müminler gevşemeyin. Mahzun olmayın. Siz eğer (gerçekten) mümin iseniz, (düşmanlarınıza galip ve onlardan) çok üstünsünüz” ayetini bize en çarpıcı bir şekilde yansıtmak oluyor. (Al-i İmran/139)
Gazze’de yaşananların insanlığa verdiği bir mesaj muhakkak ki var. Allah kullarına hiçbir zaman zulmetmediğine göre, zulüm gibi görünen o karanlıktan tüm insanlığın geleceğini aydınlatacak ışık huzmelerinin ilk işaretleri de yükselebilir.
Filistin de yaşananlarla yukarıda verdiğimiz ayette müjdelenen açık gerçeği bir arada düşündüğümüzde, İstiklal Marşımızda yer alan şu satırları daha rahat anlama imkânı buluyoruz. Ne diyor Milli Şairimiz Mehmet Akif;
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Filistin’de yaşananları izlerken, Gazzelileri bu ruh ve ümit içinde görüyorum. Kaldı ki umutsuzluk Müslüman açısından bir şirk konusudur. “Onlar (Yahudiler) ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse, Allah onu söndürmüştür” şeklindeki ilahi vaade tereddütsüz iman etmek ve bu badireden kurtulmak için de elbirliğiyle tüm insanlık olarak gereğini de yapmak durumundayız.
Sayın Emine Erdoğan’ın gözyaşları ile anlattığı gibi, masumiyetin ve tüm insani değerlerin öldüğü o noktada, bilemiyoruz belki de insanlığın yeniden dirilişine zemin hazırlayacak tohumlar ekiliyordur.
Sabır…
Biz bir adım atalım, ilahi yardım koşarcasına bize ulaşacaktır.
Son olarak şu noktanın da altını çizmek gerekiyor.
Yaşadığımız kültürün ikliminde herhangi bir ırka mahsus özel bir düşmanlık tarih boyu bu topraklarda asla tohumlanmadı. Açık yüreklilikle söylüyorum; Arap dünyasının ortasında bir adacık gibi duran Yahudiler bir zulümle karşılaşsalar, daha önce olduğu gibi bu millet vicdanıyla onların da yardımına yine tereddütsüz koşacaktır. Bize de bu yakışır. Çünkü adaletin terazisi din, ırk farkı gözetmez.
İnsanlığın ölümüne daha fazla sessiz kalmamak için, ‘haydi insanlık’ diyoruz.


Prof. Dr. Osman ÖZSOY –
 

Benzer konular

Üst