Oruç Ateşe Kalkandır !!! | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Oruç Ateşe Kalkandır !!!

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Oruç Ateşe Kalkandır



Allah Teâlâ buyuruyor:

“Ey mü’minler! Haram olan şeylerden nefsinizi sakınmanız için sizden evvelki geçen ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de oruc farz kılındı.” (Bakara sûresi: 183)

Yani; ey ehl-i îman! Bâtınınızı tasfiyeye hâdim olan oruc tutmak size farz oldu. Nitekim sizden evvel geçen ümmetlerin cümlesine farz olduğu gibi. Bu orucu tutmak sebebiyle sizin haramdan ittikanız, sakınmanız me’muldür.

Beyzâvî’nin beyânı vechile Hazret-i Âdem’den Ümmet-i Muhammede gelinceye kadar bilcümle enbiyanın şeriatında oruc tutmak bir ibâdet-i kadîme olduğu gibi bu âyet-i celîle ile de Ümmet-i Muhammede farz kılınmıştır.

Oruc tutmak insanların nefsine ağır gelib meşakkatli bir ibadet olduğundan kulûb-ı mü’mînini tatyib için yalnız Ümmet-i Muhammede oruc farz kılınmamış, sizden evvel geçen ümmetlere de farz kılınmıştır ve onlara farz kılındığı gibi size de farz kılınmıştır diye vârid olmuştur.

Yalnız, evvelki her şerîatde orucun keyfiyeti ve adedi başka başka suretlerde, muhtelif şekillerde emrolunmuş ise de Şerîat-ı İslâmiyyede ramazan ayında imsak vaktinden başlayarak akşam namazı vakti olan gurûb-ı şemse kadar yemekden ve içmekden ve cinsi mükarenetden nefsi menetmek suretiyle meşrû kılınmıştır.

*

Oruc, Hicret-i Nebeviyyeden birkaç sene sonra Şâbân-ı şerîfin üçüncü günü farz kılınmıştır. Cenâb-ı Hak Azze ve Celle âyet-i kerimede: “Orucun farzıyyeti sizin ittikanız için” buyurmuştur. Çünkü oruc insanın kuvve-i şehevâniyyesini kırdığı gibi nefsin hevâ ve hevesini de kırarak bütün âzâları günahdan, isyandan ictinâb ile zühd ü takvaya sebeb olacağı beyân buyurulmuştur.

İnsanların dünyevî mesâisi başlıca iki şeye münhasıdır: Biri tatlı tatlı yiyip içmek arzusudur. Diğeri de kuvve-i şehevâniyyedir. Bu iki arzu da ancak oruc ile menedilmiş olduğu gibi tasfiye-i cesed ve bâzı emrâz-ı kalbiyyenin tathîrine de oruc vesile olur. Ve tıbben de midenin tashîhine vesile olduğu malûm bir hakîkattir.

Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

“Oruc nâra karşı bir kalkandır. Orucluyu nefsâni ihtiraslardan muhâfaza eder. Oruclu kimse, câhilâne fenâ söz söylemek isteyen kimseye iki def’a: Ben orucluyum! desin. Ruhum yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Allah’a yemin ederim ki: Oruclunun ağzının açlık kokusu Allah Teâlâ Hazretleri indinde misk kokusundan daha etyab ve temizdir.” (Buhâri)

Hadîs-i kudsîde de Cenâb-ı Hak:

“Oruclu kimse benim rızam için yemesini içmesini ve cinsi arzusunu bırakmıştır. Oruc doğrudan doğruya bana edilen ve riyâ karışmayan bir ibâdettir. Onun sayısız ecrini de doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki başka ibâdetlerin hepsi on misli ile ödenmektedir.” (Buhâri)  buyurmuştur.

*

Ebû Hüreyre -radıyAllahu anh’den rivâyet edilen diğer bir hadis-i şerifde Rasûlullah sallAllahu aleyhi vesellem:

“Cennetde bâbü’s-salât, bâbü’l-cihâd, bâbü’r-reyyan, bâbü’s-sadaka vardır. O kapılardan çağırılır. Kim ki Allah rızası için malından iki sığır, iki koyun, iki dirhem sadaka verirse cennet kapılarından: “Ey Allah’ın sevgili kulu buraya gel! Bu kapıda büyük hayır ve bereket vardır diye çağırırlar. Çok namaz kılanlar, salât kapısından; mücahidler, cihad kapısından, oruclular, reyyan kapısından; sadaka sahibleri de sadaka kapısından da’vet edilirler” buyurdu.

Ebû Bekir -radıyAllahu anh- sordu ki:

– Babam anam sana fedâ olsun yâ RasûlAllah! Bir mü’mini bu kapıların hepsinden da’vet olunması mümkün müdür? Bir kişi bu kapıların hepsinden da’vet olunur mu? diye sordu. Rasûlullah -sallAllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri cevaben:

– “Evet! Hepsinden da’vet olunur. Ey Ebû Bekir! Umarım ki sen de bu bahtiyarlardan olasın, buyurdu.” (Buhâri)

alıntı
 

Benzer konular

Üst Alt