xokulx
Bilge Üye
- Katılım
- 30 Kas 2017
- Mesajlar
- 211
- Tepkime puanı
- 0
göçlerin sebepleri - göç tipleri - iç göçler - dış göçler
Türklerin Orta Asya’dan Göçü
Türk göçlerinin en önemli sebebi,
Ana yurt topraklarının verimsizleşmesidir. Büyük ölçüde kuraklık, nüfus yoğunluğu ve otlak darlığı, ekonomik sıkıntılara neden olmuştu.Hayvanların beslenmesi, çeşitli gıda maddeleri, giyim eşyası gibi ihtiyaçların karşılanması için iklimi elverişli zengin topraklar gerekiyordu.Bu nedenle önceleri verimli topraklara sahip ve nüfusu az olan komşu ülkelere göçler yapıldı Zamanla buraların da yeterli olmadığı görüldü ve yeni yerler aranmaya başlandı. Böylece ekonomik ve ticari yönden daha iyi imkanlara sahip diğer topraklara göçler başladı
Kavimler Göçü
4. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Kavimler Göçü, tarihteki en büyük kitlesel göç hareketlerinden biridir. Bu yüzyılın sonlarına doğru değişen dünya iklimi, birçok kavmin yaşam alanı olan Orta Asya iklimini olumsuz yönde etkilemiştir. Kuzeye doğru çekilen buzullar Orta Asya iklimini değiştirmiştir.
Sıcaklığa bağlı olarak oluşan kurak iklim, bu alanda yaşayan toplulukları, daha uygun iklim koşullarının hüküm sürdüğü bölgelere göç etmeye zorlamıştır.
Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bu kavimler, çeşitli göç yolları izlemişlerdir.
Kavimler Göçü; Göç yolları
Kuzeye gidenler Sibirya'ya,
Doğuya gidenler Çin ve Uzak Doğu ülkelerine,
Güneye gidenler Hindistan, Afganistan ve Çin'e,
Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar Denizi'nin kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyine ve Avrupa'ya, bir kısmıda Hazar Denizi'nin güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu'ya göç etmişlerdir.
Kavimler Göçünün Sonuçları
Uzun yıllar süren göç hareketi, bu bölgelerde yaşayan kavimleri de daha ileriye doğru göçe zorlamıştır. Batıya doğru sürekli birbirini iten kavimler, sonunda Avrupa'ya kadar ulaşarak Kavimler Göçü'nü başlatmıştır.
Büyük göç hareketlerinde, iklim değişmeleri gibi coğrafi faktörlerin insanlık tarihi üzerinde ne kadar önemli bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. İklim değişmelerinin sonucunda gelişen bu göç hareketi, mekânsal olarak bütün bir Avrupa Kıtası'nın çehresini değiştirmiş ve yeni ırkların, yeni siyasal yapıların hatta yeni bir çağın başlamasına zemin hazırlamıştır.
2-Sosyal ve Siyasi Nedenler
Savaşlar,
İşgaller,
Devrimler,
Terör olayları,
Dini olaylar
Örneğin Sırpların işgali nedeniyle Bosnalıların bulundukları bölgeyi terk etmesi siyasi nedenli bir göçtür
3- Ekonomik Nedenler
Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu bölgelerde iş olanaklarının az olması, göçlere neden olmaktadır.
İşgücü göçleri
İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere İşgücü Göçü denir.
Mevsimlik,
Kısa Süreli
Uzun Süreli olabilir.
Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür.
GÖÇ TİPLERİ:
Göçler bir ülkenin sınırları içinde olabileceği gibi ülkeler arasında da olabilir.
Göçler, oluştukları yere göre iki gruba ayrılır :
1- İç Göçler
2- Dış Göçler
1-İç Göçler
Herhangi bir ülkenin sınırları içinde oluşan göçlerdir. Bu yer değiştirme hareketi sırasında ülke nüfusunda herhangi bir değişme söz konusu değildir. Genellikle iç göçlere bağlı olarak kent nüfusları artarken, kırsal nüfus azalmaktadır. İç göçler;
- Kırsal alandan kırsal alana
- Kırsal alandan kentlere
- Kentlerden kentlere
- Kentlerden kırsal alana
doğru olmaktadır.
Kırsal Alandan Kentlere
-İç göçlerin en fazla görüleni kırsal alandan kentlere doğru olanıdır.
-Verimli tarım alanları,
-Endüstrinin geliştiği bölgeler,
-Ticaret merkezleri,
-Maden yatakları bakımından zengin olan bölgeler,
-Turistik yöreler göçmen çekerler
2-Dış Göçler
Bir ülkeden başka ülkelere olan göçlerdir.
Göç veren ülkenin nüfusu azalır.
Dış göçler, oluşum nedenlerine göre 5 gruba ayrılır:
a-Zorunlu Göçler (Sığınma Göçleri) :
Savaş,
Baskı
Zulümden kaçarak başka ülkelere yapılan sığınma göçleridir.
Örneğin 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak halkının bir bölümünün ülkemize göçü bu türdendir.
b-Yer Değiştirme (Mübadele) Göçleri :
Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak yer değişmesi ile oluşan göçlerdir.
Örneğin Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan ile yapılan anlaşmalarla ülkemizde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler arasında yer değiştirme göçleri yaşanmıştır.
(30 Ocak 1923'te Türkiye ve Yunanistan'ın Lozan'da imzaladığı "TürkYunan Nüfus Mübadelesi'ne İlişkin Sözleşme ve Protokolü“)
"TürkYunan Nüfus Mübadelesi'ne İlişkin Sözleşme ve Protokolü"nün birinci maddesi şöyledir:
"Türk topraklarında yerleşmiş bulunan Rum Ortodoks dininden Türk uyruklularla Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyrukluların, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak, zorunlu mübadelesine girişilecektir. Bu kimselerden hiçbiri, Türk hükümetinin izni olmadıkça Türkiye'ye; Yunan hükümetinin izni olmadıkça Yunanistan'a dönüp orada yerleşemeyecektir."
Bu protokol;
İstanbul'da oturan Rumları ve Batı Trakya'da oturan Türkleri kapsamayacaktır
c-Gönüllü Göçler :
İnsanların çeşitli nedenlerle, kendi istekleri doğrultusunda, sürekli yaşamak için başka ülke veya kıtalara gitmesiyle oluşan göçlerdir.
Örneğin Avrupalıların yeni dünya kıtalarına göçü bu türdendir.
Yeni Dünya'ya Göçler
Yeni keşfedilen topraklardaki kaynakların işlenmesi ve bu kaynakların ticari potansiyeli, bölgede Avrupalı ticaret kolonilerinin kurulmasına sebep oldu. Özellikle İngilizler ve Fransızlar Kuzey Amerika'da, İspanyollar da Güney Amerika'da ticari koloniler kurdular.
Bütün bu göç hareketleri sonucunda Amerika Kıtası'nda yeni devletlerin kurulması, bütün Avrupa ve Dünya tarihini değiştirecek önemli gelişmelerin başlamasına neden olmuştur.
Yeni Dünya olarak adlandırılan Amerika'ya yapılan bu göç hareketi özellikle 19. yüzyılın ilk yarısında büyük bir hız kazandı.
Avrupalı göçmenlerin çoğu; siyasal baskılardan kaçmak, dinsel inançlarını özgürce yerine getirebilmek, maceraya atılmak ya da ülkelerinde kendilerine tanınmayan fırsatlardan yararlanabilmek için vatanlarından ayrıldılar.
Sanayi Devrimi'yle gelişen teknoloji ve seyahat imkânları, bu göç hareketinin hızlanmasında en önemli etken oldu. 15. yüzyılın sonuna doğru
Kristof Klomb, Macellan Vasco dö Gama'nın yaptığı seyahatlerle artık dünyada bilinmeyen yer kalmadı, özellikle Amerika Kıtası'nın keşfedilmesi ile bu kıtaya Avrupa'dan göçler başladı. 60 milyon insanın yer değiştirdiği bu göçler, 20 yüzyılın kadar sürdü.
d-İşgücü Göçleri :
İnsanların, işsizliğin fazla olduğu geri kalmış ülkelerden, iş olanakları fazla olan endüstrileşmiş ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir.
Bu göçle işçi gönderen ülkeler döviz sağlar, ülkede işsizlik azalır, ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler gelişir.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak için 1952 1954 yılları arasında Almanya, Belçika, Avusturya ve Fransa gibi ülkelerde ciddi bir kalkınma hamlesi başlamıştır. Bu ülkelerin kalkınma çabaları dış ülkelerden önemli sayılabilecek bir iş gücü ihtiyacını beraberinde getirmiştir
Örneğin 1960 yılından itibaren, Türkiye’den çeşitli Avrupa ülkelerine işçi göçü olmuştur
Türkiye'de işçi göçünün zaman içinde hızla arttığı görülmektedir. Bunun başlıca nedenleri;
Hızlı nüfus artışı,
Kırsal alanda isteklerin çoğalması ve çeşitlenmesi,
Gelir dağılımındaki bozukluklar,
İstihdam sorunları,
Kırsal kesimdeki gelirin düşük olmasıdır
e-Beyin Göçleri :
İyi eğitilmiş elemanların daha iyi çalışma olanakları sağlayan ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir.
Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamlarının ABD’ye göçü bu türdendir
TÜRKİYE’YE YERLEşEN GÖÇMENLER
Anadolu insanlık tarihinde, iç ve dış göçler sonucu ortaya çıkan önemli uygarlıkların yaşandığı bir coğrafya olarak kabul edilmektedir. Böylesine bir göçmenler kazanı ve uygarlıklar sentezi üzerinde kurulmuş olan devletlerin göçlerle gelen toplumsal, siyasal ve yönetsel sorunlar için çeşitli önlemler aldığı ve çözümler ürettiği bilinmektedir.
Anadolu, özellikle on sekizinci yüzyılın sonundan itibaren belirli aralıklarla yoğunluk kazanarak süregelen dış göç hareketleri ile karşı karşıya kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu ile başlayan ve devletin genişlemesi ve büyümesine yönelik politika olarak teşvik edilen göçler sonucu Anadolu toprakları dışındaki alanlarda önemli sayıda Türkçe konuşan topluluklar iskan edilmiştir. İmparatorluğun zayıflaması ile birlikte Türk ve Müslüman olan halkların bulundukları yerlerden çıkarılması asırlar önceki göçü tersine çevirmiştir.
1923 yılında modern bir devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti göçmen sorunlarını geçmişinden kalan bir miras olarak devir almış ve yapılan sistematik çalışmalarla sorunun çözümüne yönelik politikalar geliştirilmiş ve uygulamalar yapılmıştır.
Bu bildiride, kapsamı çok geniş olan bu tarihsel olgunun son iki yüzyıldaki durumu ele alınacak, iç göçler sonucu yaşanan yerleşim sorunlarına ilişkin olarak yapılan uygulamalar incelenmeye çalışılacaktır.
Türklerin Orta Asya’dan Göçü
Türk göçlerinin en önemli sebebi,
Ana yurt topraklarının verimsizleşmesidir. Büyük ölçüde kuraklık, nüfus yoğunluğu ve otlak darlığı, ekonomik sıkıntılara neden olmuştu.Hayvanların beslenmesi, çeşitli gıda maddeleri, giyim eşyası gibi ihtiyaçların karşılanması için iklimi elverişli zengin topraklar gerekiyordu.Bu nedenle önceleri verimli topraklara sahip ve nüfusu az olan komşu ülkelere göçler yapıldı Zamanla buraların da yeterli olmadığı görüldü ve yeni yerler aranmaya başlandı. Böylece ekonomik ve ticari yönden daha iyi imkanlara sahip diğer topraklara göçler başladı
Kavimler Göçü
4. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Kavimler Göçü, tarihteki en büyük kitlesel göç hareketlerinden biridir. Bu yüzyılın sonlarına doğru değişen dünya iklimi, birçok kavmin yaşam alanı olan Orta Asya iklimini olumsuz yönde etkilemiştir. Kuzeye doğru çekilen buzullar Orta Asya iklimini değiştirmiştir.
Sıcaklığa bağlı olarak oluşan kurak iklim, bu alanda yaşayan toplulukları, daha uygun iklim koşullarının hüküm sürdüğü bölgelere göç etmeye zorlamıştır.
Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bu kavimler, çeşitli göç yolları izlemişlerdir.
Kavimler Göçü; Göç yolları
Kuzeye gidenler Sibirya'ya,
Doğuya gidenler Çin ve Uzak Doğu ülkelerine,
Güneye gidenler Hindistan, Afganistan ve Çin'e,
Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar Denizi'nin kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyine ve Avrupa'ya, bir kısmıda Hazar Denizi'nin güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu'ya göç etmişlerdir.
Kavimler Göçünün Sonuçları
Uzun yıllar süren göç hareketi, bu bölgelerde yaşayan kavimleri de daha ileriye doğru göçe zorlamıştır. Batıya doğru sürekli birbirini iten kavimler, sonunda Avrupa'ya kadar ulaşarak Kavimler Göçü'nü başlatmıştır.
Büyük göç hareketlerinde, iklim değişmeleri gibi coğrafi faktörlerin insanlık tarihi üzerinde ne kadar önemli bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. İklim değişmelerinin sonucunda gelişen bu göç hareketi, mekânsal olarak bütün bir Avrupa Kıtası'nın çehresini değiştirmiş ve yeni ırkların, yeni siyasal yapıların hatta yeni bir çağın başlamasına zemin hazırlamıştır.
2-Sosyal ve Siyasi Nedenler
Savaşlar,
İşgaller,
Devrimler,
Terör olayları,
Dini olaylar
Örneğin Sırpların işgali nedeniyle Bosnalıların bulundukları bölgeyi terk etmesi siyasi nedenli bir göçtür
3- Ekonomik Nedenler
Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu bölgelerde iş olanaklarının az olması, göçlere neden olmaktadır.
İşgücü göçleri
İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere İşgücü Göçü denir.
Mevsimlik,
Kısa Süreli
Uzun Süreli olabilir.
Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür.
GÖÇ TİPLERİ:
Göçler bir ülkenin sınırları içinde olabileceği gibi ülkeler arasında da olabilir.
Göçler, oluştukları yere göre iki gruba ayrılır :
1- İç Göçler
2- Dış Göçler
1-İç Göçler
Herhangi bir ülkenin sınırları içinde oluşan göçlerdir. Bu yer değiştirme hareketi sırasında ülke nüfusunda herhangi bir değişme söz konusu değildir. Genellikle iç göçlere bağlı olarak kent nüfusları artarken, kırsal nüfus azalmaktadır. İç göçler;
- Kırsal alandan kırsal alana
- Kırsal alandan kentlere
- Kentlerden kentlere
- Kentlerden kırsal alana
doğru olmaktadır.
Kırsal Alandan Kentlere
-İç göçlerin en fazla görüleni kırsal alandan kentlere doğru olanıdır.
-Verimli tarım alanları,
-Endüstrinin geliştiği bölgeler,
-Ticaret merkezleri,
-Maden yatakları bakımından zengin olan bölgeler,
-Turistik yöreler göçmen çekerler
2-Dış Göçler
Bir ülkeden başka ülkelere olan göçlerdir.
Göç veren ülkenin nüfusu azalır.
Dış göçler, oluşum nedenlerine göre 5 gruba ayrılır:
a-Zorunlu Göçler (Sığınma Göçleri) :
Savaş,
Baskı
Zulümden kaçarak başka ülkelere yapılan sığınma göçleridir.
Örneğin 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak halkının bir bölümünün ülkemize göçü bu türdendir.
b-Yer Değiştirme (Mübadele) Göçleri :
Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak yer değişmesi ile oluşan göçlerdir.
Örneğin Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan ile yapılan anlaşmalarla ülkemizde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler arasında yer değiştirme göçleri yaşanmıştır.
(30 Ocak 1923'te Türkiye ve Yunanistan'ın Lozan'da imzaladığı "TürkYunan Nüfus Mübadelesi'ne İlişkin Sözleşme ve Protokolü“)
"TürkYunan Nüfus Mübadelesi'ne İlişkin Sözleşme ve Protokolü"nün birinci maddesi şöyledir:
"Türk topraklarında yerleşmiş bulunan Rum Ortodoks dininden Türk uyruklularla Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyrukluların, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak, zorunlu mübadelesine girişilecektir. Bu kimselerden hiçbiri, Türk hükümetinin izni olmadıkça Türkiye'ye; Yunan hükümetinin izni olmadıkça Yunanistan'a dönüp orada yerleşemeyecektir."
Bu protokol;
İstanbul'da oturan Rumları ve Batı Trakya'da oturan Türkleri kapsamayacaktır
c-Gönüllü Göçler :
İnsanların çeşitli nedenlerle, kendi istekleri doğrultusunda, sürekli yaşamak için başka ülke veya kıtalara gitmesiyle oluşan göçlerdir.
Örneğin Avrupalıların yeni dünya kıtalarına göçü bu türdendir.
Yeni Dünya'ya Göçler
Yeni keşfedilen topraklardaki kaynakların işlenmesi ve bu kaynakların ticari potansiyeli, bölgede Avrupalı ticaret kolonilerinin kurulmasına sebep oldu. Özellikle İngilizler ve Fransızlar Kuzey Amerika'da, İspanyollar da Güney Amerika'da ticari koloniler kurdular.
Bütün bu göç hareketleri sonucunda Amerika Kıtası'nda yeni devletlerin kurulması, bütün Avrupa ve Dünya tarihini değiştirecek önemli gelişmelerin başlamasına neden olmuştur.
Yeni Dünya olarak adlandırılan Amerika'ya yapılan bu göç hareketi özellikle 19. yüzyılın ilk yarısında büyük bir hız kazandı.
Avrupalı göçmenlerin çoğu; siyasal baskılardan kaçmak, dinsel inançlarını özgürce yerine getirebilmek, maceraya atılmak ya da ülkelerinde kendilerine tanınmayan fırsatlardan yararlanabilmek için vatanlarından ayrıldılar.
Sanayi Devrimi'yle gelişen teknoloji ve seyahat imkânları, bu göç hareketinin hızlanmasında en önemli etken oldu. 15. yüzyılın sonuna doğru
Kristof Klomb, Macellan Vasco dö Gama'nın yaptığı seyahatlerle artık dünyada bilinmeyen yer kalmadı, özellikle Amerika Kıtası'nın keşfedilmesi ile bu kıtaya Avrupa'dan göçler başladı. 60 milyon insanın yer değiştirdiği bu göçler, 20 yüzyılın kadar sürdü.
d-İşgücü Göçleri :
İnsanların, işsizliğin fazla olduğu geri kalmış ülkelerden, iş olanakları fazla olan endüstrileşmiş ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir.
Bu göçle işçi gönderen ülkeler döviz sağlar, ülkede işsizlik azalır, ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler gelişir.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak için 1952 1954 yılları arasında Almanya, Belçika, Avusturya ve Fransa gibi ülkelerde ciddi bir kalkınma hamlesi başlamıştır. Bu ülkelerin kalkınma çabaları dış ülkelerden önemli sayılabilecek bir iş gücü ihtiyacını beraberinde getirmiştir
Örneğin 1960 yılından itibaren, Türkiye’den çeşitli Avrupa ülkelerine işçi göçü olmuştur
Türkiye'de işçi göçünün zaman içinde hızla arttığı görülmektedir. Bunun başlıca nedenleri;
Hızlı nüfus artışı,
Kırsal alanda isteklerin çoğalması ve çeşitlenmesi,
Gelir dağılımındaki bozukluklar,
İstihdam sorunları,
Kırsal kesimdeki gelirin düşük olmasıdır
e-Beyin Göçleri :
İyi eğitilmiş elemanların daha iyi çalışma olanakları sağlayan ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir.
Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamlarının ABD’ye göçü bu türdendir
TÜRKİYE’YE YERLEşEN GÖÇMENLER
Anadolu insanlık tarihinde, iç ve dış göçler sonucu ortaya çıkan önemli uygarlıkların yaşandığı bir coğrafya olarak kabul edilmektedir. Böylesine bir göçmenler kazanı ve uygarlıklar sentezi üzerinde kurulmuş olan devletlerin göçlerle gelen toplumsal, siyasal ve yönetsel sorunlar için çeşitli önlemler aldığı ve çözümler ürettiği bilinmektedir.
Anadolu, özellikle on sekizinci yüzyılın sonundan itibaren belirli aralıklarla yoğunluk kazanarak süregelen dış göç hareketleri ile karşı karşıya kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu ile başlayan ve devletin genişlemesi ve büyümesine yönelik politika olarak teşvik edilen göçler sonucu Anadolu toprakları dışındaki alanlarda önemli sayıda Türkçe konuşan topluluklar iskan edilmiştir. İmparatorluğun zayıflaması ile birlikte Türk ve Müslüman olan halkların bulundukları yerlerden çıkarılması asırlar önceki göçü tersine çevirmiştir.
1923 yılında modern bir devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti göçmen sorunlarını geçmişinden kalan bir miras olarak devir almış ve yapılan sistematik çalışmalarla sorunun çözümüne yönelik politikalar geliştirilmiş ve uygulamalar yapılmıştır.
Bu bildiride, kapsamı çok geniş olan bu tarihsel olgunun son iki yüzyıldaki durumu ele alınacak, iç göçler sonucu yaşanan yerleşim sorunlarına ilişkin olarak yapılan uygulamalar incelenmeye çalışılacaktır.