Cumalioğlu
Bilge Üye
Benim Gizli Kahramanım: Çağla;
Yani Usta Şair: Ataman Kale
Anılar Vardır, Sevdiklerimizden Koparıldığımız Dayanıklı Bir Yerlerde Saklı Kalmış Anılar… Sinsi, Acıtan; Ama Bizim Acılarımız. Bile Bile Saklı Tuttuğumuz
anılar… Bu Yüzden Sıradan Bir Bez Değildir Onlar Dayanıklı Kotondur. Yüreğimizdeki Yarayı Gizli Gizli Kanatsa Da Koton Anılar, Leke Kondurmayız Beyaz Apreli, Daima
aktır Onlar…
Şiir Budur! Kendi Sesini, Kendi Seslenişini Yaratabilmektir. Ataman Bu Şiiriyle Şairliğinin Doruklarında Gezdiriyor Bizi… “beyaz Apreli Koton Anılar” Tüm Şiirin
en Kısa Özeti Gibi Duran Bu Başlığa Bile Bir Makale Yazılır. Hiçbir Yazı Başlığı Beni Böyle Etkilememişti. Ayakta Alkışlıyorum, Can Dost!
İmge Şiiri Zordur Ama, Gerek Güncel Konuşma Diline Yakınlığı, Gerekse Şiire Derin Anlamlar Katan Büyük Titizlikle Seçilmiş İmgeler Ataman’ın Bu Zoru Çok
kolay Aştığını Gösteriyor.
Hepimizin Yaşamında Keşkeler, Geç Kalmışlıklar Vardır. İşte Bu Geç Kalmış İtiraf:
“gidersen Git, Demiştim.
Yalandı.
-(gitme!)-“
işte Yabancısı Olmadığımız Son Pişmanlık! Ve Yabancısı Olmadığımız Güncel Dil.
Bu Şiir Bir Aşk Ve Ayrılık Destanı. Ayrılığın Acısı Bize Tüm Yalınlığı İle Sunulurken Duyguların Mantığın Önüne Geçmediğini Tüm Acısına Karşın Dik Duruşu, Tüm
zorluklara Karşın Kararlılığı Görüyoruz Şiirde…
ve Kardelenler Kışa Çalmıştır. Yani Kar Altına Gömülmüştür. Yine De Gelecek Bahara Yenilenip Doğacaktır Gömüldüğü Karı Parçalayıp Çıkacaktır. Ne Zaman, Nerede
olacağı Bilinmez Ama Bir Gün Mutlaka Yeniden Sevimli Kardelenler Gibi Kar Altından Fışkıracaktır Anılar…
“bilmem Kaç Zamanın Birikmişliği Döküldü Yanaklarıma,
ve Üzüldü Yanaklarımda Gözyaşları.”
Bir Tek Bu İki Dizede Aynı Şey Anlatılmış. Bilmem Kaç Zamanın Yanaklara Dökülen Birikmişliği Zaten Gözyaşıdır.
“bilmem Kaç Zamanın Birikmişliği Döküldü Yanaklarıma,
ve Zamansız S/üzüldü Geçmiş Yılarıma!”
ben Böyle Yazardım Sanırım.
Acısını Bile Bir Güzelliğe Benzetir Şair: Kardelenlere…
bence Bu, Arabesk Kültüre Vurulmuş Okkalı Bir Tokattır.
Ve Sevgili, Sol Yanını (yüreği) Kanatarak Gitmiştir.
“tenhalığıma Döküldü Apseli Yanlarım Ardından,
sen Gelmedin.”
kalan Ne Yapar? Sadece Ağlar. Ama Yine De Sevgili Bilmemeli, O Üzülmemeli. Gidene Ah Etmemeli, Acıyı Da Kalan Üstlenmeli, Bir Sevgi Fedakârlığı Olarak. Gerçek
seven Sevgiliye Zarar Gelmesini İstemez. Aksi Gerçekçi Değildir, Arabesktir.
Arabeske Düşmeden Acıyı İşlemek, Anlatı’ya Düşmeden Tüm Ayrıntısı İle Yarım Kalmış Bir Aşkı Anlatmak Her Şairim Diyenin Başaracağı İş Değildir.
kayısının Yenilecek Zamanı, Alasulu Dediğimiz, Etlenmiş Henüz Sararıp, Yumuşamamış Çağla Anıdır Bence. Bu Kayısının En Lezzetli Anıdır. İşte Ataman, Bu Şiiriyle
tam Da Alasulu Anını Yaşatıyor Bize.. En Okunası Andır O’nun İçin, Doyasıya Okuyunuz Dostlar..!
İşte Unutamamışlık, İşte Vefa:
“karardığım Yerde Şafak Hiç Sökmedi.
ben Hep Kaldım Gecede,
sen Hiç Bitmedin Bende,
ben Hiç Gitmedim Senden,
-(bekledim!)-“
Bir Ayrılık Acısı Böyle Kusursuz Anlatılır, Usta Kalemde.
o Ayrılık Anında Takılı Kalmış Şair.. Onun İçin Değişmeyen Mevsim Hep Hazandır.
“mevsimler Ya Güzdü Ya Da Kara Yaz,bıraktığın Yerde.”
o Sımsıcak Yaz Bile Karadır Hüzünde Takılıp Kalan İçin.
“senden Sonra,
bu Mahfil Geniş Hatlı Bir Nevi Acayip Arabesk Oldum Eşe Dosta,”
Ve İçindeki O Kapanmaz Yaraya, O Doldurulamaz Boşluğa, Her An Fışkıracak Olan Kardelen Misali O Zarif, İnce Sızıya Karşın Geniş Hatlı Bir Çok Kişiyi
kucaklayan Acıların Paylaşıldığı Bir Dernek, Bir Dergâh; Eşe Dosta Bir Nevi Acyip Arabesk Olmak. (o Dostlardan Biri Olmaktan Kıvançlıyım). Kendi İç Dünyalarında
kalmış Bir Çok Şaire Kıyasla Eşi Dostu Düşünmek, Acılarına Ortak Olmak Ataman Kale’ye Mahsustur.
Ve Gitmiş De Olsa Onun Yeri Başkadır, Bir Başkası Dolduramaz İlk Sevgilinin Yerini:
“bir Adam Tanıdım Gözleri Sana Benzeyen,
içleri Sen Gibi Gülmüyordu Bana.”
yeri Doldurulamayan Sevgili Daha Güzel Nasıl Anlatılır?
Yarım Kalmışlığı İçin Geç De Olsa Sorgulamaktan Alıkoyamaz Kendini;
“karşılaşsaydık Bir Yerde Bir Anda,
yine Dökülür Müydük?”
Bu Kutsal Sevgi İçin, Benim Yanıtım “dizlerin Dururdu” Olacak! Aslında Şair De Hemen Yanıtlamış:
“kalakalmışlığım Tamamlanamaz Ardından Sana.”
Yürekteki Gizin Dışa Vurumudur Parantez İçleri.. Bu Yüzden İç Seslenmeler Tırnakla Değil De Bilinçli Olarak Parantezle Verilmiş. Filmlerde Geçmişe Götüren
görüntülerdeki Renk Karatma Ya Da Karikatürlerdeki Düşünce Baloncukları Gibi Bilinçli Olarak Parantez Seçilmesi De İyi Bir Buluş.
Ben Genelde Yazılanların Biçimiyle Değil, Verdiği İletilerle İlgilenirim. Şiirde Anlamsızlığı Savunanlar Da Vardır. Ama Bence Her Sanat Yapıtı Gibi, Her Yazı Gibi
şiir De Didaktik Olmalı, Toplumdan Yana Bir İletisi Olmalı.
Bu Şiiri Biçimsel Olarak Ele Aldığımızda İse Bir Şiirde Bulunması Gereken Dört Öğenin Çok Güzel Örneği İle Karşılaşıyoruz. Güncel Dile Yakın İmgeleri İle Bir
dosta İçini Döker Gibi Sohbet Havası İçinde Muhteşem Bir Şiirsel Dil.
Duygular Yoğun Ama Ağlamaklı Değil. Düşünceleri İse Dize Aralarında Verdiği İletilerle Çok Güzel İşlenmiş, İç-dış Ses Tamamen Uyumlu; Diliniz Sürçmeden,
ayağınız Takılmadan Bir Solukta Okunabilen; Kendi Sesini, Kendi Seslenişini Bulmuş, Kendi Dilini Yakalayabilmiş; Özenti, İmitasyon Şiir Değil, Şairin Kendine Özgü Has
bir Şiir Olması Bakımından Da Örnek Bir Şiir Diyebilirim.
İstemsiz Başkasının Kapısında Olmak Ne Acıdır. Başka Seçeneği Kalmamış, Verilecek Tek Yanıtı Da Yine Şairin Kendi İç Seslerinde Buluyoruz:
-(artık Dönme!)-
Mistisist Davranmaz, Bilinmezlerden Medet Ummaz O. Bu Kadar Da Gerçekçidir, Yani. Çarenin Kendisi Olduğunu Bilir, Çözümü De Yine Kendisi Bulur. Çaresiz
olsa Da O Aşkını İçine Gömecek, Artık Kendi İçinde Onu (aşkını), Tek Başına Yaşatacaktır.
İşte Lirizm, İşte Ataman Kale, İşte Şiir.
Cumali Cumalioğlu
02.02.2009 – 08:10
şiirin Orijinali Ve Şairin Notu Aşağıdadır:
beyaz Apreli Koton Anılar
bilmem Kaç Zamanın Katranmışlığı El Çırptı Hazana,
ve Çırptı Hazan Dut Dallarındaki
Tüm Kırık Hatıraları...
-(bitti!)_
dedin Ve Gittin.
bitip Gittiğin Yerde Kışa Çaldı Kardelenler.
gidersen Git, Demiştim.
yalandı.
-(gitme!)-
bilmem Kaç Zamanın Birikmişliği Döküldü Yanaklarıma,
ve Üzüldü Yanaklarımda Gözyaşları.
ağlayanı Sevmezdin Sen Hiç
kıyamazdın Ağlamama Da
sarılıp Saçlarımın Sarısına
-(seni Seviyorum Ve Bunu Herkes Biliyor!)- , Derdin
dediğin Yerde Sol Yanımı Kanattın
bakıp, Ardından Ağladım
-(sen Bilme!)-
bıraktığın Yerde İçlendim,
içim Acıdı Beyaz Apreli Koton Anılara,
tenhalığıma Döküldü Apseli Yanlarım Ardından,
sen Gelmedin.
şafak Sökmeden Hemen Önce,en Kara Haline Bürünürmüş Gece.
karardığım Yerde Şafak Hiç Sökmedi.
ben Hep Kaldım Gecede,
sen Hiç Bitmedin Bende,
ben Hiç Gitmedim Senden,
-(bekledim!)-
mevsimler Ya Güzdü Ya Da Kara Yaz,bıraktığın Yerde.
tutunamadım Senden Sonra,
bu Mahfil Geniş Hatlı Bir Nevi Acayip Arabesk Oldum Eşe Dosta,
unuttursun Diye Ekledim Şaftı Kopuk Yılları
boşluklarıma.
bir Adam Tanıdım Gözleri Sana Benzeyen,
içleri Sen Gibi Gülmüyordu Bana.
karşılaşsaydık Bir Yerde Bir Anda,
yine Dökülür Müydük ?
bilmiyordum.
içime Gömüldüğün Yerde Kal, Daha Da Kalabilirsen.
sen İstesen De Geç Oldu
yarımlığım
kalakalmışlığım Tamamlanamaz Ardından Sana.
başkasının Kapısındayım,
başkasının Kadınıyım Artık
dönme.
-(artık Dönme!)-
29 Ocak 2009 23:13 Ankara
ataman Kale
(unutulmayı Hakedenlere Yazılmıştır..)
Yani Usta Şair: Ataman Kale
Anılar Vardır, Sevdiklerimizden Koparıldığımız Dayanıklı Bir Yerlerde Saklı Kalmış Anılar… Sinsi, Acıtan; Ama Bizim Acılarımız. Bile Bile Saklı Tuttuğumuz
anılar… Bu Yüzden Sıradan Bir Bez Değildir Onlar Dayanıklı Kotondur. Yüreğimizdeki Yarayı Gizli Gizli Kanatsa Da Koton Anılar, Leke Kondurmayız Beyaz Apreli, Daima
aktır Onlar…
Şiir Budur! Kendi Sesini, Kendi Seslenişini Yaratabilmektir. Ataman Bu Şiiriyle Şairliğinin Doruklarında Gezdiriyor Bizi… “beyaz Apreli Koton Anılar” Tüm Şiirin
en Kısa Özeti Gibi Duran Bu Başlığa Bile Bir Makale Yazılır. Hiçbir Yazı Başlığı Beni Böyle Etkilememişti. Ayakta Alkışlıyorum, Can Dost!
İmge Şiiri Zordur Ama, Gerek Güncel Konuşma Diline Yakınlığı, Gerekse Şiire Derin Anlamlar Katan Büyük Titizlikle Seçilmiş İmgeler Ataman’ın Bu Zoru Çok
kolay Aştığını Gösteriyor.
Hepimizin Yaşamında Keşkeler, Geç Kalmışlıklar Vardır. İşte Bu Geç Kalmış İtiraf:
“gidersen Git, Demiştim.
Yalandı.
-(gitme!)-“
işte Yabancısı Olmadığımız Son Pişmanlık! Ve Yabancısı Olmadığımız Güncel Dil.
Bu Şiir Bir Aşk Ve Ayrılık Destanı. Ayrılığın Acısı Bize Tüm Yalınlığı İle Sunulurken Duyguların Mantığın Önüne Geçmediğini Tüm Acısına Karşın Dik Duruşu, Tüm
zorluklara Karşın Kararlılığı Görüyoruz Şiirde…
ve Kardelenler Kışa Çalmıştır. Yani Kar Altına Gömülmüştür. Yine De Gelecek Bahara Yenilenip Doğacaktır Gömüldüğü Karı Parçalayıp Çıkacaktır. Ne Zaman, Nerede
olacağı Bilinmez Ama Bir Gün Mutlaka Yeniden Sevimli Kardelenler Gibi Kar Altından Fışkıracaktır Anılar…
“bilmem Kaç Zamanın Birikmişliği Döküldü Yanaklarıma,
ve Üzüldü Yanaklarımda Gözyaşları.”
Bir Tek Bu İki Dizede Aynı Şey Anlatılmış. Bilmem Kaç Zamanın Yanaklara Dökülen Birikmişliği Zaten Gözyaşıdır.
“bilmem Kaç Zamanın Birikmişliği Döküldü Yanaklarıma,
ve Zamansız S/üzüldü Geçmiş Yılarıma!”
ben Böyle Yazardım Sanırım.
Acısını Bile Bir Güzelliğe Benzetir Şair: Kardelenlere…
bence Bu, Arabesk Kültüre Vurulmuş Okkalı Bir Tokattır.
Ve Sevgili, Sol Yanını (yüreği) Kanatarak Gitmiştir.
“tenhalığıma Döküldü Apseli Yanlarım Ardından,
sen Gelmedin.”
kalan Ne Yapar? Sadece Ağlar. Ama Yine De Sevgili Bilmemeli, O Üzülmemeli. Gidene Ah Etmemeli, Acıyı Da Kalan Üstlenmeli, Bir Sevgi Fedakârlığı Olarak. Gerçek
seven Sevgiliye Zarar Gelmesini İstemez. Aksi Gerçekçi Değildir, Arabesktir.
Arabeske Düşmeden Acıyı İşlemek, Anlatı’ya Düşmeden Tüm Ayrıntısı İle Yarım Kalmış Bir Aşkı Anlatmak Her Şairim Diyenin Başaracağı İş Değildir.
kayısının Yenilecek Zamanı, Alasulu Dediğimiz, Etlenmiş Henüz Sararıp, Yumuşamamış Çağla Anıdır Bence. Bu Kayısının En Lezzetli Anıdır. İşte Ataman, Bu Şiiriyle
tam Da Alasulu Anını Yaşatıyor Bize.. En Okunası Andır O’nun İçin, Doyasıya Okuyunuz Dostlar..!
İşte Unutamamışlık, İşte Vefa:
“karardığım Yerde Şafak Hiç Sökmedi.
ben Hep Kaldım Gecede,
sen Hiç Bitmedin Bende,
ben Hiç Gitmedim Senden,
-(bekledim!)-“
Bir Ayrılık Acısı Böyle Kusursuz Anlatılır, Usta Kalemde.
o Ayrılık Anında Takılı Kalmış Şair.. Onun İçin Değişmeyen Mevsim Hep Hazandır.
“mevsimler Ya Güzdü Ya Da Kara Yaz,bıraktığın Yerde.”
o Sımsıcak Yaz Bile Karadır Hüzünde Takılıp Kalan İçin.
“senden Sonra,
bu Mahfil Geniş Hatlı Bir Nevi Acayip Arabesk Oldum Eşe Dosta,”
Ve İçindeki O Kapanmaz Yaraya, O Doldurulamaz Boşluğa, Her An Fışkıracak Olan Kardelen Misali O Zarif, İnce Sızıya Karşın Geniş Hatlı Bir Çok Kişiyi
kucaklayan Acıların Paylaşıldığı Bir Dernek, Bir Dergâh; Eşe Dosta Bir Nevi Acyip Arabesk Olmak. (o Dostlardan Biri Olmaktan Kıvançlıyım). Kendi İç Dünyalarında
kalmış Bir Çok Şaire Kıyasla Eşi Dostu Düşünmek, Acılarına Ortak Olmak Ataman Kale’ye Mahsustur.
Ve Gitmiş De Olsa Onun Yeri Başkadır, Bir Başkası Dolduramaz İlk Sevgilinin Yerini:
“bir Adam Tanıdım Gözleri Sana Benzeyen,
içleri Sen Gibi Gülmüyordu Bana.”
yeri Doldurulamayan Sevgili Daha Güzel Nasıl Anlatılır?
Yarım Kalmışlığı İçin Geç De Olsa Sorgulamaktan Alıkoyamaz Kendini;
“karşılaşsaydık Bir Yerde Bir Anda,
yine Dökülür Müydük?”
Bu Kutsal Sevgi İçin, Benim Yanıtım “dizlerin Dururdu” Olacak! Aslında Şair De Hemen Yanıtlamış:
“kalakalmışlığım Tamamlanamaz Ardından Sana.”
Yürekteki Gizin Dışa Vurumudur Parantez İçleri.. Bu Yüzden İç Seslenmeler Tırnakla Değil De Bilinçli Olarak Parantezle Verilmiş. Filmlerde Geçmişe Götüren
görüntülerdeki Renk Karatma Ya Da Karikatürlerdeki Düşünce Baloncukları Gibi Bilinçli Olarak Parantez Seçilmesi De İyi Bir Buluş.
Ben Genelde Yazılanların Biçimiyle Değil, Verdiği İletilerle İlgilenirim. Şiirde Anlamsızlığı Savunanlar Da Vardır. Ama Bence Her Sanat Yapıtı Gibi, Her Yazı Gibi
şiir De Didaktik Olmalı, Toplumdan Yana Bir İletisi Olmalı.
Bu Şiiri Biçimsel Olarak Ele Aldığımızda İse Bir Şiirde Bulunması Gereken Dört Öğenin Çok Güzel Örneği İle Karşılaşıyoruz. Güncel Dile Yakın İmgeleri İle Bir
dosta İçini Döker Gibi Sohbet Havası İçinde Muhteşem Bir Şiirsel Dil.
Duygular Yoğun Ama Ağlamaklı Değil. Düşünceleri İse Dize Aralarında Verdiği İletilerle Çok Güzel İşlenmiş, İç-dış Ses Tamamen Uyumlu; Diliniz Sürçmeden,
ayağınız Takılmadan Bir Solukta Okunabilen; Kendi Sesini, Kendi Seslenişini Bulmuş, Kendi Dilini Yakalayabilmiş; Özenti, İmitasyon Şiir Değil, Şairin Kendine Özgü Has
bir Şiir Olması Bakımından Da Örnek Bir Şiir Diyebilirim.
İstemsiz Başkasının Kapısında Olmak Ne Acıdır. Başka Seçeneği Kalmamış, Verilecek Tek Yanıtı Da Yine Şairin Kendi İç Seslerinde Buluyoruz:
-(artık Dönme!)-
Mistisist Davranmaz, Bilinmezlerden Medet Ummaz O. Bu Kadar Da Gerçekçidir, Yani. Çarenin Kendisi Olduğunu Bilir, Çözümü De Yine Kendisi Bulur. Çaresiz
olsa Da O Aşkını İçine Gömecek, Artık Kendi İçinde Onu (aşkını), Tek Başına Yaşatacaktır.
İşte Lirizm, İşte Ataman Kale, İşte Şiir.
Cumali Cumalioğlu
02.02.2009 – 08:10
şiirin Orijinali Ve Şairin Notu Aşağıdadır:
beyaz Apreli Koton Anılar
bilmem Kaç Zamanın Katranmışlığı El Çırptı Hazana,
ve Çırptı Hazan Dut Dallarındaki
Tüm Kırık Hatıraları...
-(bitti!)_
dedin Ve Gittin.
bitip Gittiğin Yerde Kışa Çaldı Kardelenler.
gidersen Git, Demiştim.
yalandı.
-(gitme!)-
bilmem Kaç Zamanın Birikmişliği Döküldü Yanaklarıma,
ve Üzüldü Yanaklarımda Gözyaşları.
ağlayanı Sevmezdin Sen Hiç
kıyamazdın Ağlamama Da
sarılıp Saçlarımın Sarısına
-(seni Seviyorum Ve Bunu Herkes Biliyor!)- , Derdin
dediğin Yerde Sol Yanımı Kanattın
bakıp, Ardından Ağladım
-(sen Bilme!)-
bıraktığın Yerde İçlendim,
içim Acıdı Beyaz Apreli Koton Anılara,
tenhalığıma Döküldü Apseli Yanlarım Ardından,
sen Gelmedin.
şafak Sökmeden Hemen Önce,en Kara Haline Bürünürmüş Gece.
karardığım Yerde Şafak Hiç Sökmedi.
ben Hep Kaldım Gecede,
sen Hiç Bitmedin Bende,
ben Hiç Gitmedim Senden,
-(bekledim!)-
mevsimler Ya Güzdü Ya Da Kara Yaz,bıraktığın Yerde.
tutunamadım Senden Sonra,
bu Mahfil Geniş Hatlı Bir Nevi Acayip Arabesk Oldum Eşe Dosta,
unuttursun Diye Ekledim Şaftı Kopuk Yılları
boşluklarıma.
bir Adam Tanıdım Gözleri Sana Benzeyen,
içleri Sen Gibi Gülmüyordu Bana.
karşılaşsaydık Bir Yerde Bir Anda,
yine Dökülür Müydük ?
bilmiyordum.
içime Gömüldüğün Yerde Kal, Daha Da Kalabilirsen.
sen İstesen De Geç Oldu
yarımlığım
kalakalmışlığım Tamamlanamaz Ardından Sana.
başkasının Kapısındayım,
başkasının Kadınıyım Artık
dönme.
-(artık Dönme!)-
29 Ocak 2009 23:13 Ankara
ataman Kale
(unutulmayı Hakedenlere Yazılmıştır..)