Hz. Muhammed’in Tartışılan Evliliği (hz.zeynep 'e) | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Hz. Muhammed’in Tartışılan Evliliği (hz.zeynep 'e)

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
hz. Muhammed’in Hizmetkarı Hz. Zeyd Eşi Zeynep Binti Cahş (hz. Zeynep)’i Hz. Muhammed İle Evlenmesi İçin Boşar. Ve Sonra Hz. Muhammed İle Hz. Zeynep Arasında Evlilik Gerçekleşir. Peki Bu Olayın Gerçek Sebepleri Nelerdir?

hz. Zeynep’in Doğum Tarihi Kesin Olarak Bilinmemekle Beraber, İslâmiyet’in Doğuşundan Yirmi Yıl Evvel Mekke’de Doğduğu Nakledilmektedir. Bu Nakil Esas Alındığında Doğum Tarihi İçin 590 Yılı Verilebilir. Peygamber Efendimizin (asm) Halasının Kızı Olup, Yine Tahminen Efendimizden Yirmi Yaş Küçüktür. İslâmiyet’i Kabul Eden İlkler Arasında Yer Aldı. Asıl Adı Berre Olmakla Birlikte, Peygamber Efendimiz Tarafından Zeynep Olarak Değiştirildi Ve Bu İsimle Tanınıp Meşhur Oldu.

peygamberliğin İlânı, Müslümanların Çektiği İşkence Ve Gördükleri Zulümlerden Sonra, Mekke’den Göç Eden Kafile İçinde Hazret-i Zeynep De Yer Almıştı. Mekke’den Medine’ye Göç Etti. Bu Sıralarda Henüz Evli Değildi. Peygamber Efendimiz (asm), Zaman İçinde Cahiliyeden Kalma Gelenek Ve Anlayışları Bir Bir Ortadan Kaldırmakta İdi. Bu Gelenek Ve Anlayışlardan Bir Tanesi De; Hürriyetine Kavuşmuş Olsa Bile, Daha Önce Köle Olan Bir Kimsenin Hür Biriyle Evlenmesi Hoş Karşılanmaması Ve Kabul Edilmemesi İdi. İnsanlar Arasında Eşitliği Sağlayıp Bu Yanlış Anlayışı Ortadan Kaldırmak İsteyen Peygamber Efendimiz, Azatlı Kölesi Ve Evlâtlığı Olan Zeyd Bin Harise’yi (ra) Hazret-i Zeynep İle Evlendirmek İstedi. Böylece, İnsanları Hür Ve Köle Diye İkiye Ayıran Anlayışa Büyük Bir Darbe Vurulacaktı.

evlâtlığı Zeyd İçin, Hazret-i Zeynep’e Dünür Giden Peygamber Efendimiz, Hala Çocuklarına Teklifini Açıkladı. Ancak, Bu Evliliğe Ne Zeynep, Ne De Kardeşleri Sıcak Bakmadılar. O Zamana Kadar Süregelen Ve Adeta Yazılı Olmayan Kanun Hükmünde Olan Örfe Aykırı Bu Teklifi Kabullenmek Kolay Değildi. Diğer Taraftan Peygamber Efendimizin Talebini Geri Çevirmek, İsteğine Karşı Gelmek Veya Kabul Etmemek Hiçbir Müslüman’ın Yapacağı Bir İş Değildi. Hazret-i Zeynep De Hiç İstemediği Bu Evliliğe, Peygamber Efendimizi Kırmamak Ve Teklifini Reddetmemek İçin, Rıza Gösterdi Ve Kabul Etti.

hazret-i Zeynep Ve Hazret-i Zeyd’in Evliliği Arzu Edilen Mânâda Yürümedi. Aralarında Sıcak Bir Sevgi Ve Muhabbet Oluşmadı. Zamanla Geçimsizlikleri De Arttı. Evliliklerinin Uzun Süre Yürümeyeceğini Anlayan Ve Kendini Hazret-i Zeynep İle Denk Görmeyen Zeyd, Boşanma İsteğini Peygamber Efendimize Bildirdi. Evlenmelerini Sağlayan Peygamber Efendimiz Bu Duruma Çok Üzüldü Ve Evliliklerini Sürdürmeleri Hususunda Nasihatte Bulundu. Eşini Hoş Tutmasını Tembihledi. Ancak, İki Cihan Saadetine Vesile Olacak Sıcak Bir Yuva Ortamı Oluşmadı Ve Evlilikleri Boşanma İle Neticelendi.

hazret-i Zeynep Ve Hazret-i Zeyd’in Evlilikleri Her Ne Kadar Boşanma İle Neticelense De, Çok Önemli İcraata Vesile Olmuş Ve Cahiliye Döneminin Önemli Bir Adeti Ve Anlayışı Ortadan Kaldırılmıştı. Daha Sonra Bu Şahıslar Yine Önemli Yanlış Ve Uygulamalara Sebep Olan Başka Bir Geleneğin Kaldırılmasına Da Konu Olacaklardı. Yine O Zamanki Anlayışa Göre; Kurumlaşan Evlâtlık Sisteminde, Evlât Edinen Edinilenin Adeta Öz Babası Gibi Telâkki Edilir Ve Bu Şekilde Hükme Varılırdı. Evlâtlık Öz Babası Yerine Kendisini Evlât Edinenin İsmiyle Çağrılırdı. Oysa Ki, Evlâtlık İle Öz Evlât Arasında Çok Büyük Bir Fark Olup Hiçbir Zaman Öz Baba Yerine İkame Edilemezdi. Bu Anlayış Da âyet-i Kerime İle Ortadan Kaldırıldı. Nazil Olan Ahzab Sûresi’nin 4 Ve 5. Ayetlerinde Cenâb-ı Hakk Mealen Şöyle Buyurdu:

” Allah, Hiçbir Adamın İçine İki Kalp Koymamıştır. Kendilerine Zıhâr (”zıhâr”, Bir Kimsenin Eşine, “sen Bana Anamın Sırtı Gibisin” Demek Sûretiyle Onu Kendisine Haram Kılması Demektir) Yaptığınız Eşlerinizi De Anneleriniz Yapmamıştır. Yine Evlâtlıklarınızı Da Öz Çocuklarınız (gibi) Kılmamıştır. Bu Sizin Ağızlarınızla Söylediğiniz (fakat Gerçekliği Olmayan) Sözünüzdür. Allah İse Gerçeği Söyler Ve Doğru Yola İletir. Onları Babalarına Nispet Ederek Çağırın. Bu Allah Katında Daha (doğru Ve) Adaletlidir. Eğer Babalarını Bilmiyorsanız, Onlar Sizin Din Kardeşleriniz Ve Dostlarınızdır. Hata İle Yaptığınız Bir İşte Size Hiçbir Günah Yoktur. Fakat Kasten Yaptığınız Şeylerde Size Günah Vardır. Allah Çok Bağışlayandır, Çok Merhamet Edendir.”

bu âyetlerin Nazil Olmasından Sonra Evlâtlıklar Kendi Öz Babalarının İsmiyle Anılmaya Başlandılar. Bir Süre Sonra Nazil Olan Aynı Sûrenin 37. âyetinde De Söz Konusu Anlayışı Tamamen Ortadan Kaldıracak Emir Geldi; “hani Sen Allah’ın Kendisine Nimet Verdiği, Senin De (azat Etmek Suretiyle) İyilikte Bulunduğun Kimseye, ‘eşini Nikâhında Tut (onu Boşama) Ve Allah’tan Sakın.’ Diyordun. İçinde, Allah’ın Ortaya Çıkaracağı Bir Şeyi Gizliyor Ve İnsanlardan Çekiniyordun. Oysa Kendisinden Çekinmene Allah Daha Lâyıktı. Zeyd Eşinden Yana İsteğini Yerine Getirince (eşini Boşayınca), Onu Seninle Evlendirdik Ki, Eşlerinden Yana İsteklerini Yerine Getirdiklerinde (onları Boşadıklarında), Evlâtlıklarının Eşleriyle Evlenmeleri Konusunda Mü’minlere Bir Zorluk Olmasın. Allah’ın Emri Mutlaka Yerine Getirilmiştir.”

Âyetlerin Nazil Olması Ve İlâhî Emre İtaat Eden Peygamber Efendimizin Hazret-i Zeynep İle Evlenmesi, İslâm Düşmanları İçin Yeni Bir Propaganda Aracı Oldu. Münafıklar Ve Müşrikler Bu Durumu Peygamber Efendimizi Karalamak İçin Kullanmaya Başladılar. Oysa Ki, Bu Evlilikte Peygamber Efendimizin Hiçbir Dahli Olmadığı Gibi, Zeyd’in Hanımını Boşamaması İçin Nasihatte Bulunmuştu.

risâle-i Nurda Bu Konu; “zeyd (r.a.), Rivayet-i Sahiha İle İtirafına Binaen, İzzetli Zevcesini Kendine Mânen Küfüv (denk) Bulmadığı İçin Tatlik Etmiş. Yani, Hazret-i Zeyneb, Başka Yüksek Bir Ahlâkta Yaratılmış Ve Bir Peygambere Zevce Olacak Fıtratta Olduğunu, Zeyd Ferâsetle Hissetmiş. Ve Kendisini Ona Zevc Olacak Fıtratta Kendine Küfüv Bulmadığından, Mânevî İmtizaçsızlığa Sebebiyet Verdiği İçin Tatlik Etmiştir. Allah’ın Emriyle Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Almış. Yani, (âyetin) İşaretiyle, O Nikâh Bir Akd-i Semâvî Olduğuna Delâletiyle, Harikulâde Ve Örf Ve Muâmelât-ı Zâhiriye Fevkinde, Sırf Kaderin Hükmüyledir Ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm O Hükm-i Kadere İnkıyad Göstermiştir Ve Mecbur Olmuştur; Nefis Arzusuyla Değildir.” Şeklinde İfade Edilmektedir. “…büyüklerin Küçüklere ‘oğlum’ Demeleri, Zıhar Meseleleri Gibi, Yani Karısına ‘anam Gibisin’ Dese Haram Olduğu Gibi Değildir Ki, Ahkâm Onunla Değişsin. Hem Büyüklerin Raiyetlerine Ve Peygamberlerin Ümmetlerine Pederâne Nazar Ve Hitapları, Vazife-i Risalet İtibarıyladır; Şahsiyet-i İnsaniye İtibarıyla Değildir Ki, Onlardan Zevce Almak Uygun Düşmesin.” (mektubat, S. 32). İfadelerinden De âyetin İşaretiyle Umumu İlgilendiren Bir Hüküm Getirildiği Anlaşılmaktadır.

hazret-i Zeynep, Peygamber Efendimiz İle Hicret’in Beşinci Senesinde Evlendi. İbadete Düşkünlüğü Ve Takvasıyla Ön Plana Çıktı. Dürüstlükten Hiç Ayrılmadı. Münafıklar Hazret-i Aişe’ye (ra) İftira Attıklarında, Onu Savundu Ve Dürüstlüğüne Şahitlik Etti. Hazret-i Aişe De Zeynep İçin; Dini Yaşama Konusunda Ondan Daha Hayırlı, Ondan Daha Çok Allah’tan Korkan, Akrabalarını Gözeten, Fakirlere Sadaka Veren Bir Kadın Görmediğini Söyledi. Hazret-i Zeynep, Hazret-i Ömer (ra) Tarafından Kendisine Verilen Maaşı Olduğu Gibi Fakirlere Dağıttı. Kâinatın Efendisinin Vefatından Sonra Kendisine Kavuşan İlk Hanımı Oldu. 53 Yaşında Medine’de Vefat Etti. Akabinde Cennetü’l-bâkî Mezarlığına Defnedildi.

       ....................

hz Muhammed'in Zeyneb B. Cahş İle Evlenmesinin Hikmeti Nedir?

resulullah Halasının Kızı Zeyneb'i, Azad Ettiği Kölesi Ve Evlatlığı Olan Zeyd İle Evlendirmişti. Başka Kabile Veya Millete Mensup Olup Da Kölelik Sıfatı İle Kendilerine Katılmış Bir Kimseye Kız Vermezler Ve Kızlarını Da Almazlardı. Köleler Ne Kadar Azad Edilse De Normal Toplumsal Statüyü Hemen Kazanamıyorlardı. Bu Evlilik Toplumda Olan Bu Yargıyı Da Kırmıştı.

  Fakat Belli Bir Süre Sonra Zeyneb İle Zeyd Birbirlerine Uyuşamadılar. Aralarında Karı Koca Sıcaklığı Oluşamadı. Bunun Üzerine Zeyd Resulullah'a Gelip Zeyneb'i Boşamak İçin İzin İstedi. Resulullah İse Bu Evlilikte Allah'ın Hükmü Bulunduğundan "allah'tan (c.c) Kork, Aileni Boşama." Diye Cevap Verdi. Daha Sonra Allah (cc) Resulullah'a Zeyd'in Zeyneb'i Bırakacağını Ve Bundan Sonra Bir Hikmete Binaen Resulullah İle Evlendirileceğini Bildirmişti. Fakat Resulullah Münafıklarla Yahudilerin Şayia Ve İftiralarından Çekiniyordu Ve Bunu Açıklamıyordu. Bir Süre Sonra Bu Evlilik Zeyd Tarafından Sona Erdirildi. Daha Sonra İmtihan İçin Ve Ayeti Kerimede Bildirilen Sebeple Ve Yine Ayetin Hükmü İle Zeyneb Resulullah İle Evlendi. Ayet-i Kerime;

  "ey Muhammed!.. Allah'ın Nimet Verdiği Ve Senin De Nimetlendirdiğin Kimseye : "eşini Bırakma, Allah Dan Sakın" Diyor, Allah 'ın Açığa Vuracağı Şeyi İçinde Saklıyordun. İnsanlardan Çekiniyordun, Oysa Allah'dan Çekinmen Daha Uygundu. Sonunda Zeyd Eşiyle İlgisini Kestiğinde Onu Seninle Evlendirdik, Ki Evlatlıkları Eşleriyle İlgilerini Kestiklerinde Onlarla Evlenmek Konusunda Mü'minlere Bir Sorumluluk Olmadığı Bilinsin. Allah'ın (c.c) Buyruğu Yerine Gelecektir. (ahzab Suresi - 37)

  Arkasında Gelen Ayet;

  38 - Peygambere Allah'ın Takdir Ettiği, Mübah Kıldığı Şeyde Bir Darlık Yoktur. Bundan Önce Geçen Bütün Peygamberler Hakkında Allah'ın Sünneti Böyledir. Allah'ın Emri İse Biçilmiş Bir Kaderdir.

  Hz. Muhammed (s.a.v) ,zeynep (r.a) İle Evlendiğinde Münafıklar; "muhammed Oğlunun Zevcesiyle Evlendi." Dediler. Bunun Üzerine Şu Ayet-i Kerime Nazil Oldu.

  "muhammed İçinizden Herhangi Bir Adamın Babası Değil O Allah'ın Elçisi Ve Peygamberlerin Sonuncusudur..." (ahzab Suresi - 40)

  Şimdiki Müşrikler İse Resulullah'ın Zeyneple Nefsi İçin Evlendiği İftirasını Atmaktadırlar. Halbuki Hz Peygamber Daha Genç Kız İken Ve Zeyneb Resulullah İle Evlenmek İsterken Kendi Elleri İle Zeyneb'i Evlatlığı Zeyd İle Nikahlamıştır. Üstelik Bu Çok Kısa Bir Süre Önce Olmuştu. Bu Kısa Süre İçerisinde Ne Değişmişti Ki Aşık! Olmuştu. Bu Şekilde Yapan Bir Zata "aşık Olmuştu" Diye İftira Atanlar Tabiki Düşmanlık Duygularını Tatmin Etmeye Çalışmaktadırlar.

  Hz Zeynep Ve Ailesi Hakkında Ayet İnip Hz Peygamberin Teklif Ettiği Azatlık Bir Köleyle Evlenmesine Kendilerini Mecbur Etmesi İle Anlaşılıyor Ki İşin İçinde Kaderin Bir Sırrı Gizliydi. Bu Da Bir Süre Sonra İkinci Bir Vahiy Gelip Hz. Peygamberi Hz. Zeyneple Evlenmeye Mecbur Ettiği An Ortaya Çıkacaktı.

  Tarihte Yaşanmış Bir Olayı Değerlendirmede Bakış Açısının Ve Sahip Olunan Duygunun Çok Büyük Önemi Vardır. Tarih Birazda İnsanın Duygularının Aynasıdır. En Masum Bir Olayı Bile Kötü Ve Artniyetli Göstermek Mümkündür.

alıntı-.islamicevaplar.org
 

Benzer konular

F

feyza05

Ziyaretçi
Paylaşım için sağol...
 
C

cendere

Ziyaretçi
bu konu adeta islamiyetin yumşak karnıymış gibi , ateistlerin , gayri müslimlerin en çok saldırdığı bir konudur . Müslümanların bu konu hakkında bilgili ve bilinçli olmaları lazım ...
 
F

feyza05

Ziyaretçi
evet doğru, onun içinde okumalıyız, okumalı okumalı okumalı.....
 
Üst Alt