Ramazan ve oruç | Eğitimin Yeni Yüzü | Egitimciyim.Net

Ramazan ve oruç

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Ramazan ve oruç bilgilerimizi tazeleyelim

ALİ DEMİREL
Her ibadetin kendine göre kavramları ve kuralları vardır. Bu kavramları bilmek ibadetimizin daha anlamlı olmasını sağlayacaktır. Ramazan kelimesinin bir manası ‘sonbahar yağmuru’dur. Ramazan ayı ve oruç, sonbahar yağmurunun etraftaki tozları ve pislikleri götürüp temizlediği gibi günah kirlerini götürüp kalbimizi temizler. Ramazan kelimesinin ‘ramad’ kelimesinden türediği de düşünülmüştür ki, bu da güneşin ısısından taşların yanıp kızması manasına gelir. İşte mümin de oruçla böyle yanar kavrulur ve günahları eriyip gider.

İmsak
Oruçlu olan insanın orucu bozan şeyleri yapmamaya başlaması gereken zamandır. İmsak vaktinde tan yeri ağarmaya başlar. İmsakla beraber artık oruç başlamıştır.

Sahur
Oruç tutmak için gecenin imsaktan önceki vaktinde yenen yemeğe sahur denir. Efendimiz bir hadislerinde “Sahura kalkıp sahur yemeği yiyin. Zira sahurda bereket vardır.” (Buhari, Savm 20) buyuruyorlar.

Oruç
İmsak vaktinden (ikinci fecir) akşam güneş batıncaya kadar hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel münasebette bulunmamaktır.

İftar
Orucun bitirilmesi gereken vakittir. Bu da akşam güneşin batmasıyla olur. Akşam namazını bildirmek üzere okunan ezan aynı zamanda iftar vaktini de bildirmektedir. Akşam ezanı okununca geciktirmeden iftar yapılmalıdır. Bir hadis, iftarda acele edilmesi gerektiğini şu şekilde ifade eder: “İnsanlar iftarı yapmakta acele ettikleri sürece, hayır üzere devam etmiş olurlar.” (Buhari, Savm 45)

Teravih
Ramazan ayında yatsı namazıyla birlikte kılınan, yirmi rekatlık bir namazdır.

Fidye
Sürekli bulunan bir hastalıktan veya yaşlılıktan dolayı oruç tutamayanların tutmaları gereken her gün için bir fakiri doyuracak miktarda tasaddukta bulunmalarına fidye denir. Fidye sürekli hastalar, çok yaşlı kimseler için bir sevaba ortak olma vesilesidir.

Fitre
Temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların Ramazan bayramına ulaşmalarının bir şükrü olarak yerine getirmeleri gereken bir ibadettir. Buna fıtır sadakası da denmektedir. Aile reisi bütün aile fertleri adına, fakirlerin de bayrama aynı toplumun bir ferdi olarak kavuşması ve sevinmesi için fitreyi verir. Müslüman’ın, normal bir insanın bir günlük yiyeceği miktarda fitre vermesi en uygun olandır.

İ’tikaf
Ramazan ayının son on gününde ibadet niyetiyle bir insanın, belli kurallara uyarak bir mescitte inzivaya çekilmesidir. Allah Rasulü (sas) Medine’ye hicretten sonra Ramazan’ın son on gününü i’tikafta geçirirdi. Bazı alimler bir saat bile i’tikaf yapılabileceğini söylerler. Önemli olan insanın, hayatın bunca telaşesi içinde belli bir süre de olsa Rabbiyle baş başa kalması ve kendini ibadete vermesidir.

Keffaret
Ramazan orucunu kasten bozan kimsenin bir günlük Ramazan orucu yerine, ceza olarak peşi peşine iki ay oruç tutmasıdır. Keffaret, orucu tutmamanın değil; tutulan orucu kasten bozmanın cezasıdır. Oruçlunun dikkat etmesi gereken durumlar: Başlanmış olan orucu bilerek bozmanın dünyevi bir karşılığı olarak keffaret orucu cezası vardır. Ramazan’da bile bile yemek yiyip bir şeyler içmek ve cinsel ilişkide bulunmak orucu bozduğu gibi keffaret gerektirir. Bu keffaretin peşi peşine olması şarttır. Kısaca ifade etmek gerekirse, bir şey yiyip içme ve cinsel ilişkide bulunmayla, bu kapsamda değerlendirilen şeyler orucu bozar. Bunlar bilinçli ve kasten olursa orucu bozdukları gibi keffaret gerektirirler. Ancak unutarak bunları yapan bir kimse, ne yaptığının farkına vardığı an bunları terk ederse orucu bozulmayacağı için kaza ve keffaret orucu tutmasına gerek yoktur.

Oruç hangi
durumlarda bozulur?

Beslenme amacı taşımayan, yenip içilmesi normal olmayan ve normal insanın fıtraten yiyip içmek istemeyeceği şeyleri alması durumunda oruç bozulur, fakat keffaret yerine sadece kaza orucu tutması gerekir. Bunların bir kısmı şöyledir.
1- Çiğ pirinç gibi, çiğ olarak yenmesi âdet olmayan şeyleri yemek
2- Katkısız un ve hamur yemek
3- Taş, toprak, altın, demir gibi cisimleri yutmak
4- Kabuğuyla beraber yenmeyen, fındık, ceviz ve badem gibi şeyleri yemek
5- Boğaza kaçan, yağmur, kar ve doluyu istemeyerek yutmak.
6- Abdest alırken genze ve boğaza hatayla su kaçırmak
7- Uyurken kendi kendine veya başkası tarafından bir şey yiyip içmek, mesela, boğazına su dökülmesi de orucu bozar; keffaret gerektirmez.
8- Kendi isteğiyle ağız dolusu kusmak.
9- Sahurdan dişleri arasında kalan nohut tanesi büyüklüğünde olan bir şeyi yutmak.
10- Eşine sarılıp öperken meni gelmesi de orucu bozar. Genel olarak orucun manası Allah rızası için beslenme, tat ve keyif alma isteğinin bir sonucu olarak yapılan yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan uzak durmak, yani nefsi, istek, iştah ve şehvet duyduğu şeylerden uzak tutmak olunca, nefse bu hazlarını veren şeylerin orucu bozduğu açıktır. Bunların belli başlı olanlarını sıraladıktan sonra herkesin kendi durumunu gözden geçirmesini, yaptığı işlerde bu duyguların yerinin ne olduğunu kendisinin gözden geçirmesini ve orucu manasına uygun olarak tutmaya çalışmasını söylemek gerekiyor.


Orucu bozmayan şeyler
Bazı durumlar vardır ki, insan orucunun bozulduğunu zannedebilir. Ancak bu durumlarda oruç bozulmaz.
1. Unutarak az veya çok bir şey yemek. İnsan unutarak karnını doyursa sonra da çay içerken aklına oruçlu olduğu gelse, çayını hemen bırakır ve orucuna devam eder. Bu kişinin orucu bozulmadığı için ne kaza ne de keffaret gerekir.
2. İstemeyerek kusmak orucu bozmaz.
3. Abdestte ağza su alındıktan sonra kalan az bir yaşlığı tükürük ile yutmak orucu bozmaz.
4. Boğaza bir sineğin kaçması gibi yenilmesi kastedilmeyen ve kaçınmanın da mümkün olmadığı şeyler orucu bozmaz.
5. İnsanın derisinden içeriye sızan şeyler orucu bozmaz. Bunun için vücuda sürülen bir krem, koku veya vücudun soğukluğunu hissettiği su orucu bozmaz.
6. Baştaki veya karındaki bir yaraya konulup yaranın ıslaklığı ile damağa veya boşluğa gitmeyen bir ilaçtan dolayı oruç bozulmaz.

Zaman
 

Benzer konular

C

cendere

Ziyaretçi
Ayetlerle Ramazan ve Oruç

Ey îman edenler! Sizden öncekilere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç tutmak yazıldı (farz kılındı). Olur ki bu sâyede takvâya erersiniz. Bakara - 183

(Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (oruç) tutar. (İhtiyarlığından veya tedâvisi mümkün olmayan bir hastalıktan dolayı) oruç tutmaya gücü yetmeyenlere, (her güne karşılık) bir yoksulu (sabah-akşam) doyuracak bir fidye vermesi (gerekli)dir. Kim de gönülden gelerek (daha fazla) bir ihsanda bulunursa, bu, onun için daha hayırlıdır. Bununla beraber (zor da olsa), (işin önemini) bilirseniz, oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır. Bakara - 184


(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, Kur’ân; insanlara hidâyet (doğru yol) rehberi, doğru yolun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak onda(ki Kadir gecesinde) indirildi. Sizden kim (mâzereti olmaksızın) bu ay(ın ilk hilâlin)e erişirse/görürse hemen orucunu tutsun, kim de hasta veya seferde (olup da yer) ise, tutmadığı günler sayısınca (câiz olan) başka günlerde (orucunu kazâ etsin). Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Bu da, o sayıyı (kazâ ile) tamamlamanız ve size yol göstermesine karşılık Allah’ın yüceliğini tanımanız içindir. Olur ki (düşünür de) şükredersiniz.Bakara - 185

Oruç (günlerinin) gecesinde eşlerinizle cinsî ilişki kurmanız size helâl kılındı. (Haramdan korunmak ve sükûnete kavuşmanız için) onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz. Allah (onlara yaklaşmamakla) nefislerinizin arzularına karşı zâfiyet göstereceğinizi bildi de tövbelerinizi kabul edip, sizi bağışladı. Artık bundan böyle onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) şey (nesl)i isteyin. Beyaz iplik siyah iplikten (fecrin aydınlığı, gecenin karanlığından) seçilinceye (tanyeri ağarıncaya) kadar yiyin, için, sonra da orucu akşam oluncaya (iftar vaktine) kadar tamamlayın. Fakat, mescidlerde i’tikâfa (ibâdete) çekilmiş iken kadınlarınıza yaklaşmayın. Bu (hükümler) Allah’ın sınırlarıdır; sakın sınırlara yaklaşmayın! Allah, sakınıp korunsunlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklar.Bakara - 187

Haccı da, umreyi de Allah (rızâsı) için yapın. Eğer (bir engelle hac ve umreden) alıkonulsanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban (gönderin). Kurban, yerine (Minâ’ya) varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin. Aranızda hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulunan (traş olan) varsa ona fidye gerekir ki, o (fidye) de ya (üç gün) oruç tutmak, ya sadaka (altı fakire fitre) vermek, ya da bir kurban kesmektir. Güven içinde olduğunuz vakit hac zamanına kadar, umre ile faydalanmak isteyen kimseye (Hacc-ı Temettü yapana), kolayına gelen kurbanı kesmesi; kurban bulamayana da hac günlerinde (ihramlı olarak) üç gün, döndüğünüz zaman da yedi (gün) oruç tutması gerekir; bunlar tam on (gün) dür. Bu, ailesi Mescid-i Haram (civârın)da oturmayanlar içindir. Allah’ın emirlerine uygun olmayan davranışlardan sakının ve bilin ki, Allah’ın cezâsı çok şiddetlidir. Bakara - 196

(O mü’minler;) tövbe edenler, ibâdet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah’ın sınırlarını (koyduğu hükümleri) koruyanlardır. (İşte, böyle) mü’minlere (cenneti) müjdele!Tevbe - 112

Şüphesiz ki, müslüman olan (Allah’ın emirlerine teslim olan) erkeklerle, müslüman kadınlar; îman eden erkeklerle, îman eden kadınlar itaat (ve ibâdet)e devam eden erkeklerle; itaat (ve ibâdet)e devâm eden kadınlar; doğru erkeklerle, doğru kadınlar; sabreden erkeklerle, sabreden kadınlar; alçak gönüllü (ve saygılı) erkeklerle, alçak gönüllü (ve saygılı) kadınlar; sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar; oruç tutan erkeklerle, oruç tutan kadınlar; mahrem yerlerini (haramdan) koruyan/hayâlı erkeklerle, mahrem yerlerini (ve görünümlerini haramdan) koruyan/iffetli kadınlar; Allah’ı çok anan erkeklerle (Allah’ı çok) anan kadınlar (var ya, işte) Allah, onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfât hazırlamıştır.Ahzab - 35

Alıntı
 
Üst Alt