Hatıra Yar Düşünce-Firak Üzerine Kelimeler | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Hatıra Yar Düşünce-Firak Üzerine Kelimeler

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Firak Üzerine Kelimeler

sensizliğin ufkuna kan akmış gözlerimden

yüreğimden damlamış gül üstüne kan sensiz

sebep neydi firaka? hüzün ve hicran neden?

yağmur tanesi gibi düşer yere can sensiz



bahardan mıdır yoksa firaktan mı? .. kar erir

üzülmez kendi için yâri için yâr erir

hicrana keder ağlar,hüzün yanar,zâr erir

tadı yok ayrılığın, olmuyor cihan sensiz



şimdi çöl ortasında bir şakayık soluyor

şimdi bir ceylanın gözlerine yaş doluyor

kederin en yoğun noktası şu gönlüm oluyor

şimdi yıkıldı saray,kalmıştır divan sensiz



fer çekilmiş gözümden, dilim lisansız düşmüş

duygularım duyarsız düşüncem cansız düşmüş

ayrılık hayatıma ne de zamansız düşmüş

mekan hatırlanmıyor ve şimdi zaman sensiz



yokluğunu örüyor iplik iplik ankebut

sanatkar vuslatıma diziyor üç beş tabut

ve duymadığım sesler:“unut sevgili unut”

çok zor geldi ayrılık,hayat pek yaman sensiz



vurdum ayrılık kokan sesini şarkıların

gömdüm bir derin lahde rengini sonbaharın

tutmuşum aylar boyu elinden intizarın

yıl yorgun,ay kasvetli,gün titrek ve an sensiz



sen yoksun hayalin var,hayalin var sen yoksun

hayalinin yüzünde bir tebessüm bin füsun

arz ile arş arası bir tahta oturmuşsun

senle gülüyor vuslat,ağlıyor hicran sensiz
 
Mustafa Tanrıkulu

 

 
C

cendere

Ziyaretçi
Sen

sen,
cennette bir elmaydın
günah gibi cazip; tövbe gibi sıcaktın...
bunun için hâlâ kırmızıdır yanakların...
bunun için beni de yaktın...

sen,
asa-yı kelimde küçücük bir kıymıktın
küfrün kalesini yıktın.
yol aldın filistin'e
beni mısır'da bıraktın

sen,
isa'nın yanında göğe çıktın
ben çarmıha gerildim
isa niyetine...
ihanet etmediğim halde

sen,
kaside-i bürde'de bir nunsun
benin siyah ama sen nursun.
benim sana olan sevgimi leylâ duysun
duysun da hasetinden kudursun...

sen,
yüreğimi sımsıkı tutmuş bir elsin
ne mecnûn benim kadar sevebilir
ne de sevilir leyla senin kadar, bu yüzden...
sen dünyanın bütün maşuklarına bedelsin.
 
Mustafa Tanrıkulu


 
C

cendere

Ziyaretçi
Hatıra Yar Düşünce

azığımsın
çıkınım içinde bir soluk nefes
her yabancı yüze taş gibi düşer
gönlümden mezara iniyor heves
şehit gövdesinden baş gibi düşer
çıkınım içinde bir soluk nefes

güneş bir mızrak boyu yükseliyor
rüzgar okşuyor bir yetimin başını
arz ve sema birbirine gülüyor
aklıma sen düşünce

sensizliğim
örttü penceremi hep perde perde
kül yüzlü bir ölü gibi yalnızlık
elimden ümitler tek tek düşer de
bir tek senden umut akar ki ılık
örttü penceremi hep perde perde

kader sürurun gergefini işliyor
zaman sessizce oturuyor kapımda
gönül bir dünya kadar genişliyor
aklıma sen düşünce

ay yüzlüm
unuttu kendini yüzünde zaman
ışık yürüdü de düştü can üzre
senin kasidende ketumdur sühan
gözlerin ötredir hüsn ü an üzre
unuttu kendini yüzünde zaman

iblis kadehine bir damla ağı düşer
sonra taze çay kokusu gelir burnuma
cümlemin ortasına bir gül yaprağı düşer
aklıma sen düşünce

ansızın
önümde gözünün rengi belirdi
kahverengi bakışına uzandım
son rüyama beyaz ellerin girdi
tutmaktan korktum korkmaktan utandım
korkumda gözünün rengi belirdi

taşların arasından sızıp gidiyor hüzün
rüzgar aşındırıyor duvardaki acıyı
bir güneş oluyor karşımda duruyor yüzün
aklıma sen düşünce

sensizliğim
kış sabahı yerden göğe kadar sis
yerden göğe umut tuttu yakamdan
gözlerin karşımda çekingen, munis
gözlerin yürüyor daim arkamdan
kış sabahı gökten yere değin sis

her şey siliniyor yalnız bir ışıltı kalıyor
şubat önce borcunu ödüyor ocak’a
sonra da mart’tan on gün ödünç alıyor
aklıma sen düşünce

ab-ı hayatım
gözünden dökülen her bir pencere
kafes içindeki sevdama bakar
akarken bakışın yavaşça yere
düşer yaprak düşer hazan düşer kar
gözünden dökülür bin bir pencere



MUSTAFA TANRIKULU
 
Üst Alt