Hayata Dair | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Hayata Dair

  • Konbuyu başlatan hakan
  • Başlangıç tarihi
H

hakan

Ziyaretçi
Hayata Dair,
      Havaalaninda ucaginin kalkmasini bekleyen genç kadin, vakit gecirmek icin bir paket kurabiye ve bir dergi alarak bekleme salonuna dogru gitti.
Kurabiye paketinin bulundugu sehpanin yanindaki koltuga oturarak dergisini okumaya basladi. Bu arada yanindaki koltukta da bir bey oturuyordu.
      Kadin kurabiyesinden bir tane aldi, adam da bir tane kurabiye aldi. Kadin bu duruma cok sinirlendi. "Ne kadar terbiyesiz" diye düsündü adam icin.
      Kurabiyelerden kadin aldikca adam da aliyordu birer tane. Kadin iyice sinirlenmisti. Son kurabiye kaldigindaadamin ne yapacagini merak etti ve beklemeye basladi.
      Adam kalan son kurabiyeyi aldi ikiye boldu ve yarisini kadina uzatti. Kadin o kadar sinirlenmisti ki ters ters adama bakarak " bu kadar da olmaz ki " dedi ve hişimla salonu terk etti.Kadin ucagina bindiginde hala öfkeliydi.
      Gozlugunu almak icin cantasini acti. Bir de ne gorsun! Acilmamiş  kurabiye paketi cantasindaydi. Herseyi anlamisti. Kendi kurabiyesini aldiktan sonra cantasina koydugunuunutmus ve o kizdigi adamin kurabiyelerini kendisi almisti.
      Buna ragmen adam ona kizmak yerine kurabiyelerini hic gocunmadan onunla paylasmisti. Yaptiklarindan cok utandi. Ama adami bulup ta özür dileme olanagi yoktu artik......

Telafi edemeyecegimiz dört durum vardir :
1- Tas... atildiktan sonra,
2- Soz... agizdan ciktiktan sonra,
3- Firsat... kactiktan sonra,
4- Zaman... gectikten sonra.

sebahattin68
dostman48@hotmail.com
 

Benzer konular

sebahattin68

Bilge Üye
Kayıtlı Üye
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
193
Tepki
0
Puan
0
Yaş
65
Konum
aksaray
NE GÜZEL BİR TEŞBİH....
Bir din hayattan nasıl çekilir?

Önce bir mesel…

Kralın biri, huzurunda el pençe divan duran saray erkanından bir bardak su istemiş. Saray erkanın içinde muhafızlar, şairler, dalkavuklar, medyumlar, müneccimler, kahinler, din adamları vs. hepsi varmış. Geniş bir halka oluşturmuş halde krallarını ayakta dinliyorlarmış…

Kral su isteyince emri şu şekilde yerine getirmeye başlamışlar:

Şair: "-Yüce efendimiz ve haşmetli kralımızın emrindeki şu zerafete bakın. Böyle bir şiir dunya tarihinde daha söylenmedi: "Su getirin, su getirin, su getirin…"

Dalkavuk: "-Efendim sizin sözünüzün üstüne söz söylenmedi şu alemde: "Su getirin, su getirin, su getirin…"

Din adamı: "-Her kim bunu günde 100 kez söylerse cennet köşkleri onu bekliyor, aşk ile bir daha: "Su getirin, su getirin, su getirin…"

Medyum: "-Kralımız bu sözüyle gelecek yılın bolluk ve bereket ile geçeğini haber veriyor, şevk ile bir daha: "Su getirin, su getirin, su getirin…"

Kahin: "-Bana bir su getirin" cümlesinin ebced hesabı ile değeri 2015'dir. Kralımız bu yılda kıyametin kopacağını haber veriyor. O yıla dikkat edin ve bu cümleyi sakın unutmayın: "Su getirin, su getirin, su getirin…"

Velhasıl, bir bardak suyu getiren olmamış ama her yan "Su getirin…" sesleriyle inlemiş… Bir "su edebiyatı"dır almış başını yürümüş… Dilden dile dolaşmış, hafızlar ezberlemiş, en guzel hatlarla yazılıp duvarlara asılmış…

Ne zavallı bir kral ve ne hazin bir durum, değil mi?
 
Üst Alt