Kastelli ve Hoca'nın komşuları

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Nasreddin Hoca'nın evine hırsız girmiş. Evde ne var ne yok götürmüş. Sabahleyin Hoca'nın evine geçmiş olsuna gelen komşuları başlamışlar Hoca'yı suçlamaya;

"Kapı ve pencereleri iyice kapasaydın hırsız giremezdi"

"Bu kadar ağır uyursan evini böyle soyarlar".

"Sen de paralarını iyi saklasaydın".

Tarzında suçlamalar arka arkaya sıralanınca Hoca dayanamamış,

"Yahu anladık da bu hırsızın hiç mi suçu yok" demiş.

Hoca'nın fıkrasındaki gibi 1980'lerdeki bankerlik faciasının baş aktörü olan Banker Kastelli suçlu da ona meydanı boş bırakan "buyur soy" diyen sistem ve bu sistemden nemalanan siyaset, ekonomi çevreleri ve köşe dönmeci ahalinin hiç mi suçu yok.


* * *
30 yıl önceki ibret alınmayan bankerlik hikayesi kısaca şöyle;

Turgut Özal'ın meşhur 24 Ocak Kararları'yla Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinin dolayısıyla bankerliğin önü açıldı.

1 Temmuz 1980'de faizler serbest kaldı ama bankalar anlaşarak faiz yarışına girmedi.

Daha fazla para toplamak için mevduat sertifikası denilen sisteme başvurdu. Sertifika, bankere ucuza satıldı.

Aylık yüzde 10-12 faizle para toplayan bankerler türetildi.

Süreç, olmayan mevduatın sertifikasını satmaya dönüştü.

12 Eylül döneminde askeri yönetim ve merhum Turgut Özal ekibi, önce batması kesin olan sisteme müdahale etmedi.

Ancak çöküşün büyük zarara yol açacağını hissedince müdahale etti.

Bankerlere sertifika verilmeyince sistemin ipi çekildi.

Bankerlerle birlikte Hisarbank ve İstanbul Bankası battı.

O devrin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Turgut Özal kurmaylarıyla 1982'de istifa etti, ardından ANAP'ı kurdu ve 1983 seçimlerinde yüzde 45 oyla iktidara geldi.


* * *
Karadeniz'in Sürmene ilçesinin Kastel köyünden olan Abidin Cevher Özden, Banker Kastelli adıyla bir dönemin sembolü oldu.

1982'de 279 banker, yüksek faize koşan ahali ve göz yumma ve yönlendirme ile 3.2 milyar dolar para topladı.

Kimine göre finans sektörünün bir öncü gerillasıydı. Kimine göre de mahallenin delisi. Kimine göre "finans dahisi" olarak anılabilecekken sektörün "günah keçisi" olarak kaldı. Sistem ise onu bir öncü, bir gerilla olarak değil, bir terörist olarak gördü ve tasfiye etti.

Sürmeneli'ydi.

Furdi furdi sonunda furuldi.


* * *
Bu film sık sık tekrar edildi; gurbette, 2001'de.

Birçoğu yine aynı kaderi paylaştı.

Dimyat'a pirince giden yüksek faiz meraklısı ahali her filmin sonunda evdeki bulgurdan da oldu.

Sonra malum bir sürü intihar ve aile faciaları.

Bu yüksek faiz sistemi ve bankalar oldukça ve bunun adına da serbest piyasa ekonomisi deyip vatandaşın söğüşlenmesine izin verildikçe, insanoğlu'ndaki artan kazanç hırsı her zaman yeni Kastelli'leri doğurur, doğurdu da.


* * *
Türkiye'nin ekonomik şahlanmasının neden bir türlü gerçekleş(e)mediğini merak edenler 1908'den bu yana ekonomik ve siyasal tarihimizi birlikte incelemeli.

İncelemeli ki Güney Kore ve İrlanda'ya neden benzemediğimizi anlamalı.

Çünkü bu halkın geçmişte kaç tane imparatorluk kurduğunu, ve dünyaya hakim olduğunu, bize unutturmaya çalışanların masalarında, bu tarihi bilgiler her zaman duruyor.

Türkiye'nin kalkınma yolundaki dönemeçlerde nasıl aniden savrulduğu ve bu dönemeçlerde kimlerin rolleri olduğu unutulmamalı.

Tarih tekerrür etmez hatalar tekerrür eder.


Zarara razı olana merhamet edilmez. (YAŞAR SÜNGÜ- YENİŞAFAK)



 
Üst