Özel Eğitim | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Özel Eğitim

  • Konbuyu başlatan akkuru
  • Başlangıç tarihi
A

akkuru

Ziyaretçi
Özel Eğitim

Eğitimin önemini yıllar önce kabul eden modern toplumlar, bu yönde hizmetler geliştirmeye devam ediyor. Türkiye'de ise şu an ve gelecek için yapılması gereken çok şey var. Hepimiz bunun bilincinde olmalıyız. Kuşkusuz  yeni nesli eğitirken daha toleranslı ve herkesin aktif rol alabileceği bir toplum hazırlamak bizim elimizde. Bunun için ise öncelikle hepimizin birbirimizden farklı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Dünyadaki pek çok Down Sendromlu insanın toplumda aktif rol aldığı ya da almayı arzu ettiği düşünüldüğünde ise onları hazırlamak yine bizim görevimiz.

Başlarken; diğer insanlar arasında ne kadar fark varsa Down Sendromlular arasında da o kadar fark olduğunu benimsememiz şarttır. Doğumdan hemen sonra beyin fonksiyonlarını korumak, harekete geçirmek, arttırmak önemlidir. Ayrıca genetik farklılıklar, çeşitli sağlık problemleri (kalp, görme, işitme, troit vb.) teşhis veya yeterli tedavi edilmediğinde, görülebilen davranış sorunları (dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, otizm vb.), çevre faktörleri çocuklarımızın bilişsel gelişimini etkilemektedir. Fakat topluma uyum sağlamaları için ne olursa olsun bütün çocuklar gibi bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim eğitimin bir parçası olmalı ve bu çocuklar başarabilecekleri konusunda desteklenmelidir.

Çoğu araştırma, erken müdahale programına katılmalarının potansiyellerini en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olduğunu göstermektedir. (Oelwein, Fewell&Pruess 1985. Gibson&Fields 1984). Down Sendromlu çocukların ekstra 21. kromozomlarının olması nedeniyle özel öğrenme tarzları vardır. Unutmayın ki ne kadar çocuk varsa o kadar da fark mevcuttur. Bu nedenle eğitimde hazır reçete olabileceğini düşünmek imkansız ve yanlıştır. Eğitimlerini desteklemek için bir çok program var (!) Fakat bu uzun maceraya atılırken, bize göre şu prensipler önemli  ve düşünmeye değer:


Profesyonellerle (doktor, fizyoterapist, dil terapist, özel eğitimci) anne- baba, çocuk arasındaki ilişki tutarlı ve pozitif olmalı. Bu doğrudan çocuğun öz güvenini etkileyecektir.
Çocuk için en etkili faktörün anne- baba olduğu düşünülürse onlara yeterli desteğin verilmesi şarttır.
Çocuğun ihtiyaçlarına uygun, esnek ve her çocuğun adapte olabileceğibir program hazırlanmalıdır.
İlerlemeyi sağlamak ve hedeflere ulaşabilmek için eğitimin sürekliliği  unutulmamalıdır.
İstenmeyen davranışlar yerine istenen davranışları görmek, bunlara ağırlık vermek ve ödüllendirmek çok önemlidir.
Hoş ve motive eden bir çevre yaratmak çocuğun gelişimin destekler.
Bilişsel gelişimini desteklemede eğitsel arak olarak oyunun rolü yadsınamaz (Mc Cune, Nicolich & Carroll 1981).
Doğru ve ilginç materyal kullanımı bir yandan çocuğu motive ederken bir yandan da çocuğun görsel anlamda gelişimini destekler.
Çocuğun öğrendiklerini tekrarlaması, pekiştirmesi ve genellemesi için günlük yaşantısında fırsatlar yaratılmalıdır.
Eğitimi mümkün olduğunca normal çocuklar arasında da desteklenmelidir.

Bu prensiplere dayanarak iyi bir eğitsel program şunları destekler:

Sosyal ve duygusal gelişimi (gülümseme, göz kontağı, iletişim)
Bilişsel gelişimini (düşünme, hatırlama, çözme)
Motor gelişimini (yakalama, tutma, emekleme, yürüme)
Görsel ve duyusal alanları harekete geçirme
Alıcı dil ve konuşma becerileri
Elbette söylenecek daha çok şey var. Arzumuz bunu bir davet olarak görmeniz (!) Bu çocukların eğitimlerine katkıda bulunan profesyonel olsun, anne baba olsun herkes işbirliği içinde olmalı, beraber hareket edilmeli, tecrübeler ve yeni bilgiler paylaşılmalıdır. Anne- babalar, unutmayın, çocuğunuza verebileceğiniz en değerli hediye sevgidir. Bunu da en samimi şekilde göstermeniz, onunla konuşmanız, oynamanız, birlikte zaman geçirmeniz önemlidir. Bu şekilde çocuğunuzu, sağlıklı bir duygusal gelişim içerisinde, dünyayı keşfetmeye hazırlarsınız. Ayrıca özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar da en eski eğitim prensibi olan taklit etme yoluyla çok şey öğreniyor. Bunu dikkate alarak toplumdan ve eğitimden izole edilen çocukların toplumun bir parçası olmalarını bekleyemeyiz. Bitirirken bu inancımızı bir kez daha size aktarmak istedik:



EĞİTSEL VE SOSYAL YAŞANTILARIN KALİTESİ VE YOĞUNLUĞU, ÇOCUKLARI DOĞRUDAN ETKİLEYECEKTİR.




 

Benzer konular

Üst Alt