C
cendere
Ziyaretçi
YARGITAY'IN TORE CINAYETLERINE ILISKIN YORUMU KABUL EDILEMEZ
Yargitay 1. Ceza Dairesi, tore cinayetlerinde aile meclisi karari gerektigini ifade etmektedir. Yargitay’in yasada olmayan bir kriter getirmesi, tore ilgili yasa maddesini kullanilamaz hale getirmektedir.
Tore saiki ile islenen bazi cinayetlerin, aile meclisi karari sonrasi gerceklestigi dogrudur. Ancak karara katilan ve sucun azmettirici konumunda olan kisiler zaten bu durumu bildirmeyeceklerdir. Cogu durumda infaz kararini veren aile kararin varligini ispat etmek mumkun olmadigindan, suc cinayete azmettirenler icin cezasiz kalacaktir.
Kaldi ki ''Tore ve Namus Cinayetleri'ne iliskin 180 hukumluyle gerceklesen arastirma sonuclari, cinayet aile meclisinin karariyla yapildigi yonundeki iddialarinin dogru olmadigini, bazen tek basina alinan karar sonrasi cinayet islendigini ortaya koymaktadir. Bu noktada Aile Meclisi karari, tore cinayetinin zorunlu bir unsuru degildir.
Sonucta tore saiki ile islenen suclar, torenin gerektirdigi, kadinin cesitli nedenlerle oldurulmesinin mesru goruldugu ve hatta oldurme gerceklesmediginde aile dislandigi icin “toplum ne der” korkusuyla gerceklesen suclardir. Nitekim''Tore ve Namus Cinayetleri' arastirmasi, hukumlulerin hic birinin oldurme olayindan pismanlik duymadigini ortaya koymaktadir. Universitelilerle yapilan bir arastirmada uc ogrenciden biri "Tore icin ben de oldururum" demektedir. “Tore cinayetleri”nin sayisini saptama girisimleri de, bu cinayetlerin gercek boyutlarini gostermekten uzaktir. Resmi rakamlara gore tore cinayetlerinin sayisi az gorulse bile intihar vakialarinin yukseldigi ve intihara zorlama olaylarinin varligi bu konunun cok ciddi bir sorun oldugunu gostermektedir.
Bu nedenle Turk Ceza Kanununa ozel bir madde konarak tore saiki islenen cinayetler, en agir sekilde cezalandirilmistir. Yasa koyucu, sucun kabul edilemez niteligi nedeniyle tore saiki ile ilgili suclarla ilgili bir sinirlama koymamistir. Yasa gerekcesinde diger nitelikli insan oldurme hallerinde ayrintili kriterler getirilmektedir. Tore cinayetlerinde ise sadece, somut olayda haksiz tahrikin kosullarinin bulunmadigi durumlarda bu maddenin uygulanmayacagini belirtilmektedir.
Bu noktada Yargitayin yasam hakkina yonelik kanunda olmayan bir kriter getirmesi hatalidir. Yargitayin yorumu, kanun maddesinin fiilen uygulanmamasi ile sonuclanacaktir. Yargitay yasa koyucunun getirme ihtiyaci duymadigi “aile meclisi” zorunlulugu ihdas etmistir. Bu suretle yasa koyucunun yerine gecmistir. Bu hatali yorumdan vazgecilmeli ve her davanin kendi ozelliklerine gore hukum vermelidir. Aksi durum, kadinin insan haklari lehine yasalar degismeye devam etse de yarginin zihniyeti degismedigi muddetce uygulamanin ayni kalacagini gosterecektir.
Ayrimciliga Karsi Kadin Haklari Dernegi(AKDER)
Baskan Yardimcisi Av. Fatma Benli
Tore cinayeti isleyeceklere gun dogdu! RADIKAL
Yargitay’in kararina gore tore cinayeti isleyen kisinin cinayeti aile meclisi karariyla isledigi ispatlanamazsa daha az ceza alacak
ANKARA - Yargitay 1. Ceza Dairesi, tore cinayetlerinde ‘aile meclisi karari’ alinmis olmasini sart kostu. Yargitay’in bu kararina gore, ‘aile meclisi’nin verdigi karar sonrasi cinayet islendigi ispatlanmazsa saniklar ‘tore’ sucundan hukum giymeyecek ve daha az ceza alacaklar.
Yargitay, verdigi kararda, “Kardese, cocuga ve gebe oldugu bilinen maktuleye karsi islenen oldurme sucunun alinan aile meclisi karari sonucu gerceklestirildigini gosteren kesin ve inandirici kanit bulunmadigi bu nedenle sucun tore saikiyle islendiginden soz edilemeyecegi anlasildigi halde, 5237 sayili TCK’nun 82/1-d-e-f maddeleri yerine 82/1-d-k maddeleri uyarinca karar verilmesi bozmayi gerektirmistir” gorusunu dile getirdi.
Yargitay’in verdigi bu kararin ardindan tore cinayetlerinde “aile meclisio karari alinmis olmasi kriteri aranacak. Tore cinayetlerine iliskin yapilacak olan sorusturma sonrasinda ‘aile meclisi’ karari alindigi ispatlanirsa, azmettirenler sucundan mahkum olacak. Bu suclarda ‘aile meclisi’ karari alindigi ispatalanamazsa suca azmettirenlerin beraat etmesinin onu acilacak.
‘BU KARAR, HAK ETTIGI ELESTIRIYI ALACAKTIR’
Yargitay 1. Ceza Dairesi’nin tore cinayetlerine iliskin verdigi bu karari ayni dairenin uyesi olan Salih Zeki Iskender elestirdi. Iskender, tore cinayetlerine iliskin duzenlenen bir sempozyumda bu karari elestirerek, “Tore cinayetlerine uygulanan yasa maddesi islevsiz hale gelecek” dedi.
TORE CINAYETLERINE AZMETTIRENLERE GUN DOGACAK
Iskender, bu karar yuzunden tore cinayetlerine azmettirenlerin beraat edebilecegini de belirtti. Yargitay’in bu kararinin yerlesmeyecegini ve ogretiden hak ettigi elestiriyi alacagini umdugunu kaydeden Iskender, “Sosyolojik bir kurum olarak ‘aile meclisi’ gibi bir kurum yoktur. Sosyolojik olarak, olmayan bir kurumun varligindan soz edilemezse, verecegi kararin aranmasi da dogru olmazo dedi.
'AILE MECLISI KARARI, SUCUN KANITININ ZORUNLU UNSURU DEGIL’
Iskender, konusmasinda su gorusleri dile getirdi:
“Tore saikiyle oldurme adi ustunde bir saik sucudur. ‘Cok failli bir suc’ degildir. Cogunlukla oldurulecek ve oldurecek olan aile meclisi kararlarina konu oldugu bir gercektir. Ancak kisinin tek basina bu karari almasi olanaklidir. Yeter ki tore saikiyle oldurme eylemini gerceklestirmis olsun. Bu bakimdan, ogretide ve uygulamada ileri surulen goruslerin aksine ‘aile meclisi karari’ tore sakinin bir kaniti sayilabilirse de sucun zorunlu unsuru degildir. ‘Aile meclisi karari’ varsa bu karara katilanlarin hukuksal konumlari ‘suca katilma’ kurallariyla cozulmesi gereken bir sorundur. Failde ‘tore saikinin’ bulundugunun kabul edilebilmesi icin, olum kararinin ‘aile meclisi’ tarafindan alinmasi, sucun aile mensubu bir kisiye islettirilmesi, magdurun cogunlukla aile bireyi olmasi ve torelere gore ‘mesru’ sayilan bir davranis nedeniyle gerceklestirilmesi gibi (evlilik oncesi cinsel iliski, zorla evlenmeye karsi cikma gibi)
olcutlerden yararlanilabilirse de, bunun somut olayda tespiti oldukca guc gorunmektedir. Ozellikle oldurulenlerin yakinlari, suca katilmasalar bile torenin kurallarina boyun egerek bu nedenle yakinlarinin oldurulmesine goz yummakta ve davaya katilmadiklari, gercegin ortaya cikarilmasinda adli makamlara bilgi vermedikleri genellikle gozlenmektedir.” (anka)
Yargitay 1. Ceza Dairesi, tore cinayetlerinde aile meclisi karari gerektigini ifade etmektedir. Yargitay’in yasada olmayan bir kriter getirmesi, tore ilgili yasa maddesini kullanilamaz hale getirmektedir.
Tore saiki ile islenen bazi cinayetlerin, aile meclisi karari sonrasi gerceklestigi dogrudur. Ancak karara katilan ve sucun azmettirici konumunda olan kisiler zaten bu durumu bildirmeyeceklerdir. Cogu durumda infaz kararini veren aile kararin varligini ispat etmek mumkun olmadigindan, suc cinayete azmettirenler icin cezasiz kalacaktir.
Kaldi ki ''Tore ve Namus Cinayetleri'ne iliskin 180 hukumluyle gerceklesen arastirma sonuclari, cinayet aile meclisinin karariyla yapildigi yonundeki iddialarinin dogru olmadigini, bazen tek basina alinan karar sonrasi cinayet islendigini ortaya koymaktadir. Bu noktada Aile Meclisi karari, tore cinayetinin zorunlu bir unsuru degildir.
Sonucta tore saiki ile islenen suclar, torenin gerektirdigi, kadinin cesitli nedenlerle oldurulmesinin mesru goruldugu ve hatta oldurme gerceklesmediginde aile dislandigi icin “toplum ne der” korkusuyla gerceklesen suclardir. Nitekim''Tore ve Namus Cinayetleri' arastirmasi, hukumlulerin hic birinin oldurme olayindan pismanlik duymadigini ortaya koymaktadir. Universitelilerle yapilan bir arastirmada uc ogrenciden biri "Tore icin ben de oldururum" demektedir. “Tore cinayetleri”nin sayisini saptama girisimleri de, bu cinayetlerin gercek boyutlarini gostermekten uzaktir. Resmi rakamlara gore tore cinayetlerinin sayisi az gorulse bile intihar vakialarinin yukseldigi ve intihara zorlama olaylarinin varligi bu konunun cok ciddi bir sorun oldugunu gostermektedir.
Bu nedenle Turk Ceza Kanununa ozel bir madde konarak tore saiki islenen cinayetler, en agir sekilde cezalandirilmistir. Yasa koyucu, sucun kabul edilemez niteligi nedeniyle tore saiki ile ilgili suclarla ilgili bir sinirlama koymamistir. Yasa gerekcesinde diger nitelikli insan oldurme hallerinde ayrintili kriterler getirilmektedir. Tore cinayetlerinde ise sadece, somut olayda haksiz tahrikin kosullarinin bulunmadigi durumlarda bu maddenin uygulanmayacagini belirtilmektedir.
Bu noktada Yargitayin yasam hakkina yonelik kanunda olmayan bir kriter getirmesi hatalidir. Yargitayin yorumu, kanun maddesinin fiilen uygulanmamasi ile sonuclanacaktir. Yargitay yasa koyucunun getirme ihtiyaci duymadigi “aile meclisi” zorunlulugu ihdas etmistir. Bu suretle yasa koyucunun yerine gecmistir. Bu hatali yorumdan vazgecilmeli ve her davanin kendi ozelliklerine gore hukum vermelidir. Aksi durum, kadinin insan haklari lehine yasalar degismeye devam etse de yarginin zihniyeti degismedigi muddetce uygulamanin ayni kalacagini gosterecektir.
Ayrimciliga Karsi Kadin Haklari Dernegi(AKDER)
Baskan Yardimcisi Av. Fatma Benli
Tore cinayeti isleyeceklere gun dogdu! RADIKAL
Yargitay’in kararina gore tore cinayeti isleyen kisinin cinayeti aile meclisi karariyla isledigi ispatlanamazsa daha az ceza alacak
ANKARA - Yargitay 1. Ceza Dairesi, tore cinayetlerinde ‘aile meclisi karari’ alinmis olmasini sart kostu. Yargitay’in bu kararina gore, ‘aile meclisi’nin verdigi karar sonrasi cinayet islendigi ispatlanmazsa saniklar ‘tore’ sucundan hukum giymeyecek ve daha az ceza alacaklar.
Yargitay, verdigi kararda, “Kardese, cocuga ve gebe oldugu bilinen maktuleye karsi islenen oldurme sucunun alinan aile meclisi karari sonucu gerceklestirildigini gosteren kesin ve inandirici kanit bulunmadigi bu nedenle sucun tore saikiyle islendiginden soz edilemeyecegi anlasildigi halde, 5237 sayili TCK’nun 82/1-d-e-f maddeleri yerine 82/1-d-k maddeleri uyarinca karar verilmesi bozmayi gerektirmistir” gorusunu dile getirdi.
Yargitay’in verdigi bu kararin ardindan tore cinayetlerinde “aile meclisio karari alinmis olmasi kriteri aranacak. Tore cinayetlerine iliskin yapilacak olan sorusturma sonrasinda ‘aile meclisi’ karari alindigi ispatlanirsa, azmettirenler sucundan mahkum olacak. Bu suclarda ‘aile meclisi’ karari alindigi ispatalanamazsa suca azmettirenlerin beraat etmesinin onu acilacak.
‘BU KARAR, HAK ETTIGI ELESTIRIYI ALACAKTIR’
Yargitay 1. Ceza Dairesi’nin tore cinayetlerine iliskin verdigi bu karari ayni dairenin uyesi olan Salih Zeki Iskender elestirdi. Iskender, tore cinayetlerine iliskin duzenlenen bir sempozyumda bu karari elestirerek, “Tore cinayetlerine uygulanan yasa maddesi islevsiz hale gelecek” dedi.
TORE CINAYETLERINE AZMETTIRENLERE GUN DOGACAK
Iskender, bu karar yuzunden tore cinayetlerine azmettirenlerin beraat edebilecegini de belirtti. Yargitay’in bu kararinin yerlesmeyecegini ve ogretiden hak ettigi elestiriyi alacagini umdugunu kaydeden Iskender, “Sosyolojik bir kurum olarak ‘aile meclisi’ gibi bir kurum yoktur. Sosyolojik olarak, olmayan bir kurumun varligindan soz edilemezse, verecegi kararin aranmasi da dogru olmazo dedi.
'AILE MECLISI KARARI, SUCUN KANITININ ZORUNLU UNSURU DEGIL’
Iskender, konusmasinda su gorusleri dile getirdi:
“Tore saikiyle oldurme adi ustunde bir saik sucudur. ‘Cok failli bir suc’ degildir. Cogunlukla oldurulecek ve oldurecek olan aile meclisi kararlarina konu oldugu bir gercektir. Ancak kisinin tek basina bu karari almasi olanaklidir. Yeter ki tore saikiyle oldurme eylemini gerceklestirmis olsun. Bu bakimdan, ogretide ve uygulamada ileri surulen goruslerin aksine ‘aile meclisi karari’ tore sakinin bir kaniti sayilabilirse de sucun zorunlu unsuru degildir. ‘Aile meclisi karari’ varsa bu karara katilanlarin hukuksal konumlari ‘suca katilma’ kurallariyla cozulmesi gereken bir sorundur. Failde ‘tore saikinin’ bulundugunun kabul edilebilmesi icin, olum kararinin ‘aile meclisi’ tarafindan alinmasi, sucun aile mensubu bir kisiye islettirilmesi, magdurun cogunlukla aile bireyi olmasi ve torelere gore ‘mesru’ sayilan bir davranis nedeniyle gerceklestirilmesi gibi (evlilik oncesi cinsel iliski, zorla evlenmeye karsi cikma gibi)
olcutlerden yararlanilabilirse de, bunun somut olayda tespiti oldukca guc gorunmektedir. Ozellikle oldurulenlerin yakinlari, suca katilmasalar bile torenin kurallarina boyun egerek bu nedenle yakinlarinin oldurulmesine goz yummakta ve davaya katilmadiklari, gercegin ortaya cikarilmasinda adli makamlara bilgi vermedikleri genellikle gozlenmektedir.” (anka)