C
cendere
Ziyaretçi
Adamın biri, Hz. Ömer'in kapısını çalar. Fakat içerden sesler gelmektedir. Seslerden, Hz. Ömerin eşinin, ona bağırıp çağırdığını duyar. Gerisin geriye döner.
O arada, kapının vurulduğunu duyan Hz. Ömer kapıyı açar. Hızla uzaklaşan adama niçin geldiğini sorar. Adam:
-Önemli değil ya Ömer! Birşey yok! diyerek kaçamak cevap verirse de Hz. Ömer ısrar eder:
-Geldiğine göre, der, muhakkak bir sorunun var!
Adam, ister istemez şöyle der:
-Ya Ömer! Sana benim hanımı şikâyete gelmiştim. Fakat baktımki, sizin eşiniz benimkinden daha beter! Sizi üzüyor, size karşı geliyor! Ve siz buna karşı susuyorsunuz! Bu durumda, kendimden utandım. Şikâyetten vazgeçtim!
Hz. Ömer, şu anlamlara gelecek şekilde bir cevapta bulunur:
-Kardeşim der, eşim evimin direği, evimin ve namusumun bekçisidir. Çocuklarımı yetiştiriyor, ev işlerini yapıyor, çamaşırlarımı yıkıyor, nefsimi teskin ediyor. Bütün bunlardan sonra o kadar da taşkınlığı olsun artık canım! Buna sabretmek lâzım. Herşeyi mesele etmemek gerek.
Adam dersini almış, rahatlamış ve memnun olarak oradan ayrılır.
İşte büyük Ömer! İşte kadına karşı takındığı büyük tavır!
* * * * * * * * * * * * *
Yine Hz. Ömer'den başka bir harika örnek:
Adamın biri Hz. Ömer'e eşinden şikâyete gelir. Kazancının az olduğunu söyler. Buna rağmen karısının, kendisinden; güç yetiremiyeceği eşyayı satın almasını istediğinden yakınır. Binaenaleyh eşine birkaç lâf etmesini ister, Hz. Ömer'den.. Eşinin baskılarına bir son vermesini bekler Halîfeden...
Dikkat! Hz. Ömer: "Bu nasıl kadın? Nasıl olur da, gelirinden fazla imkân sağlamanı ister senden? Haddini bilsin! Olmaz böyle istek!" demiyor. Kadını paylamıyor! Kadını eleştirmiyor! Bizim böyle cevap vereceğini sandığımız gibi.
Ya ne yapıyor? Adama soruyor:
-Hangi semtte oturuyorsun?
Adam, oturduğu semti söyleyince, Hz. Ömer onun, zenginlerin bulunduğu bir mahallede oturduğunu öğrenir. Kadının çevresindeki yaşantıya özendiğini sezer. Bu yüzden kocasını bunalttığını anlar.
Kadını tenkit edeceğini sandığımız Hz. Ömer çok realist ve gerçekçi davranır. Şu anlamlara gelen muhteşem bir cevapta bulunur:
-Kardeşim der, ya oturduğun mahalleyi terket, başka bir yere taşın.. Evini bütçene uygun bir yere naklet! Ta ki, kadıncağız çevresinin etkisinde kalmasın! Çünkü görülen şey ihtiyaç olur. Kendisini istetir. Onu da seni de rahatsız eder. Huzurunuzu kaçırır. Ya da hanımın isteklerini yerine getir!
İşte Koca Halifenin, realistliği; hissiyat ve duygusallıktan uzak olarak soruna eğilmesi...
O arada, kapının vurulduğunu duyan Hz. Ömer kapıyı açar. Hızla uzaklaşan adama niçin geldiğini sorar. Adam:
-Önemli değil ya Ömer! Birşey yok! diyerek kaçamak cevap verirse de Hz. Ömer ısrar eder:
-Geldiğine göre, der, muhakkak bir sorunun var!
Adam, ister istemez şöyle der:
-Ya Ömer! Sana benim hanımı şikâyete gelmiştim. Fakat baktımki, sizin eşiniz benimkinden daha beter! Sizi üzüyor, size karşı geliyor! Ve siz buna karşı susuyorsunuz! Bu durumda, kendimden utandım. Şikâyetten vazgeçtim!
Hz. Ömer, şu anlamlara gelecek şekilde bir cevapta bulunur:
-Kardeşim der, eşim evimin direği, evimin ve namusumun bekçisidir. Çocuklarımı yetiştiriyor, ev işlerini yapıyor, çamaşırlarımı yıkıyor, nefsimi teskin ediyor. Bütün bunlardan sonra o kadar da taşkınlığı olsun artık canım! Buna sabretmek lâzım. Herşeyi mesele etmemek gerek.
Adam dersini almış, rahatlamış ve memnun olarak oradan ayrılır.
İşte büyük Ömer! İşte kadına karşı takındığı büyük tavır!
* * * * * * * * * * * * *
Yine Hz. Ömer'den başka bir harika örnek:
Adamın biri Hz. Ömer'e eşinden şikâyete gelir. Kazancının az olduğunu söyler. Buna rağmen karısının, kendisinden; güç yetiremiyeceği eşyayı satın almasını istediğinden yakınır. Binaenaleyh eşine birkaç lâf etmesini ister, Hz. Ömer'den.. Eşinin baskılarına bir son vermesini bekler Halîfeden...
Dikkat! Hz. Ömer: "Bu nasıl kadın? Nasıl olur da, gelirinden fazla imkân sağlamanı ister senden? Haddini bilsin! Olmaz böyle istek!" demiyor. Kadını paylamıyor! Kadını eleştirmiyor! Bizim böyle cevap vereceğini sandığımız gibi.
Ya ne yapıyor? Adama soruyor:
-Hangi semtte oturuyorsun?
Adam, oturduğu semti söyleyince, Hz. Ömer onun, zenginlerin bulunduğu bir mahallede oturduğunu öğrenir. Kadının çevresindeki yaşantıya özendiğini sezer. Bu yüzden kocasını bunalttığını anlar.
Kadını tenkit edeceğini sandığımız Hz. Ömer çok realist ve gerçekçi davranır. Şu anlamlara gelen muhteşem bir cevapta bulunur:
-Kardeşim der, ya oturduğun mahalleyi terket, başka bir yere taşın.. Evini bütçene uygun bir yere naklet! Ta ki, kadıncağız çevresinin etkisinde kalmasın! Çünkü görülen şey ihtiyaç olur. Kendisini istetir. Onu da seni de rahatsız eder. Huzurunuzu kaçırır. Ya da hanımın isteklerini yerine getir!
İşte Koca Halifenin, realistliği; hissiyat ve duygusallıktan uzak olarak soruna eğilmesi...